Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte dünya büyük bir kaygı ve endişe denizine girdi. Rusya'ya açıklanan ekonomik yaptırımlar, Rusya'nın 'en sert yanıtı vereceğiz' cevabı, bu kaygı ve endişenin büyük bir krize doğru evrileceğinin açık göstergesidir.

Ülkeler arası dış ticaretin sonlanması ile birlikte de özellikle ithalata dayalı büyüme modeli benimseyen ülkelerin daha büyük sıkıntı yaşayacağını söyleyebilirim. Elbette ki Rusya'ya yönelik ihracata dayalı modelde de sıkıntılar olacaktır ama gıda, enerji ve tarım ürünlerini Rusya'dan alan ülkeler büyük sıkıntılar içine girebilir.

Kovid-19 salgını ile birlikte dünya genelinde bugüne kadar uygulanan birçok politikanın geniş halk kitlelerince tartışmaya açıldığı ve bu salgın sonrasında da dünya genelinde birçok politikanın eskisi gibi uygulanamayacağı tartışılırken Rusya-Ukrayna Savaşı dengeleri tamamen değiştirecektir.

Dolayısıyla artık ekonomik, politik ve sosyal açıdan yeni bir döneme girilmiştir. Ve bu zamanlarda hiç olmadığı kadar gıda ürünlerine olan talep ve ilgi artacaktır.

Bu ciddi bir değişimin de ön habercisidir.

Ülkemizin en önemli tarımsal sorununun ithalata dayalı girdilerin yüksek maliyetli oluşu ve tarımsal ürünlerin ithalata dayalı olduğunu herkes biliyor. Özellikle Rusya'dan gelen ciddi tarımsal ürün var.Rusya'ya yönelik ekonomik yaptırımlar gelirse Türkiye'de bu yaptırımlara uyacaktır.

Böyle giderse içinde bulunduğumuz dönemde tarımsal ürünlerde sadece perakende fiyatlarına bakılarak bir duyarlılık gösterilmesi doğru değildir. Eğer tarımsal girdi maliyetleri kontrol altına alınmazsa ve tarım politikaları gözden geçirilmezse tarımın devamlılığı bile tartışılır.