İNAN ÇALIŞIR

Hayat bazen bir omuza yaslanmak,bir limana sığınmak kadar güven ister.
Bir insana sığınmak ,bir limana sığınmak gibi bir liman bulmak.
Sen çıldırma eşiğindeyken; bir insan vardır yakınlarda durulacak bir limandır, rahatlatır.
Bazısı haz etmez bir insana sığınmak tan çünkü zayıflıklarınla/yanlışlarınla/doğrularınla savunmasız ortalıkta olursun sığınma ihtiyacı doğduğu anda. Güven sorunu da yaşıyorsan anlatmaz bırakmazsın kendini kimsenin yanında, bölünür bin parça olursun... Sığınma ihtiyacı duyduğunda da dönersin içine kendine sığınmaya çalışırsın, kaçarsın herkesten.
İşte o an vardır ki; kimseye halini anlatamaz, kendini kimseye duyuramazsın.
Bu durumlarda ise, eğer sığındığınız insan sizin dostunuz, aileniz değil de sığındığınız dönemde sevgiliniz olmuş ise belki de aslında asla sevdiğiniz / sevgiliniz ve sevdikleriniz insan olamamasına neden olacak durumdur.
Zira sığınılmasına neden olunan durumlar zaman içinde elbet geçecek ve geriye belki ne yapacağınızı bilmediğiniz bir insan kalacaktır. üstelik bu insan size sığındığınız kötü günlerin hatırlatıcısı olacaktır.
Elbet sevdiğimiz insanlara sığınırız, belki en çok sığınırız. ama sevdiğimiz insanlara sığınmak ile sığındığımız insanları sevmek arasında fark büyüktür. ve yukarıdakiler bu bakış açısı ile değerlendirilmiştir. Örnek vermek gerekirse;
İşte hayat böyledir; dostlar bir geminin bir limana sığınması kadar önemlidir. Yaşam güven ister, tutku ister, sevgi ister ve hep güvenle güvenilir bir limana sığınmak ister.


Neden diye sorarız zaman zaman kendimize. Bende sorarım kendime belki sebebini biliyoruz fakat yinede sorarız. Aradığımızın ne olduğunu biliyorsak aradığımız yer bellidir.
Sevmek ve sevilmek yaşamaktır aslında. Kötü zamanlarımız olur. Her zaman iyi olamayız. Yine biri çıkıp nasılsın dediğinde alışkanlıkla iyiyiz deriz. Aslında bizi üzen şey kader değil, kederdir belki de.
Güçlü olmak zorunda kaldığında veya güçlü durmayı öğrendiğinde yaşamın renklerini görmeye başlarsın. Sonra o renkleri nasıl seçeceğini de elbet bir gün öğrenirsin. Tüm dertler üst üste geldiğinde' hayat bitti buraya kadar' dediğinde, tükendiğinde yeşerir belki umutların. En hüzünlü zamanında o akan gözyaşların, umut ışıkların seni bir gün kurtaracağını unutma. . Hayatın değerini bilmek için düşmeyi bekleme. Her inişin bir çıkışı, her çıkışın bir de inişi vardır unutma…
Hepimiz hata yapabiliriz önemli olan hatalardan erken dönmek. Hatanın öğrettiği dersler bize tecrübe olacaktır. Hatanın neresinden dönersek kardır. Çoğumuz hayatımızı boş yaşarız. Geri dönüp baktığımızda hayatımızı dolu dolu yaşayamadığımızı anlarız. Birçoğumuz için yaşamak zenginliktir. Zengin olabilmek için gece gündüz çalışır. Çoluk çocuğunu ihmal eder. Bugüne kadar neler yaptın sorusuna;' Ha babam de babam çalıştım' der.
Çocuğuna eşine sevgi göstermediyse, vicdan nedir bilmiyorsa, iyilik yapmadıysa, çocuklarına torunlarına anlatacak güzel anıları yoksa. Çevresine örnek davranışları yoksa eğer, bence o yaşamak, yaşamak değildir. Yaşıyoruz çünkü bu dünya bir sınavdır, doğru yaşayalım, geriye güzellikler bırakalım, sevelim sevilelim. Haydi, kalkın farklı şeyler yapalım.
Mesela; uzun zamandır aramadığımız bir akrabayı arayıp şaşırtıp sevindirelim. Yakınımızda yardıma ihtiyacı olan varsa elimizi uzatalım. Bir yetimin başını okşayalım, Sokakta hiç tanımadığımıza selam verelim. Hiç annenize, babanıza, çocuklarınıza, sevdiğinizi söyleyemediyseniz eğer, 'seni çok ama çok seviyorum' deyip sımsıkı sarılın.
Tüm insanlığın güzel dostluklarla kalması sığınabileceği sevdiklerinin hem yanında olması dileklerimle,
Tüm okuyucularıma Sevgi ve saygılarımı sunarım.