İçimize ne ekersek onu mu biçiyoruz?

Yaşamımızda karşılaştığımız olaylar,

Dönüm noktalarımız,

Hayatımızı baştan sona değiştiren tercihler,

Seçtiğimiz meslek, ilgi alanlarımız, bulunduğumuz ortamlar,

Karşılaştığımız insanlar, dostlarımız, düşmanlarımız, arkadaşlarımız,

Bunların hepsi nasıl şekilleniyor, biz nasıl ve neye göre karar veriyoruz?

Bence büyük ölçüde içimizde besleyip, büyüttüklerimizden kaynaklanıyor.

İçimizde neyi besliyorsak, neyi büyütüyorsak, ona dönüşüyoruz.

Bir örnekle devam edelim;

Mesela benim bir hedefim var…

Hedeflerime ulaşmak için yanı sıra korkularım da var.

Şimdi ben hangi tarafı besleyeceğim?

Sadece hedefime ulaşmaya odaklanırsam ve bu tarafımı beslersem, ben bir şekilde muvaffak olurum. Ama diğer tarafı yani korkularımı beslersem, korkularım daha da büyür ve bana engel olur, büyüdükçe de hedefimin önüne geçer.

Herkesin korkuları vardır.

Her yolun bir zorluğu vardır elbette.

Düşüncelerimizin aynı zamanda zıttını da düşünürüz.

Acabalarımız hep olur asıl mesele şuradadır. Odaklandığımız yer.

Odaklandığımız yere dikkat etmeliyiz.

Yukarıda bahsettiğim hayatımızı şekillendiren maddelerde içimizde büyüttüklerimizden kaynaklanır.

Çocuklarla ilgilenmeyi çok seviyorsam, harika bir öğretmen adayıyım, içimdeki çocuk sevgisini besliyorum çünkü, bu hayatımda bir yere dokunacak mutlaka.

Hayatım bir gün tamamen değişecek, hayal ettiğim zenginlikte bir hayata kavuşacağım.

Bu duyguyu içimde beslediğim sürece ben bununla alakalı bütün şanslara açığım.

Bir de olumsuz tarafından bakalım…

Korktuğun başına gelir deyimini mutlaka duymuşsunuzdur.

Sürekli korkuyu beslerseniz, olacak her şeye hazırlıklı olun çünkü çekiyorsunuz.

Sürekli kaygılıysanız hep nasıl olacak ya olmazsa ya bir sıkıntı çıkarsa diye düşünüyorsanız,

Odaklandığınız yere bir bakın, çünkü odak noktanız merkezinize yerleşecek.

Biz her ihtimali düşünelim, her şeyi düşünelim de sadece en güzel tarafını besleyip büyütelim.