1 Mayıs dayanışma günüdür.

Mücadele ve birlik günüdür.

İşçinin, emekçinin hakkını savunduğu gündür.

Alın terinin, yardımlaşmanın günüdür.

Hakları için canını feda etmiş emekçilerimizi anma günüdür.

Emeğinin karşılığını almak için mücadele edenlerin günüdür.

 Emek olmadan ne üretebiliriz, ürettiğimizi nasıl çoğaltabiliriz, nasıl hizmet veririz?

Emek olmadan ne oluşur veya ne yetişir?

Tabiiki hiçbir şey, emek olmadan hiçbir şey olmaz!

Çaba sarf etmek ve gayret göstermektir emek.

Öylesine kutsal bir değerdir ki,

Toplumun huzuru ve refahı için, sağlığı için, adaleti için, ilk önce işçinin hakkı olduğu için, bu emeklerin muhakkak bir karşılığı olmalıdır.

Karşılığının olmadığı ve halkın bunun yanlış olduğunu anlatmaya çalıştığı 1880’li dönemlere bakalım.

O dönemde Amerika’daki işçiler güvenliksiz ortamlarda,16 saat boyunca çalıştırılıyordu.

Daha doğrusu sömürülüyordu.

Bunun yanında maaşları da giderek düşüyordu. Bu sömürgeciliğe baş kaldıranlar ise  1 mayıs 1886 tarihinde grev yapmaya başladı...

İşçiler o grevde  haklarını savundu ve çalışma süresinin 8 saat olması için binlerce işçi, pankart kaldırdı.

İşte o gün başlayan grevin sonucunda o güzel cesaretin sonucunda, işçiler emekçiler için bir şeyler değişmeye başladı.  

Çalışma saatleri çoğu yerde sekize indirildi.

İşçinin hakkı gözetildi. İşte böyle başladı bir mayısın tarihi.

Türkiye’de ise 1 Mayıs 1971 tarihinde Taksim meydanında haklarını arayan binlerce emekçi, haksızlığa göz yummayan kendisi için, gelecek için, hakkını savunan adalet isteyen emekçiler. Bugün sahip olduğumuz hakları canlarıyla ödediler.

Hepsinin ruhu şad olsun ki bu günü halen kutlayabiliyoruz.

Hepsini saygı ve minnetle anıyoruz.

BÜTÜN İŞÇİLERİMİZİN ALIN TERİ DÖKEN EMEKÇİLERİMİZİN GÜNÜ KUTLU OLSUN.

Adaletsizliğin olmadığı, emeğin sömürülmediği,

Umut dolu, özgür gelecek günler için,

İşçinin onuru ve gururu için,

 En yüksek sesle kutlanmalıdır 1 Mayıs.

Yaşasın 1 Mayıs yaşasın iş , özgürlük ve emek mücadelemiz.