Ocak ayı içerisinde vuku bulan büyük fetih ramazan ayının son on gününe rastlamıştı. Günlerden Cuma, henüz güneş doğmamıştı. Allah Rasulü (sav) Kusva isimli devesine binmiş, (terekesine) arkasına Üsame'yi de almış, yeşil birliğin arasına katılarak Mekke'ye doğru ilerliyordu. Yıllar önce çıkarıldığı şehrine girerken Allah RasulüKusva'nın üzerinde tevazudan iki büklüm olmuş şekliyle Allah'a şöyle yalvarıyordu; 'Allah'ım esas önemli olan ahiret yurdunun hayatıdır. Ahiret yurdunun güzelliklerini bize bahşet.' Dünyada ne türlü başarılar elde edilirse edilsin esas muvaffakiyet ahiret adına yatırım ifade eden adımlardadır. Başına uzun bir sarık sarmış şekliyle Mekke şehrine girerken kan dökülmesini istemiyordu. Mekke'nin üst tarafından şehre doğru ilerlerken kadınlar, kızlar ellerindeki örtülerle atların boyunlarına vurup sevinç gösterilerinde bulunuyorlardı. Mekke'nin fethi gibi önemli bir adımı atarken Allah Rasulü (sav) efendimiz yirmi beş yıl aynı yastığa baş koymuş olduğu ilk eşi Hz. Hatice annemizin mezarını ziyaret edecek, başında durup dua edip yalvaracaktı. On iki bin kişilik orduyla Mekke'ye girerken iki kişi olarak Mekke'den çıktığını hatırlayacak, Ezahır denilen yeri aşıp Mekke evlerini görünce orada da durup Allah'a hamd edip yalvararak,Kusva'nın üzerinde Fetih ve Nasr surelerini okuyarak ' işte bu bana Allah'ın vadettiği şeydir' diyordu. Artık fetih tamamdı. Mekke teslim olmuştu. Kabe'ye ve Ebu Süfyan'ın evine sığınanlar, evlerinden çıkmayanlar endişe içerisinde merakla bekliyorlardı. Acaba Allah Rasulü bizlere ne yapacak? Mekke'liler derin bir sessizlik içerisinde Allah Rasulü'nü beklemeye koyuldular. Allah Rasulü gusül abdestini aldı, sekiz rekat şükür namazı kıldı ve Kabe'deki putları birer birer yıkarak batıl inanışı kutsal mekandan temizledi. 'Artık hak geldi batıl zail oldu; zaten batıl zail olmaya mahkûmdur' ayetiniokuyordu. Kabe'yi yedi kez tavaf ederek Makam-ı İbrahim'de iki rekat namaz kıldı. Zemzem suyundan içti. Kabe'nin içi ve dışı putlardan temizlendikten sonra Kabe'nin damına Hz. Bilal (r.a.) çıktı ve ezan okudu. Bu sırada insanlar Kabe'nin etrafında toplanmışlar Allah Rasulünün haklarında vereceği hükmü bekliyorlardı. Efendiler efendisi Hz. Muhammed (sav) efendimiz Kabe'nin kapısını önünde 'vaadini yerine getiren Allah'a hamd olsun' dedi ve sonra 'Ey Kureyş! bugün hakkınızda nasıl bir hüküm vermemi bekliyorsunuz? Bir anda derin bir sessizlik kapladı her yanı. Allah Rasulü'nün sessizliği bozan şu güzel cümleler dudaklarından dökülüverdi. 'Kardeşim Yusuf'un dediğini derim; Bugün size kınama yoktur, umulur ki Allah hatalarınızı affeder. Çünkü O, merhametlilerin en merhametlisidir'Haydi gidin hepiniz hürsünüz.'dedi.İşte bu hükümden sonra Mekke gerçek kimliğine böylece kavuşmuş oldu. Mekke'nin fethi, fetih yıldönümümüz mübarek olsun. Sevgiyle kalın, hoşçakalın.