Giderek artan hayat pahalılığı, gelir dağılımda ve vergide adaletsizlik başta işçiler, emekçiler, emekliler olmak üzere, toplumun dar ve sabit gelirli tüm kesimlerinin yaşam şartlarını daha da ağırlaştırdı ve her geçen gün ağırlaştırmaya da devam ediyor... 

Mevcut asgari ücret bugün dört kişilik bir aileye ancak 7 gün yetiyor. İnsan onuruna yaraşır gelir düzeyini sağlayacak bir ücret karşılığında çalışılması anayasal bir hak olmasına rağmen milyonlarca çalışan ailesiyle birlikte düşük ve yetersiz kazanç ile hayatının sürdürmek zorunda kalıyor... 

Ekonomik krizden çıkış için emekçilerden ve emeklilerden özveri beklenmekte… Emekçiler ve emekliler enflasyonun nedeni değil mağduru... 

Ülkemizde gelir ve servet eşitsizliğini dengeleyecek adil bir vergi sistemi ile bütüncül sosyal politikalara ihtiyaç duyulmakta…

2024 yılında beklentilerin altında kalan emekli ve emekçilerin umutla beklediği maaş zamları ocak ayında da beklenen şekilde olmayacağa benziyor. Çünkü yapılan açıklamalar yüzde 20-25 gibi komik bir artışın yapılacağı yönünde gözüküyor…

Devletimizde yapılan harcamalar, Yap-İşlet-Devret projeleri gibi birçok neden kaynak için yeterli olduğu halde emekçi ve emeklilere sıra gelince nedense kaynakların yetersizliği bahanesiyle bu kesime son derece cimri davranılıyor... 

Oysa özellikle emekliler devletimizden fazla bir şey istemiyor; sadece bedeli peşin ödenen haklarının geri verilirken normal yaşam standartlarına yetecek bir maaş talep ediyorlar…

ASGARİ ÜCRET VE EMEKLİ MAAŞLARI AÇIK SINIRININ ALTINDA KALDI

Asgari ücretin 17 bin 2 TL.  Açlık sınırının 20 bin 561 TL, yoksulluk sınırı 66 bin 976,07 TL’ye, bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 26.712,30 TL ’ye yükseldi…

En düşük emekli maaşının 12 bin TL olması hesap ve mantıkla açıklanamaz. Bir anlamda “emeklinin ülke ekonomisine katkısı yok, ne yaparsa yapsın, aç kalsın, tatile gidemesin, bir kahvede oturup çay içemesin, torununa, çocuğuna hediye alamasın, pazardan çürük sebze meyve toplasın, ucuz ekmek kuyruklarında sıcak soğuk demeden beklesin ve bu koşullarda yaşayabildiği kadar yaşasın bir an önce de ebedi yolculuğuna çıksın şeklinde mi düşünülüyor” sorusu gündeme geliyor…

SOSYAL MEDYADA YAZILANLAR  GÖRMEZDEN GELİNİYOR

Her gün yazılı ve görsel basında emeklilere ait zor ve mücadele gerektiren yaşam koşulları ile mücadele eden insanları izliyoruz ama maalesef yetkililer bunları görmüyor veya görmezden geliyor... 

Sosyal medyada yer alan, “yazlık, kışlık saraylara para var, emekliye para yok”, “Geçiş garanti projelere para var, emekliye para yok”, “faiz lobisine, rantiyeye para var, emekliye para yok” vb. sloganlar sadece sosyal medyada paylaşılmıyor…

Hemen hemen her akşam televizyon kanallarındaki tartışma programlarında da gündeme geliyor… 

Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir ve istendiği zaman her konuya kaynak bulabilir…

“BÜTÇEDE VERGİ ADALETİ YOK”

2025 bütçesinde gelirleri oluşturan 12 trilyon 800 milyar liranın yüzde 84'ü dolaylı vergiler ve çalışanlardan kesilecek olan vergilerinden oluşmakta…

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, yaptığı yazılı açıklamada, “ÖTV'yle ilgili bir rakam vereyim. Bu iktidar 2025 yılı bütçesinde 2020-21-22-23 yıllarında yani tam dört yılda 1 trilyon 770 milyar olarak tahsil ettiği vergiyi 2025 yılında bunun üstüne de çıkarak tek yılda tam 2 trilyon 146 milyar olarak koymuştur. Ücretlerden kesilecek olan vergiler, kurumlar vergisinden daha yüksek bir miktar olarak bütçeye konulmuştur. Yani bu bütçede vergi adaleti yoktur. Adalet, sadece Adalet ve Kalkınma Partisinin adında ve kâğıt üzerinde kalmıştır. Buradan hareketle, bu bütçede vergide de gelirin dağılımında da paylaşımında da adalet söz konusu değildir” dedi…

“53 MİLYAR DOLAR BUHARLAŞMIŞ”

Arslan, açıklamasının bir bölümünde, “Faiz düşmüş, Sayın Bakana bakılırsa millî gelire göre oranlanması gerekiyormuş, arkadaşlar da ağzına geldiği zaman, koca koca laflar ediyorlar. Sayın Güler, bütçenin ilk konuşmasında şunu söylemişti. ‘Bu bütçe büyüklüğü 440 milyar dolardır. Bunu biz yaptık, bu büyüklüğe biz ulaştırdık.’ 2024 yılı bütçesi de 2 Ocak 2024 tarihinde tam 377 milyar dolardı ama bugünkü kurla satın alma itibarıyla baktığımızda 316 milyar dolara düşmüştür. Bu ne demektir? Sadece kur farklarından 53 milyar dolar buharlaşmıştır. Bu sizin eseriniz, bunu niye buralarda söylemiyorsunuz? Yine, yoksulluğu yaratan faize 1 trilyon 950 milyar lira ayıran bu iktidar, yoksullukla mücadeleye sadece 362 milyar lira bu bütçede öngörüde bulundu. Yani faiz, yoksullukla mücadeleye ayrılan bütçenin tam 5,5 katı. Son sekiz yıldaki faiz ödemeleri ve 2025 yılında ödenecek olan faizler de düşünüldüğü zaman tam dokuz yılda faize ödenen tutar 138 milyar dolardır. Bunun sorumlusu kim? Bugün emeklilere, emekçilere, asgari ücretlilere, memura, çiftçiye, esnafa ‘Kaynak yok’ diyerek edebiyat parçalayanlar sadece faize 138 milyar doları öderken yüreğiniz sızlamadı mı, vicdanınız sızlamadı mı? Halktan yarattığınız 12 trilyon 820 milyar parayı, kimin parasını kimden esirgiyorsunuz ve kimin parasını kimden kıskanıyorsunuz?" diyerek 2025 bütçesini eleştirdi…

* * *

9 yılda faize ödenen 138 milyar dolar emekçilere, emeklilere verilmiş olsaydı ülkede yoksulluk söz konusu olmaz ve kıskandığımız bazı ülkelerdeki gibi gelir dağılımı adaletli olsaydı bugün milyonlarca emekli ve emekçi “geçinemiyoruz” diye sesini yükseltmeyecekti…

* * *

BAK ŞU SEBAHATTİN TETİK’İN YAPTIĞINA!

Geçtiğimiz Çarşamba günü Eskişehir Avrupa Birliği Platformu Başkanı Sebahattin Tetik, Emirdağlılar Platformu Başkanı Habib Umutoğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir Kent Konseyi ile Hollanda Büyükelçiliği iş birliğiyle hazırlanan, 60 yıl önce Hollanda’ya giden ilk Türk kadın göçmenler ve onların güçlü, başarılı kızları ile torunlarının hikayelerini konu alan “Türkiye’nin Kadın Öncüleri” Fotoğraf Sergisi’nin açılışı gerçekleştirildi…

60 yıl önce Emirdağ’dan Hollanda’ya giden ilk kadınların sayısı 50 iken bugün 150 bine yaklaşmış…

Hollanda’da yaşayan Türk sayısı ise 500 bine ulaşmış…

Ünlü Modacı ve Tasarımcı Zuhal Yorgancıoğlu’nun adının verildiği “Zuhal Yorgancıoğlu Moda Tasarım Müzesi” sergi salonundaki serginin açılışı gerçekleştirildikten sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Hollanda Büyükelçiliği Sosyal işler Ataşesi Wiecher Van Der Laan, Sosyal işler Ataşe Yardımcısı Mehmet Uğur ile birlikte sergiyi gezerken Avrupa Türkleri Platformu Başkanı Sebahattin Tetik’in fotoğrafların altında Türkiye haritasında “Emirdağ” ilçesinin işaretlenmiş olduğunu görünce konuklara, “İşte Belçika’nın Başkenti burası” diye seslenerek, hep birlikte o noktaya parmak basmalarını istedi…

Emirdağ üç sözcükle ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi... 

Sözün özü Emirdağ’ın zeki, hazırcevap ve değerli evladı Sebahattin Tetik, yaptı yine yapacağını. Emirdağ’ı tüm konukların gözüne soktu!