Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, hepimiz için 'hazırol' komutuyla başlayan, çok ciddi bir uslupla icra edilen, resmi askeri geçitten ibaret olmuştur.
Bu özelliği ile 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamasına çok benzerlik göstermiştir.
Cumhuriyet, Cumhuriyet Bayramımız ile ilgili bir yazı yazmamız gerektiğinde birkaç klasik söz, birkaç yapmacık süslü lafın yer aldığı bir yazı bekleriz.
Çünkü bizler yıllarca milli bayramlarımızı 'protokol'ların arkasına sıkıştırılmış halkın karşısında, formaliteden yapılmış törenler şeklinde yaşadık.
Halkın katıldığı, coşkuyla kutlamayı yaşamadığımızdan başkası aklımıza gelemez.
Halbuki 'Cumhuriyet' halkın yaşam biçimidir.

Öğrencilik yıllarımda Cumhuriyet Bayramı denildiğinde, yaşadığımız şehrin önemli caddelerinin birinde saatlerce bekledikten sonra, görevlendirilen kişi ve kuruluşlarca zoraki yapılan bayram merasimi, ilçenin mülki amirinin ve görevlendirilen bir kaç konuşmacının yaptığı 'mecburen' konuşmalar, öğrencilerce oynanan birkaç halk oyunu, okunan birkaç şiir gelir aklıma.
Bu arada paylaşmam gerekir;
Beni en çok etkileyen mehmetçiklerimizin tören yürüyüşleri ve 'fener alayları' idi.
Hepimiz için böyle değil miydi? Şimdi, o coşkuyla katılamadığım törenler bile artık yapılmıyor.
Yıllarca 'Cumhuriyet', halkın coşku ile katıldığı kutlamalar yerine, göstermelik klasik merasimlerle bize anlatılmaya çalışıldı.
Artık Cumhuriyet'in, ezberletilmiş bir iki şiire, birkaç satırlık konuşmaya sığdırılacak kadar basit bir şey olmadığını biliyorum,

Cumhuriyet demenin; Özgürlük olduğunu, Bağımsızlık olduğunu, Çağdaşlık olduğunu, Adalet olduğunu, Kimsesizlerin Kimi olduğunu, Devlet olmak olduğunu, Şeref olduğunu, Demokrasi olduğunu, Laiklik olduğunu, Güven içinde yaşam olduğunu...daha iyi öğrendim.
Çok uzağa gitmeye hiç gerek yok.
Uzak, yakın komşularımıza bakın; Suudi Arabistan'a, Irak'a, İran'a, Mısır'a, Afganistan'a, Katar'a, Libya'ya, Umman'a, Yemen'e, Ürdün'e, Tunus'a, Kuveyt'e, Filistin'e, Lübnan'a, Bahreyn'e…bakarsanız 'Atatürk Cumhuriyeti'nin güzelliğini çok daha iyi anlayacaksınız.
Cumhuriyetimizin güzelliklerini yüreğinizde, beyninizde yaşayamıyorsanız, size bir tavsiyem var!
Yukarıda saydığım ülkelerin herhangi birinde kısa süreli de olsa kalmanızı tavsiye ederim.
İşte, o zaman ne demek istediğimi daha iyi değerlendirebileceksiniz.

Herşey iyi de, 96 yıl boyunca hiç mi yanlış bir olayla karşılaşmadık diye soracaksınız?
Tabi ki karşılaştık.
Karşılaşmayan ülke var mıdır?
Yoktur.
Her çağdaş ülke kurulurken mutlaka bir takım bedeller ödenmiştir.
Bugün Türkiye toprakları, şu veya bu egemen tarafından yıllardır işgal altında değilse,
Özgür ve bağımsız yaşayabiliyorsak,
Nedenini sormak gerekemez mi?
Nedir bu fütursuzca yapılmaya çalışılan 'Cumhuriyet' karşıtlığı?
Eğer bugün herhangi bir konuda şikayetiniz varsa, gelin hep birlikte ele ele verelim,
Birlikte, herbirimizin istediği bir 'Cumhuriyet' inşa edelim.
Cumhuriyetimizi, ilan edildiği günü coşkuyla kutlayalım.
Mustafa Kemal Atatürk'ü, Cumhuriyet'imizi yüreğinde yaşayan, yaşatan herkese sevgiler, saygılar diliyorum.