2020 yılının Ekim-Kasım aylarıydı.
Vaka sayıları korkutan boyutlara ulaşmıştı ki, tedbirler genişletildi ve yeni yasaklar geldi.
Aralık ayında başlayan sıkı önlemlerle hafta içi belirli saatlerde, hafta sonu tamamen olarak sokağa çıkma kısıtlaması getirilmişti.
Genişletilmiş tedbirler işe yaradı, vaka sayılarında ciddi bir düşüş yaşandı.
Tabii vaka sayılarının düşmesiyle birlikte, 'kısıtlamalar ne zaman kalkacak?' gibi sorular gündeme gelmiyor değil.
Sıfır vaka oluncaya dek sürmesinin de gerekli olduğunu düşünüyorum.
*
Evet…
Aylardır bunaldık, psikolojik olarak ruh sağlığımız bozuldu, hepimizin gezmeye, stres atmaya ihtiyacı var.
Fakat, stres atacağız derken; virüsü kapmayalım!
Niçin böyle bir şey söylüyorum?
-Hafta sonu marketlerde virüs kol geziyor de o yüzden…
*
Hafta içi, hafta sonu sürekli sahada haber mesaisindeyiz.
Tabii işletmeler açık…
Halk, ikametine en yakın yerlerden ihtiyacını karşılayabiliyor.
Buraya kadar sorun yok, hatta her şey çok güzel seyrediyor.
Ama… Fakat… Lakin…
Son dönemlerde bu durum ihtiyacı karşılamaktan öte keyfiyete dönüşmüş durumda…
*
Örneklendirelim:
Yine bir hafta sonu sokağa çıkma yasağındaydık.
Pazar günü birkaç marketi gözlemleyelim istedik.
Durumu az çok tahmin edebiliyorduk.
Tahminlerimiz bizi yanıltmadı.
Zira marketler tıka basa doluydu.
İnanın normal zamanda dahi marketlerde böyle bir kalabalığı görmeniz mümkün değil.
*
Görülen o ki;
Son dönemlerde vaka sayıları düştü/düşüyor diyerek, halkımız gevşemeye başladı.
Alışveriş yapma bahanesiyle marketlere akın ediliyor.
Hal böyle olunca marketlerde virüs kol geziyor.
Bu noktada bir kelam da marketlere etmek gerekiyor.
Hareket alanını daraltmamak adına, markete giriş için bir kota koyulması gerekiyor.
Şayet bu şekilde devam ederse, virüs bu kez marketlerden patlayacak gibi gözüküyor.