Jale Nur Süllü, şehrin siyasetine damga vurmuş isimlerden.

Büyükerşen ile birlikte siyasete girdiği 1999 Yılından bu yana şehrin siyaset vitrininde.

Meclis üyeliğinden tutun belediye başkan adaylığına kadar sürekli aktif siyasette oldu.

Ve son iki dönemdir de CHP’nin Eskişehir vekilliği görevini yürütüyor.

+++

En başta Süllü’nün vekillik görevinin hakkını sonuna kadar verdiğini söyleyerek başlayalım.

Tüm halk da şahittir ki, şehrin değerlerinin korunması noktasında elinden gelen her türlü çabayı gösterdi, gösteriyor.

Hem meclis mesaisinde hem de şehir gündemi içerisinde hem partisinin hem de halkın kendi üzerine yüklediği sorumlulukları eksiksiz ve hatta fazlasıyla yapıyor.

Bunu kimse inkâr edemez, farklı bir şey söyleyemez.

Gelin görün ki, bunca çalışkanlığının karşılığı olarak bir iktidar dönemi göremedi.

Eğer içinde bulunduğu partinin olası bir iktidar görevi olsaydı işler daha farklı olacaktı.

+++

Örneğin;

Dün sabah yaptığı basın toplantısını, eminiz ki Ulaştırma Bakanlığı’nın bürokratları ile yapıyor olacaktı.

Şehrin yol sorunlarını belki de uçuşlara dair eksikliği gidermek için görüşmeler yapıyor olacaktı.

Ve yine şundan eminiz ki, kentin bu meselelerini gidermek içinde mutlaka sonuç alacak kapıları mutlaka ve çarçabuk aşındıracaktı.

Ancak gelin görün ki, siyasi kader kendisini yerel seçim öncesinde şehrin gündemi içerisinde bıraktı.

Düşünsenize;

Millet İttifakı iktidarı kazansaydı, böylesine toplantıya asla gerek duyulmayacaktı.

Zira iktidarda olan CHP’nin karşısına yerel seçimlerde aday olarak herhangi birisinin çıkma cesareti bile olmayacaktı.

Bırakın, ittifak ortağı bir vekilin sert eleştirilerine yanıt vermeyi, CHP’li kurmaylar Eskişehir’de seçim farkının nasıl açarızın hesaplarına girecekti.

+++

Sayın Süllü’nün Nebi Hatipoğlu’ne yanıt niteliği taşıyan basın toplantısını yakından izledik.

Çeşitli notlar aldık, çarpıcı olanları sosyal medya hesaplarında anında paylaştık.

Toplantının detaylarını da Es Group bünyesinde tüm gazete, TV ve dijital ortamlarda da yakından izlediniz.

Üzerinde durulacak, konuşulması gereken ve detaylarına inilerek irdelenmesi gereken çeşitli sözleri var.

Örneğin, Büyükerşen’in savunulacak veyahut savunmaya ihtiyacı olmayan bir figür oluşunu söyledi Süllü…

CHP ve adaylarının kazanması için herhangi bir ittifaka ihtiyacının olmadığını anlattı.

Büyükerşen’e karşı cephe kuranların ünlenme amacını taşıdığını ve sonunda da boylarının ölçülerini aldıklarını hatırlattı.

AK Partili siyasi rakiplerinin şehirden ve gündemden bihaber olduklarını, şehri hiç tanımadıklarını iddia etti.

Uraysim Projesinden şehri Büyükşehir Belediyesi’nin koruduğunu ve tarım arazilerinin kurtulduğunu dile getirdi.

Ve en sonlarda bir cümle çıktı ağzından;

“Eskişehir’de seçim kaybedeceğimizi düşünmüyorum”

+++

Bizim en çok dikkatimizi çeken de bu oldu!

Zira benzer bir cümle geride kalan 20 yılda hiç söylenmedi!

Söylenme gereği bile duyulmadı.

Hatta öylesine seçimler oldu ki, başkan adayları yeri geldi çalışma gereği bile duymadı!

O cümlenin bugün söylenmesinin sebebi elbette şehirdeki siyasi dengelerin geçmişe çokta benzememesi…

Son seçim sonuçlarının ortaya koyduğu tehlike ve beraberinde başlayan endişe.

CHP içerisindeki karmaşık ve bir türlü hale yola girmeyen durumu.

Kaybedilen seçim ve iyiden iyiye bozulan moraller.

Aynı moralsizliğin seçmene de tezahür etmesi…

Vs.

Söz konusu endişeleri Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’ta yüksek sesle dile getirdi zaten…

Dahası, kamuoyu da böyle bir tehlikenin varlığı alttan alta anlatmaya çalıştı.

İşte bu yüzden akıllardaki endişe her geçen gün büyüdü.

Yoksa geçmiş seçimler olsa…

Ne bu tür polemiklerin içerisinde olan CHP izlerdik, ne de yapılan saldırılara karşı bir savunma mekanizması yaratan bir parti…

Anlayacağınız;

Sular ısınıyor, ısındıkça da söylemler ve eylemler bir bir yapılıyor.

Daha doğru bir tabirle satranç tahtasındaki hamleler çok erken yapılıyor.

Zor bir yerel seçim dönemi herkesi bekliyor.