SİZCE GERÇEK DOST KİMDİR?

Atalarımız,

"Dost, kara günde belli olur" demişler.
Bir iyiliği yapanın dost; yaptığının da saf iyilik, olup olmadığını anlamak için, İyilik yapan gururlanıyor mu?
Kendisine iyilik yapılan, ezilip minnet altında kalıyor mu?
İyiliği yapanda gurur ve kibir varsa, yapılan eziliyor ve mahcup duruma düşürülüyorsa, o iyilik, gerçekten iyilik değildir. İyiliği yapan da dostça yapmamış demektir.

Çünkü "İYİLİK, YAPANI MAĞRUR, YAPILANI MAHCUP ETMEYEN DAVRANIŞTIR."
Gerçek dost, sadece elimizi tutmaz, kalbimize dokunur. Dostun yanında rahatlar, huzur buluruz.
Derdinizi azaltmak ve taşınır kılmak için, dostun varlığı yeter. Yanımızda olması kâfidir. Hatta sesini telefondan duymamız bile, ilaç gibi gelir.Bir de, yanınızda olduğu halde, size çok uzak bulunanlar vardır. Bir kuru ve duygusuz gövdeden başka şey hissettirmez size onların varlığı...
Eğer yanı başınızda oturduğu halde, ona hiçbir zaman ulaşamayacağınızı hissediyorsanız, artık yabancılaşmışsınız demektir.
İYİ DOSTU OLANIN AYNAYA İHTİYACI OLMAZ...
Dost, dostunun aynasıdır. Her şeyini gösterdiği gibi, hatalarını, eksiklerini, noksanlarını da gösterir.

Çünkü dostun amacı, eksiği sergileyip utandırmak, küçümsemek, hakaret etmek değildir. Maksadı düzeltmektir. Eksiği gidermek, noksanı tamamlamaktır. Zira dost, dostunu mükemmel görmek ister ve onun olumsuz hallerinden rahatsız olur.
Kendisi gibi bildiği insanın, bir hata ile, bir eksikle, bir günahla malul olmasına dayanamaz. Çünkü dostunun muhabbeti, gerçek bir muhabbettir.
Gerçek muhabbet ise, kendisi için istediğini, dostu için de istemeyi şart kılar. Öyle dostlar vardır ki, kendisinden önce dostunu düşünür.
Öyleyse, neden açmayalım dostluğa giden yolları sevgiyle?..
Sahi neden, niçin yolumuz sevgi ve şefkat olmasın?
Düşmanlıktan, kandan, kinden, kim, ne kazanmış?
Böylece insan, kendi imal ettiği bir duygunun kurbanı oluyor.
Evet, öyleyse, neden, niçin düşmanlık?
İki günlük dünya değer mi?
Paylaşamadığımız nedir?
Zorda ve darda kaldığınızda, bunaldığınızda; sığınabileceğiniz bir dost yüreği var mı?
Böyle bir dosta sahip olmak, dünyanın en önemli zenginliğidir.
Yirmi dört saat arayabileceğiniz, sansürsüz olarak içinizi açacağınız ve en doğru tavsiyeleri, tesellileri alabileceğiniz bir dost; bir değil, çok kişidir.Dost, birlikte olduğunuzda, artık kendinizi tek kişi gibi hissettiğinizdir.
Dostun kolları, dünyanın neresinde olursanız olunuz, sizi kucaklayacak kadar uzundur.
Gerçek dost, iyi günlerimize davetimizle, kötü günlerimize ise, davetsiz gelendir.
Dost, kan kusarken, kızılcık şerbeti içiyormuş gibi davranandır.
Dost, dostu utanmasın diye, onun günahlarını, kusurlarını, potlarını hep örtendir. Dost, günah teşhircisi değildir. Tam tersine, dostunun günahından dolayı üzülen, acıyan, düzeltmeye çalışandır.
Dost, sır tutandır.
Dost, dostunun hatırı için, onun sevdiklerine de saygı duyandır.
Dost, dostluğunu satmayandır. Dostluğun karşılığını dostluk olarak bile beklemeyendir.
Dost, yıldız gibidir, her zaman görünmez ama varlığını bilirsin. Özellikle de, gönül göğün karardığında görüneceğinden emin olursun.
Dost, dostunda fani olandır. Dostuyla özdeşleşen ve hep onun gözüyle gören, kulağıyla duyan ve daha da önemlisi, kalbiyle hissedendir.
Dost, "Haydi!" deyince, "Nereye?" diye sormadan "Peki" diyebilendir....