Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ayağının tozuyla, ES TV’ de Kerem Akyıl ve Tarkan Demir’in hazırladıkları programın konuğu oldu. Sorulara samimiyet ile yanıtladı.

Muhalefet partisinin genel başkanlarını çıkartmak her babayiğidin harcı değildir diyerek, Es guruba teşekkür etti.

Eskişehirlilerle buluştuğunu insanların, gençlerin çok yakın ilgisini gördüğünü söyledi.

ESKİDEN SİYASETÇİLER DOLAŞIRLARDI.

Programda çok önemli mesajlar verdi.

90' ları hatırlayan izleyicilerimiz vardır biraz daha siyasi partiler Anadolu'yu gezerlerdi. İnsanlarla hemhal olurlar böyle hiçbir şey yapılmasa bile el sıkılırdı. Son dönemde bunlar unutuldu. Biz bunu tekrar yaşatmak istiyoruz.

İnsanların halini hatırını sorup verdiği mesajları almak istiyoruz. Halkın mesajını doğru alabilirseniz siyasette başarılı olabilirsiniz.




 

Türkiye'nin her yerinde görüyorum gençlerimiz çok dertliler gençlerimizin gelecekle alakalı çok ciddi karamsar bir tabloya bürünmüşler karamsar bir psikolojiye girmişler. Gençlere asla ümitsizliğe düşmeyin dedim.

ÜMİTSİZ OLMAYALIM.

Ümitsizlik havasından çıkalım

Türkiye’yi bugün bu hale siyaset mekanizması getirdi. Emeklisi karamsar, esnafı karamsar, köylüsü karamsar, genci karamsar. Yine bunu düzeltecek de siyaset mekanizmasıdır başka türlü düzeltme şansı yok. 

EV GENCİ?

Yapılan kamuoyu yoklamaların birçoğunda gençler umudu Edirne'nin ötesinde arıyorlar. İlkokul, ortaokul liseyi bitiriyorlar üniversiteyi bitiriyorlar askerliğini yapıyorlar. Erkek çocukları, kız çocukları okulu bittikten sonra ev genci diye bir şey çıktı ve bugün sayı 4 milyona ulaşmış. Yani 4 milyon ev genci demek Türkiye'nin geleceği için ürkütücü bir rakam ve bunu çözebilmemiz gerekiyor.

Bizim ev genci nereden çıktı çocuk okulu bitirdi iş bulamadı. İş bulamadığı için ailesinden de harçlık almaya bazen utanıyor bazen ailenin o harçlık verme imkânı yok. Ne yapacak gençlerle bir kafeye otursa bir bardak çay olmuş 25 TL.4 tane çay içseler 100 TL.

2025 YILI AİLE YILI.

AİLE yılı ilan ettiler ama bizi ürküten şey şu. 2024 emekli yılı ilan etmişlerdi. Emeklilerin durumu ortada. Şimdi aile yılı ilan ettiler. Korkuyoruz, hakikaten korkuyoruz ve iktidarın yetkilileri çıkıyorlar sizlerin programlarına çıkıyorlar değişik platformlarda konuşmalar yapıyorlar ya gençlerimiz evlenmiyor diyorlar. İyi de gençler niye evlenmiyorlar?  Bunu bir masaya yatırın bakalım. Bugün evlenme çağına gelmiş gençlerin çoğunun ailesi emekli. 14.000 L 15.000 L maaş verdiğiniz emekli bir aile o çocuğu nasıl evlendirsin? Bugün minimum evlenme maliyeti 1 milyon lira. Evet, velev ki kırdı döktü aile genci evlendirdi 22.000 liraya nasıl geçinsin bugün Eskişehir'de? 

Ortalama bir evin kirası 20.000 TL daha ucuz evler var ama kiraların yüksek olduğu bir il Eskişehir.

EĞİTİMİ ŞAHA KALDIRACAKLARDI

Türkiye'deki eğitimi şaha kaldıracağız.  Ama tablo ne yıllardır ilk 500'de Türkiye'de üniversite yok yıllardır yok. evet bizim geçmişte

Hacettepe’miz ODTÜ Boğaziçi’miz İTÜ ve kaliteli üniversitemiz vardı. Bu hükümetin eğitim politikasından dolayı ilk 500'e giren üniversitemiz kalmadı. İlk 1000'e giren 7 tane 8 tane üniversitemiz var. Bizim dünyada bunların hepsi masaya yatılması gerekiyor. 

SEÇİMLER VAKTİNDE OLURSA ERDOĞAN ADAY OLAMAZ.

Eğer seçimler vaktin yapılacak olursa, 2028'in mayıs ayında yapılacak olursa, Sayın Erdoğan'ın aday olma şansı yok eğer tartışılacaksa 23 yıl boyunca ülkeyi yöneten bir isim aday olamayacak. Bu ülkede bunun tartışılması lazım. Ama algı öyle güzel yönetiliyor ki orayı tartışmak yerine muhalefetin adayı tartışılıyor. Ben bunu deyince iktidar partisinin yetkileri diyor ki efendim 2027'nin Kasımında bir seçim yapacağız e nasıl yapacaksınız benim desteğine ihtiyacınız var. Yani muhalefet partilerinin desteğine ihtiyacı var. Biz bu işte yokuz. Eğer siz 2027 Kasım’ına kadar seçim yapmayıp da 2027 Kasım'da seçim yapacağız diyorsanız orada biz yokuz.

MİLLİ GÖRÜŞ HAREKETİNİN TEMSİLCİSİYİZ. SAADET PARTİSİ OLARAK BUGÜN VE BU KONUDA BEDEL ÖDEMİŞ BİR PARTİYİZ.

 DAVOS HİKÂYESİ

Çok hızlı bir kronoloji yapacağım 2009 yılıydı. ONE minüt hadisesi yaşadık Davos'ta.

Sayın Başbakan güzel bir çıkış yaptı İsrail başbakanına siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz dedi. İşte bu yani. İsrail'in zulmü karşısında Türkiye'ye yakışan tavır bu dedik.15 dakikalık mutluluğumuz oldu sadece 15 dakika sürdü. Niye? 15 dakika sonra, Sayın Başbakan Erdoğan benim bu tepkim moderatöre idi dedi. Ben İsrail Başbakanına bir şey demedim dedi. Maalesef iktidara yakın medya kanalları algıyı o kadar iyi yönetti ki burasını kimse duymadı ve büyük bir kahramanlıkmış gibi, Türkiye' de iç siyasete alet meze edildi. 

MAVİ MARMARA HADİSESİ YAŞADIK.

Mavi Marmara hadisesini yaşadık önemli bir projeydi Türkiye’deki bir yardım gemisi Gazze'ye gidecekti oradaki ihtiyaç sahibi insanlara yardım yapılacaktı. 30 insanımızı katlettiler. İsrail terör örgütü gemiye saldırdı askerleriyle gemi işgal etti. 

BU HİKÂYEDEN AKP SEÇİM KAZANDI.

Mavi Marmara’daki kahramanlık hikâyesi üzerinden AK Parti iki tane seçim kazandı. Bir yerel seçim bir genel seçim kazandı. Mavi Marmara'yı meydan meydan anlatarak daha sonra ne oldu? Bir pazar günüydü hiç unutmuyorum Sayın Başbakan çıktı ben Mavi Marmara gemisini anlamıyorum dedi. Ben mi gidin dedim size! Ben mi bana mı sordunuz ben mi size izin verdim dedi. Bu cümleleri duyduk, bu da gündemden unutuldu ve daha acı şeyi söylüyorum. 

DAVA NE İLE SONUÇLANDI.

Katledilen insanın aileleri İsrail hükümetine dava açtılar manevi tazminat davası açtılar ve uluslararası arenada bunların yargılanmasını sağlayacaklardı. Türkiye Cumhuriyeti hükümetin baskısı yüzünden o insanlar 20 milyon dolar gibi komik bir para karşı bunu parayla bu acıyı kıyaslamak mümkün değil ama 20 milyon dolar gibi göstermelik bir para karşılığında o kardeşlerimizin o insanların davayı geri çekmesine sebebiyet verdik.

 biz bunu da bir kenara not ettik.

AKP VE MHP RET OYU VERDİLER.

7 Ekim 2023 hadisesi yaşandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeyiz birkaç gün sonra hatırlarsanız akşam saatlerinde şifa hastanesi bombalanmıştı 500 tane orada savunmasız yaralı genç kadın çoluk çocuk katledilmişti ertesi sabah Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne geldik dedik ki, arkadaşlar bu Gazze meselesi değil bu bir insanlık meselesi gelin tüm gündemleri elimizin tersine itelim. Bugün sadece Gazze'yi konuşalım dedik. Bu öneri olarak Saadet Partisi grubu olarak, bu öneriyi verdik insanları bu kısmı şikâyet ediyorum AK Parti ve MHP vekilleri dedi ki , 

ya buna gerek yok dediler ret oyu kullandılar.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bahçesinde boyunlarında böyle şey Filistin atkılarıyla İsrail’deki olan bitene kınama basın toplantısı yaptılar ya.

İSRAİL İLE TİCARETİ DURDURUN.

Şu ticareti durdurun İsrail sevkiyatı durdurun ve AK Partili vekiller çıktı ya nereden çıkarıyor?  Saadet Partisi bunu ticaret falan yok dediler en son Ömer Bolat bir gün meclise geldi ve dedi ki "İsrail olan ticaretimizi %40 oranında düşürdük dedi." Dedi ki “hani ticaret yoktu. Olmayan bir ticaret %40 düşer mi?

Demek ki topluma siz bunları eksik anlatmışsınız en hafif tabirle söylüyorum biz yine üzerine gitmeye devam ettik en son bu ticareti haykırırken Hasan Bitmez kardeşimiz vefat etti. Kürsüden biz yine bunu dillendirmeye devam ettik.  En son Sayın Fidan Dışişleri Bakanı çıktı arkadaşlar ,  "İsrail'i olan bütün ticaretimizi bitirdik" dedi.  Biz yine inanmadık bu ticaret devam ediyor dedik.

İSRAİL’LE TİCARET HEP DEVAM ETTİ.

Sonrasında Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin raporunu kamuoyuyla paylaştık. Ticaretin sıfıra düştüğü denildiği anda İsrail'e olan demir ihracatımız %30.000 rakama dikkat edin. %30.000 artmış. Halı ihracatımız artmış klima ihracatımız artmış makyaj malzemelerinin ihracatı artmış efendim. Bu neyin nesi diye sorduk efendim işte Filistin'e gönderebilmek için İsrail'i biz bunları gönderiyoruz ya Filistin'de makyaj malzemesini ne yapsın ya? Halıyı ne yapsın? Klimayı ne yapsın? çeliği ne

Yapsın? O yıkılan binalar da inşa mı edebiliyor biz bunu dillendirince Özlem Zengin hanımefendi

AK Parti Grup Başkan Vekili çıktı dedi ki arkadaşlar dedi biz Türkiye'den her gün 1.2 milyon varil İsrail'e akaryakıt gönderiyoruz bu akaryakıtlar ne oluyor?  İsrail jetlerine bu akaryakıtları veriyoruz. O İsrail jetleri Gazze'yi bombalıyor, Lübnan'ı bombalıyor, Suriye'yi bombalıyor ve her varil başı 1.27 dolar komisyon alıyoruz dedi. Türkiye bunları duydu. Şimdi seçmene soruyorum sizler vasıtasıyla Ak Parti'ye iyi niyetle oy vermiş o art niyetleri bir tarafa koyuyorum. onlara diyecek bir şey yok ama iyi niyetle gerçekten Gazze'nin yanında durduğunu AK Parti'nin yanında durduğunu düşünen Ali abime, Ayşe teyzeme söylüyorum. Bütün bunlar olurken her ne kadar iktidarın yetkilileri sabah akşam ey İsrail diye cümleye başlasalar da? İsrail'le alakalı herhangi bir müeyyideleri yok. Bugün hala Gazze'ye hicret meselesi gündeme getirildi ya. Bu hicret nereden çıktı? Biz Kurtuluş neymiş efendim oradaki yarın şimdilik orayı terk etsinler diyor.

KIBRIS’ TA İŞLER İYİ GİTMİYOR.

Kıbrıs'ta iyi şeyler gitmiyor İsrail Suriye'de Golan tepelerini aştı,

Şam’a kadar dayandı.  Oradan hızla bize doğru sınır olma noktasına ilerliyor. Bununla alakalı bizim yetkililerin ağzı açılmıyor. Biz neyle meşgulüz? 

Emevi Camisi’nin halılarını biz serdik, ne kadar mutlu olduk! 

İsrail alttan geliyor. Bana bundan bahset. Emevi camisindeki halının bir karşılığı yok. İsrail'in bize doğru yaklaşması karşısında masaya yumruğunu vurabiliyor musun? Onlara engel olabiliyor musun? Benim için kıymetli olan şeyler bunlar. 

İSRAİL KIBRIS’TA AT OYNATIYOR.

Kıbrıs’ta İsrail tabir yerindeyse at oynatıyor. Hem Güney Kıbrıs'ta hem Kuzey Kıbrıs'ta birçok faaliyette bulunuyor. En son Güney Kıbrıs Rum yönetimini tanıdılar.

Ben korkuyorum ki yakın bir zamanda gündem şu olacak Kıbrıs' taki Türkler hicret etsinler daha sonra işler düzelince geri dönerler Gazze’ye hicreti teklif edenler, yakında Kıbrıs'a hicreti teklif edecekler. Böyle bir tehlikeyle karşı karşıyayız biz. 

KOLTUKLARDA KALABİLMEK  İÇİN VEREMEYECEKLERİ TAVİZ YOK..

Maalesef arkadaşlarımız o koltuklarını muhafaza edebilmek için iktidarda kaldıkları süreyi uzatabilmek için taviz vermeyecekleri hiçbir şey olmadığını yakinen gördük. Irak Körfez harekâtını gördük gelir gelmez tezkereyi aklıselim vekiller onay vermediler. Tezkere geçmeyince biz deniz limanlarımızı açtık, havalimanlarımızı açtık uçaklar kalkıp

Irak’ı bombaladılar bana diyor ki yine iyi niyetli AK Parti seçmen, ya böyle bir şey yok!

BİR MİLYON IRAKLIK KATLEDİLDİ VE IRAK PARÇALARA AYIRDI. 

Bizim uçaklar Libya'yı bombaladılar Kaddafi’nin devrilmesine sevinir hale geldik. Mursi ile alakalı olağanüstü cümleleri kurduk. Sisi’nin elini sıkan katildir dedik, elini sıkan şudur budur dedik en son gittik kendimiz elini sıkmak durumunda kaldık… Birleşik Araba Emirlikleri neydi cümle. Yeni Şafak Gazetesi’nin manşeti 15 Temmuz'un arkasında bunlar var. Kavgada söylenmeyecek cümleleri manşet yaptılar. Daha sonra ne yaptık! Külliyenin önüne kırmızı halılar serdik. BAEŞİ buraya getirmek durumunda kaldık. Kaşıkçı cinayet Türkiye’de bir büyükelçilik binasında adamı doğradılar. Adamı yok ettiler. O zaman ne demişlerdi; bunun hesabını biz soracağız? Sonra ne oldu. Kapattık gitti dosyayı.

RAHİBİ SERBEST BIRAKTILAR.

 Rahip BRANSIN serbest kalır mı diye soranlara bu can bu tende olduğu müddetçe bu rahibi kimse buradan götüremez. Adam özel uçakla bastı gitti ve en son Trump, canlı yayında bizimle dalga geçti. Diyor ki                      Netanyahuya senin bir meselen olursa bana gel diyor. Ben nasıl ki rahip bransın meselesini çözdüm… Nasıl çözdü bize mektup yazdı biliyorsunuz bizi tehdit etti. Seni bitiririm dedi.  O tehditten dolayı biz geri adım attık ve Rahip Bransı' nı bırakmak durumunda kaldık.

KIBRIS BARIŞ HAREKÂTINI YAPTIK.

 Bizim dönemimizde ne oldu Kıbrıs Barış Harekâtını yapmışız Kıbrıs’ı almışız Amerika diyor ki "Merhum Ecevit,  merhum Erbakan Başbakan yardımcısı diyor ki "Derhal geri çıkacaksınız." O ikili diyor ki "Ne münasebet. Biz oraya bir katliam vardı, bir zulüm vardı o zulmü durdurmak için gittik geri çekilmeyiz deyince Amerika Trump'ın bugün yaptığı gibi o gün aynı şeyi yapıyor. Seni ekonomik anlamda bitiririm ambargo uygularım diyor ve o günkü idareciler tarihi altın harfleri duracak bir duruş ortaya koyuyorlar hodri meydan sen ambargoyu uygula. Türkiye’de ne kadar üssün varsa ben hepsine el koyuyorum,

Amerikan bayraklarını indiriyorum yerine Türk bayraklarını göndere çekiyorum? Kim geri adım atmak zorunda kaldı.

VER YETKİYİ GÖR ETKİYİ.

Şimdi cumhurbaşkanı hükümet sisteminde ver yetkiyi gör etkiyi diyorlardı. Hep eleştirdikleri koalisyon hükümetleri döneminde olmuş ve yine bizim başarı hanelerimizden bir tanesi.

 

1997 Filistin Elhalil kentinde 29 tane Filistinliyi bugün olduğu gibi İsrailliler katlediyorlar ve dönemin başbakanı Erbakan dönemin başbakan yardımcısı Çiller Bakanlar Kurulu kararıyla uluslararası sözleşmelere istinaden asker göndereceğiz diyor El Halil kentine.

Meclise geliyor ve meclisin tamamının oy birliğiyle Mehmetçik EL Halil gidiyor ve bir anda İsrail geri adım atmak zorunda kalıyor.

DEPREM VERGİLERİ KALICI HALE GETİRİLDİ

 

1999 depremi oldu depremde dönemin başbakanı Ecevit bir yıla mahsus özel iletişim vergisi çıkarttı. Bir yıl dedi. Bu özel bir durum yaşıyoruz

Türkiye’deki insanlara seve seve dedi bir yardımlaşma dayanışma hepinizin yapması gereken şey seve seve bu vergiyi ödeyeceğiz dediler. Sonra AK Parti iktidarı geldi dediler ki onu biz bir yıl daha uzatalım 2002 bir yıl daha uzatalım, 2003 bir yıl daha uzatalım, 2004 ya bu bir yıl uzatmayla olmuyor biz bunu kalıcı hale getirelim dediler ve yasaya girdiler. Özel iletişim vergisi kalıcı oldu. 2006 yılına geldiğimizde bu sefer, dediler ki, ya bunu biz deprem havuzundan çıkartıp genel bütçe havuzuna koyalım. Bu vergi kalıcı hale gelsin dediler ve 2025 yılına kadar o fonda toplanan para 43 milyar dolar.

ANAYASAYI UYGULAYIN.

Önce bir mevcut anayasayı bir sen uygula orada geçen yasaları yürürlüğe koy ondan sonra biz bu işi yapalım can Atalay

Türkiye İşçi Partisi siyaseten yan yana gelmem mümkün değil siyasi görüşleri belirsem mümkün değil ama Hatay'dan milletvekili olmuş aday olmuş seçilmiş ve anayasa diyor ki, bu milletvekili olduysa bunu cezaevinden çıkarıp meclise koyman gerekir. Daha sonra Anayasa Mahkemesine defaatle müracaat edilmiş, her seferinde Anayasa Mahkemesi demiş ki, bu adamın milletvekilini verin tutukluluğunu sonlandırın. Ama hükümet diyor ki, "Yok ben istemiyorum bunu" diyor ve sonlandırmıyor. Böyle bir ortamda herkes tedirgin olması gerekir. Bütün herkes yani iktidara kayıtsız şartsız teslim olmayan bütün insanlarımız bunu belki bir izleyicilerimiz biraz tedirgin olacaklar ama böyle bir noktaya gidiyoruz. Maalesef bunu üzülerek ifade ediyorum.

PAYLAŞIM PROBLEMİ VAR.

Türkiye büyük bir ülke Türkiye imkânları çok çok geniş bir ülke

Türkiye’de yok diye bir şey yok Türkiye’deki problem kaynakları paylaşım problemi var geçmişte iktidar olduğumuzda işçiye memura emekliye en fazla zammı vermiştik ve 100 yılı aşkın cumhuriyet tarihimizi ilk ve son kez denk bütçeyi yapabilmiştik. Biz yine yapabiliriz her ne kadar programın başından beri böyle karamsar bir tablo çizsek de hemşerilerimiz vatandaşlarımız asla karamsarlığa kapılmasınlar bir iki tane ufak dokunuş, makam mevki sahiplerinin liyakatli olması tercihi yapıldığı an Türkiye'miz bu yaşadığı sıkıntıları aşıp daha refah seviyesine kavuşacaktır.