Eskişehir dünyanın en güvenli şehir sıralamasında yine çok büyük bir başarı göstererek zirvede yer almaya devam ediyor. İki gündür bu konuda değerlendirmeler yapıyor, rakamlarla güvenli şehir algısının Eskişehir'deki düzeyini göstermeye çalışıyorum.
Tabii 2015 yılındaki dünyanın en güvenli 4'üncü şehirden 18'inci sıraya gerilerken hangi suç kategorilerde değişiklikler yaşandığını dünkü yazımda ele almıştım. Bugün ise bunun nedenleri üzerine duracağım.
Hatırlatmak gerekirse Eskişehir'de 2015'te Eskişehir'de en kaygı verici suçların başında ise uyuşturucu ve uyuşturucu kullanan insanlar geliyordu. 2018 yılında da uyuşturucu en yüksek puanı alan kategori olmuştu.

2018'de dikkat çeken en önemli kategori ise renk, etnik köken veya din nedeniyle fiziksel bir saldırıya maruz kalma endişesinde yaşanmıştı. Çünkü 2015'te bu kategoride Eskişehir'in aldığı puan tam olarak sıfırdı. 2018'de ise bu kategoride Eskişehir'in aldığı puan 14,29 olmuştu. Yine 2015'te Eskişehir'de saldırı, yağma, araba hırsızlığı, silahlı soygun, gasp, vandalizm, yolsuzluk ve rüşvet, hakaret, şiddet suçları çok düşük puan aralığında (0-20) değerlendirilmişti. 2018'de ise bu kategorilerden bazıları çok düşükten düşük seviyesine yani 20-40 arası puana tırmanmıştı.
Son olarak da dikkat çeken bir diğer husus da yalnız başına yürümek sorusunda gözlenmişti. Katılımcılar 2018'de Eskişehir'de gündüz yalnız yürümeye 84,72 (çok yüksek emniyetli), gece yalnız yürümeye ise 76,39 (yüksek emniyetli) cevabını vermişti. Oysa 2015'te bunlara verilen cevaplar 95 ve 77,50'ydi.

ESKİŞEHİR TÜRKİYE'NİN EN GÜVENLİ ŞEHRİ
Dünyanın en güvenli 4. Şehri statüsüne sahip Eskişehir'de son 3 yılda ne oldu da suç kaygısı-endişesi arttı?
Bu sorunun cevabını bulmak hem çok kolay hem de çok zor.
Hemen belirtmem gerekiyor ki, Eskişehir, Türkiye'nin en güvenli şehri. Dolayısıyla kalkıp da bu verilerden hareketle Eskişehir'e toz kondurmaya çalışmak saçmalığın daniskası olur. Eğer ben burada Eskişehir'de artan suç kaygısı olduğunu ifade ediyorsam aslında Türkiye'de artan bir suç kaygısı olduğunu ifade ediyorum.
Çünkü 3 yıl önce Eskişehir, Türkiye 1'incisi, dünya 4'üncüsüydü. Şimdi ise yine Türkiye 1'incisi ancak dünya 18'incisi… O zaman fotoğrafa Türkiye ölçeğinden bakmak gerekiyor. Eskişehir, dünya sıralamasında gerilerken önüne başka bir Türk şehri geçememişse Türkiye genelinde yaşanan suç kaygısı ve suç sayısı artmış demektir. Türkiye genelinde yaşanan bu kaygı doğal olarak Eskişehirlilere de yansımış durumda, diyebilirim.

TÜRKİYE GENELİNDE YAŞANANLAR ETKİLEDİ
Son yıllarda ülke genelinde artan taciz, saldırı, tecavüz, cinayet, gasp ve ırkçı-nefret söylemlerinin sayısına bakarsak ne demek istediğim çok net şekilde anlaşılabilir. Sadece sosyal medyayı düzenli şekilde takip etmek bile ne demek istediğimi net şekilde ortaya koyuyor, diye düşünüyorum.

SOSYO-KÜLTÜREL DEĞİŞİM YAŞANIYOR
İkinci nokta ise yine genel politikaların sonucu olarak kentlerde gözlenen sosyo-kültürel değişim. Bunda en belirgin faktörün Türkiye'ye sığınan mülteciler konusu olduğunu söylemek mümkün. Burada mülteciler yüzünden suç sayısı arttı demiyorum, sakın öyle anlaşılmasın. Ama farklı kültürden insanların birlikte yaşamasının sonucunda güvensizlik ve endişenin doğmasının sosyolojik karşılığı olduğunun altını çizmek gerekiyor. Doğru ya da yanlış; ortada suç olmasa da buna yönelik oluşan endişenin varlığını kabul etmek gerekiyor.

YARGIYA GÜVENSİZLİK ENDİŞEYİ ARTTIRIYOR
Üçüncü nokta ise belki çok sert gelecek, Türkiye'de her 5 kişiden sadece 1'inin yargıya güven duyuyor olması insanların kendini güvende hissetmemesine neden oluyor. (Söz konusu anket için bakınız; Piar Araştırma, Şubat Ayı Gündem Araştırması) Yapılan anket gösteriyor ki ülkemizde sadece yüzde 22'si yargıya güvenirken yüzde 65'i güvenmiyor. Bu da kaygı ve endişeye neden oluyor.

KAYGI VE ENDİŞE BULAŞICI HASTALIK GİBİDİR
Kaygı ve endişe ne yazık ki salgın bir hastalık gibidir, girdiği ortamlarda ve organizmalarda çok çabuk yayılır. Ortada herhangi bir somut durum olmasa da toplumlar ve bireyler kaygı ve korku içine girdi mi, çabuk toparlanmak kolay olmaz. Bunun için güvenin ve iletişim yollarının daima açık olması gerekir.
Eskişehir, Türkiye genelinde yaşanan bu suç endişesi ve korkusunun içine girmiştir. Bundan çıkmak için de toplum içinde tüm kurumları kapsayacak şekilde güven duygusunun tekrar inşa edilmesi şarttır…