esyenigun.com Yazı İşleri Müdürü Mustafa Anıl Aksoy’un hazırladığı Yakın Plan’ın bu haftaki konuğu MHP İl Başkanı İsmail Candemir oldu.

İsmail Candemir kimdir?

1965 Eskişehir merkez Akpınar doğumluyum. Ama Odunpazarı’nda büyüdüm. Köyde hiç yaşamadım. Tüm hayatı Eskişehir’de geçen bir insanım. Tüm öğretim hayatı da Eskişehir’de geçen bir insanım. Çocuk yaşta milliyetçi, ülkücü hareketle tanıştım, Ülkü Ocakları’na girdim. İlerleyen süreçlerde de askerliği yaptıktan sonra Eskişehir’deki en büyük özel şirkette 27 sene çalıştım. Bu arada da siyasetin hep içinde oldum. Ülkü Ocakları kısmı bittikten sonra Milliyetçi Hareket Partisi’nin değişik kademelerinde görev yaptım. Yaklaşık 30 yıldır aktif siyaset yapıyorum. 5 buçuk senedir de MHP İl Başkanı olarak devam ediyorum. Emeklilikten sonraki dönemde daha aktif olmaya başladım. Tüm zamanımı partiye ayırıyorum.

Nasıl bir çocuktu, nasıl bir evde büyüdü?

Zor bir çocukluk geçirdim. Fakir bir ailenin çocuğuydum. Odunpazarı’nda büyüdüm. Biraz fazla mücadeleyle geçti. Tam gençlik çağına geçerken ülke 1980 ihtilali öncesindeydi. Sokak olayları, öğretim hayatıyla baya sıkıntılı bir çocukluk geçirdik. Sonrasında biraz ceza aldım, okuldan uzaklaştım. Sonra yeniden başladım. Sonra da iş hayatı başladı yoğun biçimde. Gerçekten çok yoğun bir 27 yıl yaşadım. Emekli olduktan sonra daha rahatladım diyelim.

Çocukluğunda ya da gençliğinde unutamadığı bir anısı var mı?

Benim hayatımın dönüm noktası, çok küçük yaşlarda Ülkü Ocakları’na girdim. Ülkü Ocakları’yla tanışmam benim hayatımı değiştirdi. Benim için bir yaşam biçimi haline geldi. Allah’a şükürler olsun ki Ülkü Ocakları’yla tanıştım. Bize her şeyden önce adam olmayı, iyi bir birey olmayı öğretti. Orada kazandıklarımız bu yaşımıza kadar bizi farklı noktalara sürükledi. Benim için en önemli anı Ülkü Ocakları’yla tanıştığım günler olur.

Gençken ideali neydi?

Ben hırsları olan bir insan değilim. Mevcut durumla yetinen, çok fazla beklentileri olmayan, şahsi beklentileri pek olmayan bir insanım. Benim için en büyük ideal Eskişehir’de yaşamaktı çünkü bu şehri çok seviyoruz, ayrılamıyoruz. Allah da gönlümüze göre verdi diyelim. Şu ana kadar ihtiyaç duymadık Eskişehir’den ayrılmaya…

Siyasi gündemden uzaklaşmak için neler yapıyor, boş zamanlarını nasıl değerlendiriyor?

Benim pek öyle bir şansım olmuyor. Sabah kalktığımda partiye geliyorum. Vatandaşlarla birebir kendim görüşüyorum. Dışarda bir programımız varsa ona gidiyoruz. Akşam olduğunda herhangi bir mahalle programı, STK programı yoksa eve gidip dinleniyorum. En çok sevdiğim şey vakit buldukça kitap okumaktır. Ama son zamanlarda ne yazık ki buna da fırsat bulamıyoruz. Kendi özel hayatımız pek yok desek yeridir.

Ne tür kitaplar okur, en son okuduğu kitap neydi?

Araştırma ya da tarihi romanlar, siyasi kitaplar okuyorum. Bir de bizim tabii kendi ideolojimizin getirdiği kitapları okuyorum. En son okuduğum kitap, Börü serisi vardı. En son onu bitirdim.

Günün birinde siyaseti bıraktığında yapacağı ilk şey ne olur?

İlk şey bol bol kitap okumak ve sessiz bir ortam. Başka bir şey yok.

 Hep hayalini kurduğu ama hayata geçiremediği bir şey var mı?

Tabii ki benim hayatımın tamamı milliyetçi, ülkücü hareket. Eskişehir’de Milliyetçi Hareket Partisi’ni hak ettiği noktaya getirebilmek, birinci parti yapabilmek… 48 yıllık siyasi hayatımda da hep bunun mücadelesini verdim. Benim hayatımın birinci önceliği milliyetçi, ülkücü hareket. Sonra ailem ve çocuklarım geliyor. Bu hep böyle oldu. Şu ana kadar gerçekleştiremediğim en büyük hayalim bu. Son nefesime kadar vereceğim mücadele de bu zaten. Benim hayatım milliyetçi, ülkücü hareket aslında…