Eski zamanlardan beri süregelen 'cinsiyetçilik' kavramını 'ters düz' eden bir film yapalım demişler, olmuş. 1700'lü yıllarda avcı olmak isteyen bir kadının öyküsünü anlatmakta filmimiz. Prey, aslında 'Predatör' serisinin 5. filmi ve yönetmenliğini ise Dan Trachtenberg yapmaktadır. Serinin bu filmini ilgi çekici yapan şey ise Predator'u yenen tek savaşçı Naru'nun kadın olması.
***
Kendisini sürekli geliştiren, çok zeki olan, kabilesinde şifacılıkta ilerlemiş ama gönlünde avcılık yatan bir karekter Naru. Kadınların ve erkeklerin yapması gereken görevlerin 'klasik' olarak olduğu toplumun en başından geliyor diyebiliriz aslında. Toplumsal cinsiyetçiliğe savaş açan ilk kadın desek doğru olabilecek türden. Kabilede abisi, en iyi avcı olarak bilinmekte. Kendisi de hayvan avlamak konusunda kendisini sürekli geliştiriyor fakat avcılık için çalıştığı için, fark etmeden insanlar ile dövüşmek konusunda çok ileri seviyeye taşımış kendini.
***
Uzaylı olan ve kendine tehdit olarak gördüğü her şeyi yok etmek isteyen uzaylımız ise, önce yılandan başlayıp yavaş yavaş insanlara doğru yöneliyordu lakin Naru'nun keskin iz sürme yetenekleri ile 'uzaylı' olduğunu bilmeden aslında avcı uzaylımızı avlaya başlamıştı bile. Filmimizin konusuna gelecek olursak; 300 yıl önce Comanche Nation'da geçen Prey, azılı ve çok yetenekli bir savaşçı olan genç bir kadın olan Naru'nun hikayesini konu ediyor. Great Plains'de dolaşan en efsanevi avcıların gölgesinde büyüyen yetenekli bir kadın savaşçı olan Naru, büyük bir tehlike kabilesini tehdit ettiğinde, insanlarını korumak için harekete geçer. Naru, kabilesini Dünya'ya inen teknik olarak gelişmiş bir cephaneliğe sahip, son derece gelişmiş avılara karşı korumak için zorlu bir mücadeleye girişir.