Bugün 2 Temmuz. Madımak Oteli katliamının üzerinden tam 26 sene geçti. Ama acısı hala taze, yüreklerde bıraktığı sızı hala yanıyor. Sadece olayların olduğu an değil, olay sonrası da yaşananlar bu toplumda adalet, demokrasi, hak ve hukuk taleplerinin neden bu denli savunulduğunu da ortaya koyan türden.
Bizler o korkunç günü çok canlı bir şekilde hatırlayanlarız ama bir kere daha yazıya dökerek asla unutulmaması için üzerimize düşeni yapacağız. Bakın BBC haber sitesi okurlarına o gün olayları nasıl aktarıyor:
'2 Temmuz günü Cuma namazının ardından etkinliklerin yapıldığı kültür merkezinin önüne bir yürüyüş başladı. 'Sivas laiklere mezar olacak' atılan sloganlardan biriydi. Saldırgan grubun bir kısmı yeni dikilen 'Halk Ozanları' heykelini yıkıp, yerde sürüklerken; bir kısmı Valilik önünde Ahmet Karabilgin'i protesto etti.
Valinin katliam sonrası İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği rapora göre, saldırganların sayısı her saat sayısı artmıştı. Yine aynı rapora göre, akşam saat 18.00'de Madımak Oteli'nin önünde o ana kadar hiçbir aşamada dağıtılmamış 15 bin kişi vardı. Otel önündeki araçlar ve sürüklenen heykel ateşe verilmiş, otelin camları kırılmıştı.
Yaklaşık 2 saat sonra otel ateşe verildi, saldırgan kalabalık sloganlarına devam etti.
Madımak Oteli'nin önünden çekim yapan İhlas Haber Ajansı'nın görüntülerinde otelin etrafını kuşatanların sloganları yanında sözleri de duyulmuştu. Biri otelin birinci katına çıkan saldırgana 'Lan yakın' diye seslenirken, bir diğeri ilk alevin görünmesiyle 'Cehennem ateşi işte!' diye seslenmişti.
Kente davet edilen takviye kuvvetler ise zamanında gelmedi veya gelenler yetersizdi. 35 kişi otelde hayatını kaybetti.
Turgut Özal'ın ölümünden sonra Cumhurbaşkanı seçilen Süleyman Demirel'in yerine DYP Genel Başkanı seçilen ve Başbakan olan Tansu Çiller görevi devralalı henüz bir hafta olmuştu. Çiller'in Madımak Oteli'nde yaşananların ardından söylediği sözler ise siyasi tarihin hafızasına yazıldı:
'Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir.'
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise olayın münferit olduğunu ve Alevi-Sünni çatışmasına dönüşmemiş olmasını vurguluyordu:
'Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş... Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır... Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır.'
İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu ise Aziz Nesin'i suçluyordu:
'Aziz Nesin'in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir.'
İLK DAVA SÜRECİNDE NE OLDU?
Çeşitli mahkemelerde başlatılan soruşturmalar o dönem kapatılmamış olan Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) son buldu. Mahkeme ise görevsizlik kararı vererek dosyayı Yargıtay'a gönderdi. Yargıtay ise dosyaya bakması gereken yerin Ankara DGM olduğuna karar vererek dosyayı geri gönderdi.
Ankara 1 No'lu DGM'ye sunulan iddianamede olayların nedeni, 'şenliklere katılanlar' olarak gösterildi, Aziz Nesin'in varlığı 'eylemin hazırlayıcı sebepleri' arasında sayıldı.
İddianamede şu ifadeler yer alıyordu:
'Hele hele Aziz Nesin'in İslam Dini'ne karşı tutum ve davranışları ve açıklamaları, kapalı bir salonda düzenlenen toplantıda terör örgütü militanları için saygı duruşunda bulunulması, eylemin hazırlayıcı nedenleri arasında sayılabilir.'
DGM Başsavcısı Nusret Demiral dava henüz sonuçlanmadan, 'Olayda örgüt yok, tahrik var' açıklaması yaptı. Görülen davanın karar metninde de buna paralel bir yaklaşım göze çarpmıştı. Gerekçeli kararda Aziz Nesin vurgusu vardı:
'...Sivas olaylarının devlete ve laik düzene yönelik olmadığı, Aziz Nesin'in Şeytan Ayetleri kitabını yayınlamasına duyulan öfke, kin ve nefretin oluşturduğu tahrik sonucu ve Aziz Nesin'e yönelik bir eylem olduğu, kast edilen Aziz Nesin olmasına rağmen hedefte sapma sonucu 37 masum insanın ölümü ile sonuçlanan bu olayların…'
Kararla birlikte 22 sanık hakkında 15'er yıl, 3 sanık hakkında 10'ar yıl, 54 sanık hakkında 3'er yıl, 6 sanık hakkında 2'şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi. Ancak bu karar temyiz edildi.'
Madımak katliamının üzerinden 26 yıl geçti ama bu toplumda bıraktığı acı izleri geçti mi? Bu acının hafiflemesi içi kim ne yaptı?
Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/07/150702_sivas_1993