EŞLERİN SOYADINDA YENİ DÖNEM

Merhaba Değerli Okurlar;
Geçtiğimiz haftaİcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesini ve kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk şartını ve 7. Yargı paketini değerlendirmiştik.
Bu hafta ise uzun zamandır tartışmalı bir konu olan ve yargıda da yıllardır süren eşler arasındaki soyadı uyuşmazlıklarına son nokta kondu.
MEVCUT HAL NASILDI
Bilindiği üzere Kadınların evlendikten sonra kızlık soyadını kaybederek eşlerinin soyadını almaları TMK'NIN 187. Maddesi'nde düzenlenmişti. Türk Medeni Kanunu'nun 187. Maddesi şu şekildeydi. 'Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki
soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.'

Mevcut durumda kadınlar evlenmeleriyle birlikte otomatik olarak kocalarının soyadını almakta isteyen kadınlar kendi soyadlarını da kocalarının soyadlarının önünde kullanabiliyordu. Kadınların sadece kendi soyadlarını tek başına kullanabilmeleri için ise yargı yoluna başvurarak ve önemli bir gerekçe göstererek mümkündü.

YENİ DÖNEM
Anayasa Mahkemesi ise ilgili maddenin kadın ve erkek arasındaki eşitlik ilkesi aykırı düştüğü gerekçesi ile maddeyi iptal etme kararı aldı. Anayasa Mahkemesi ilgili gerekçesinde bu durumu şu şekilde ifade etmiştir: ' Benzer durumda olanlara farklı muamele yapılmasının nesnel ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığının veya farklı muamele öngörülebilmesinin hangi dereceye kadar mümkün olacağının değerlendirilmesinde kamu otoritelerinin belirli ölçüde takdir yetkisi bulunmaktadır. Cinsiyet temelli farklı muamele söz konusu olduğunda ise kamu makamlarının takdir yetkisi daralmaktadır. Ayrıca anayasa koyucunun eşitlik ilkesinin eşler arasındaki görünümüne verdiği önem gözetildiğinde eşler arasında cinsiyet temelli farklı muamele bağlamında kanun koyucunun son derece sınırlı bir takdir yetkisinin bulunduğu da açıktır.
Nüfus kayıtlarındaki karışıklığın önlenmesi ve soy bağının sağlıklı bir şekilde tespit edilmesinde kamu yararı bulunmaktadır. Ancak söz konusu kamu yararının sağlanmasının yegane yolunun kadının evlendikten sonra kendi soyadını eşinin soyadının önünde kullanması olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu nedenle nüfus kayıtlarının düzeni sağlama amacı, kuralla öngörülen farklı muamelenin makul nedeni olarak kabul edilemez. Ayrıca kadının evlendikten sonra kocasının soyadını almasının ailenin ortak bir soyadına sahip olmasını mümkün kılan tek seçenek olmadığı açıktır. Bu bağlamda eşlere içlerinden birinin soyadını veya bunun dışında bir adı ortak soyadı olarak belirleme imkanının tanınması ya da ortak soyadının eşlerin evlenmeden önceki soyadlarının birleşimden oluşacağının öngörülmesi de mümkündür. Kaldı ki ortak soyadının aile bağlarını korumanın zorunlu unsuru olduğunun, bu manada eşlerin ortak soyadı taşımamaları halinde aile bağlarının hiçbir şekilde korunamayacağının söylenmesi de zordur. Buna göre aile bağlarının korunup güçlendirilmesi amacının da kuralla öngörülen farklı muamelenin makul nedeni olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Bu değerlendirmeler ışığında, evlenmeden önceki soyadının evlendikten sonra da tek başına kullanılması bağlamında kadın ve erkek arasında kuralla öngörülen farklı muamelenin eşitlik ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. '
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bu karar Resmi Gazete'de yayımlandı. Medeni Kanun'un 187'inci Maddesi'nde bulunan hükmün iptal kararı, Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından 9 ay sonra yürürlüğe girecek. Alınan bu karar ile kadınların evlendikten sonra yalnızca bekarlık soyadlarını kullanabilmeleri için dava açmalarına gerek kalmayacak.

HAFTAYA GÖRÜŞMEK ÜZERE
AV. ASLICAN ÖZGÜR İLELİ