Neleri ertelediğim, ertelediklerimden nelere daha çok pişman olduğum konusu, zihnimi çok meşgul eder.

Ertelediklerime sevindiklerim mi çok, üzüldüğüm mü çok tam karar veremem çoğu zaman.

Ertelememeye çabalarken erteleyiverdiğim neler var, diye düşünmeden de edemem.

Yaşadığım sevinç ya da üzüntünün ertelemelerimin önü mü sonu mu olduğunu da tam bilemem.

Bilemedikçe çözmeye çalışırım. Çözdükçe de dolaşırım.

Boş veririm bazen.

Boş vermek mi çabalamak mı derken geçip gidiyor ömrüm işte.

Ertelemek ‘bir tutum, bir mesele karşısında takınılan tavır, tutulan yol, davranış’ demek özetle.

İhmalin, ertelemenin, ihmalcinin durumunu net olarak ifade eden; eldeki imkân ve fırsatları, birikimleri yerinde ve zamanında değerlendirme konusunda kaynaklarımdan seçtiğim atasözlerimize dikkatinizi çekmek isterim:

Akşamki aşını sabaha koy aş olur; akşamki işini sabaha koyma iş olur.

Bugünkü işi yarına bırakanın işi, hiç bitmez.

Bugünkü işini yarına koyma.

Bugünün işi bugündür, yarın başka bir gündür.

Bugünün işini yarına bırakma belki yarın sana yâr olmaz.

Bugünün yarını var; yarının bir başka günü var.

Eringecin yarını tükenmez.

İhmal, ikbali karartır.

İhmalcinin iki yakası, bir araya gelmez.

İhmalcinin malını kurt yer.

İhmalin devlete zararı var.

İşini bırakma yarına; yarının da yarını var kalır yarına.

Sonraya salma kimsenin kârın, ne bilirsin ne olur yarın.

Yarın ile öbür gün, bitmez.

Erteleme ile ilgili olarak sizlerin de ulaşabileceğiniz kaynaklar olduğuna inanıyorum.

Bu konuda hepimizin belli bir görüşü, belli bir fikri var. Herkes neyi erteleyip neyi ertelemeyeceğini en iyi kendi bilir. Bilir bilmesine de bazen çevreye de kulak verir. Biz de çevremizin uyarılarını dikkate alanlardan olalım inşallah.

Ertelemek, belli bir konuyu geçici bir süre halledebilir ama bu, yeni sıkıntılar da getirir. Ertelediğimiz her şey, bizden daha da uzaklaşır. Yapmamız gerektiğine inandığımız bir şeyi asla ertelemeyelim.

Affetmek, büyüklüğün şanındandır. Affetmeyi ertelemeyelim.

Sevgiyi ertelemeyelim. Ertelenen sevgini aynı kalmayacağını aklımızdan çıkarmayalım.

Hatalarımızla yüzleşmeyi ertelemeyelim. Hayallerimizi ertelemeyelim. Ertelenmiş hayalin kaybolacağını unutmayalım.

Gerçekten yapmak istediklerimizi asla ertelemeyelim.

‘Sonra’, ‘biraz sonra’, ‘Şimdi olmaz.’, ‘Bakarız.’ vb. kalıpları mümkün olduğu kadar az kullanalım. Kullanmamız durumunda da bunlar yerli yerinde olsun aman.

‘Yarın yaparım’ demeyelim aman. Unutmayalım ki ‘Bugün de dünün bir yarınıdır.’

‘Yarın yaparım, demek, iradesizliğin başka türlü söylenişidir.

Bir şeyi yapıp yapmama hususunda karar verebilme ve bunu uygulama gücüne irade diyoruz. İrade beyanımız aşağıdaki anonim kıssa gibi olmasın aman:

“Borcunu bir türlü ödemeyen adama alacaklı, son bir kere şans verip durumu nasıl çözeceğini sorar.

Borçlu, karşıdan gelen koyun sürüsünü işaret ederek ‘Yola diken ektim. Dikenler çıkacak. Koyunlar buradan geçerken dikene takılan yünlerini toplayıp satacağım. Paralarını esnaftan alacağım. O zaman size öderim’ der.”