AK Parti Esenyurt Belediye Başkanı Kadıoğlu istifa etti.
Üç dönemdir belediye başkanlığı görevini sürdürüyordu.
Daha önceki yazdığım köşe yazısında istifaların devam edebileceğini yazmıştım.
Yazdığım gerçekleşti.
Ak Parti yetkilileri istifa sonrası çok hızlı açıklamada bulundular; ' bu istifa diğer istifalara benzemiyor ' ifadesini kullandılar.
Bu açıklama yeni sorulara açık;
Diğer istifalardan farklı olması ne demek?
Bunu da açıklamak gerekiyor.
Seçilmiş bir başkan için istifa, ancak başkanın iradesiyle olabilir.
Bunun dışında olabilecek hukuki bir uygulama 'görevden alma' olabilir.
Zorlayarak istifa ettirmek 'iradi bir istifa' olarak yorumlanamaz.
Yani olay, hukuk açısından istifa değildir.
Olsa olsa, 'mobbing' veya benzeri bir tanımla açıklanabilir.
Bir kişi seçildiği görevinden ayrılmak zorunda bırakılıyorsa veya zorunda kalıyorsa bu eylem hukuksal açıdan kendi iradesiyle yapılan bir eylem olarak tanımlanmaz.
Hukuk mevzuatlarında bir eylem zorla yaptırılıyorsa veya yaptırılmıyorsa bunun hukukta karşılığı vardır.
Olay istifa etmek olarak ifade edilmiştir, ancak diğer istifalardan farklıymış!
Bu olanlar demokrasi, demokratik yönetim ifadeleriyle çelişiyor.
Belediye başkanları halkın oylarıyla seçilir, istifa sadece başkanın isteğiyle gerçekleşmelidir.
Halkın seçtiği bir başkan şu veya bu yol veya yöntemlerle istifa ettirilmesi ne kadar hukuki, ne kadar demokratik olabilir ki.
Mesele demokrasi, demokratik olmak ile demek ki ilgili değil.
Futbol müsabakası misali.
Tüm güç antrenörün elinde.
Futbolcunun söz söyleme hakkı yok.
Takımın, maça çıkacak ekibinin belirlenmesi antrenörün iki dudağının arasındadır.
Sen çık, sen gir.
İstediği takımı istediği şekilde oluşturur.
Kimse karışamaz.
Sorumluluk antrenördedir, istenen tek şey takımın galibiyetidir.
İyi de siyaset yapma ile futbol mevzuatı oldukça farklıdır.
Anlaşılıyor ki; siyasetimizde yeni bir anlayış oluştu; artık patron halk değil!.
Halk, seyirci pozisyonunda demek ki.
O zaman 'milletin vekili' ifadesinin değişmesi gerekir.
Milletvekili değil, 'partivekili' olmalı.
Halka verilen mesaj açık; Sizler seyirci koltuğunda oturun, iş bizim.
Hani 'halkın iradesi' önemliydi?
Sözlüğe artık yeni açıklamasıyla yeni kavramlar da konulmalı.
'Halkın iradesi' yerine 'partinin iradesi'.
'Halkın yönetimi' yerine de 'partinin yönetimi'.
Olanlar karşısında, öğrenci misali tekrar kitaplara döndük, olanları kitap sayfalarında aramaya başladık.
Sevgiyle kalın