DENİZ ÇAĞLAR FIRAT
Açıkça ifade etmek gerekirse, tarımın geri kalması ülkenin az gelişmişliğine daha da katkı ve kalkınmasının önündeki en büyük engeli oluşturuyor.Nasıl mı?
Son 4 yılda 1,7 milyon, son 10 yılda ise 6 milyon insan tarımsal faaliyeti bırakarak büyük şehirlere göç etmiş durumda.
Peki, ama neden? Çünkü Avrupa Birliğine söz vermişiz tarım nüfusu önce %10 sonra %5 olacak diye. Sizce tarımsal faaliyetin bırakılması tesadüf mü?
Bu süreçte topraklar büyük şirketler tarafından çiftçilerden alınıyor ve toprağı olmayan insanlar büyük şehirlere göç ediyor. Sonrasında umduğu hayatı bulamadıklarında ve tekrar köylerine döndüklerinde Topraksız Köylü unvanıyla büyük şirketlerde günlük 40 TL karşılığında ırgatlık yapıyor. (Eskişehir dahil)
Sonra ortaya en tehlikeli kavramlardan biri çıkıyor; Endüstriyel Tarım.
'3 bin 500 yıldır tarım yapılan bir coğrafyada, çeşitliliğin, zenginliğin, bereketin olduğu bu topraklarda 93 ayrı ürünü 108 ayrı ülkeden ithal eder durumdayız' diyor Cem Seymen.
Neden tehlikeli olduğunu anlıyorsunuz değil mi?
Kısacası Türkiye'nin tarım ve hayvancılığa önem vermeyen devlet politikaları sonucunda tohum ve gıda ihtiyacı bakımından dışa bağımlı bir ülke haline geldik.
TARIM YOK SAYILAMAZ
Cem Seymen'den devam etmek istiyorum; 'Verimli toprakları olan hiçbir ülke tarımı dışlayamaz. Bu, ülkesinin geleceğine darbe vurmak demektir. Tarım gerçeğini yok sayarak sanayileşme ve kalkınma olmaz kuralını unutmamak, bizi yönetenlerin görevi olmalıdır' diyor.
Peki, neler yapmak gerekiyor? Bununla ilgili onlarca öneri ve proje geliştirilebilir. Tarımın beşiği, buğdayın atası bu topraklar milyonlarca yıllık genetik miraslara sahip. Ha deyince neler yapılır neler.
BEBKA'DAN KÜMELENME TESPİTİ
Örneğin; BEBKA, Bursa, Eskişehir, Bilecik Endüstriyel Simbiyoz Programı isimli raporunun 21'inci sayfasında Eskişehir'de fikir aşamasında olan kümelenme kapsamında Büyükbaş Hayvancılık yer alıyor.
BEBKA, Büyükbaş Hayvancılık Kümelenmesinin Eskişehir'de öne çıktığını ifade ederek çok önemli bir çözüm önerisinin hayata geçmesini öneriyor.
Önemli olan tarım ve hayvancılık ile ilgilenen kesimin burada ne yapıp ne yapmayacağı!
Ya yerel çiftçi bir araya gelerek birleşecek ve endüstriyel tarım ile ortak mücadele etmeyi öğrenecek ya da Türk tarımı ithalat şirketlerinin, tohum bankalarının inisiyatifine terk edilecek.
Bu topyekûn bir kurtuluş hareketi olarak görülmeli.
Alpulu karpuz üreticisinden Beylikovalı besiciye kadar…
Bu konuda artık birilerinden yardım beklemek yerine üreticinin elini taşın altına koyması gerekiyor.