Eskişehir’in dönüşüme dair beklentileri var.

Şehrin bazı noktaları tamamen çöküntü alan haline gelmiş durumda.

Hele bazı noktalar artık şehrin merkezi konumuna ulaşmış.

Dahası bu yerler kentin vitrini sayılacak yerler.

Bunların en başında Gündoğdu Mahallesi geliyor.

Şehre giriş ve çıkışlarda ortaya koyduğu görüntü kent adına çokta güzel bir intiba bırakmıyor.

Eskişehir adına kötü bir prestij oluşturduğu kesin!

Bu noktada Büyükşehir Belediyesi’nin uzun süredir üzerinde durduğu bir dönüşüm projesi var.

Meclislerde gerekli kararlar alındıktan sonra hızla plan ve projeleri hazırlandı.

Elbette bu yetmiyor.

Mahallede hakkı olan vatandaşlarla da uzlaşma gerekiyor.

Büyükşehir Belediyesi en zor konulardan birisini de halledip vatandaşın rızasını alıyor.

Geriye kalıyor dönüşümün yapım maliyeti.

++++

Önceki gün konuyla ilgili belediye tarafından önemli bir adım atılıyor.

Kentin inşaat firmaları buluşturulup, dönüşümün tüm detayları paylaşılıyor.

Sonrasında ise Eskişehirli firmalar dönüşüm için yatırıma davet ediliyor.

Zira hem yapan için hem de konutları yapılacak olanlar için ortaya “karlı” bir iş konuluyor.

Hatta bir taşla birkaç kuş birden vurulacak bir model çıkarılıyor.

Kat karşılığı dönüşümü yapacak firmalar, konutları modern hale gelecek hak sahipleri de kazanıyor.

En önemlisi de “Eskişehir kazanıyor”

Ortaya ise herkesin katıldığı bir güç birliği çıkıyor!

*************

NASIL BİR TOPLUM OLDUK?

Birkaç gündür sosyal medyada izlediğimiz haberler tüylerimizi diken diken etmeye yetti.

Yaşanılan şiddet olayları artık çığırından çıkmışa benziyor.

Bir kuryenin durduk yere öldürülmesi;

Küçük yaştaki çocuğun defalarca tecavüze uğraması;

Trafikteki tartışmaların parmak kesmeye kadar gitmesi;

Borç yüzünden çıkan kavganın infaza dönüşmesi;

Öldürülen bir şahsın cesedinin canlı yayında bulunması vs.

Maalesef her dakika, her an vahşice yaşanmış olaylara tanıklık eder hale geldik.

Daha kötüsü de bu tür olaylara artık alışmaya, olan biteni sanki bir film sahnesi gibi izleyen bir toplum olduk!

Tam da bu manzara karşısında ülkemizin geldiği hali sorgulamadan duramıyoruz.

Geçmişte hiç olmayan, hiç yaşanmayan, yaşandığında ülkede infial oluşturan olaylar artık günlük, sıradan olaylar halini aldı.

Ve tüm bunlar yaşanırken, siyaset kurumu Arapça tabelalar doğru mu yanlış mı diye tartışıyor!

Kısacası;

Tüm olup bitenler toplumun çok da iyi bir noktada olmadığını, daha da kötüye doğru yol aldığını açık şekilde gösteriyor.

Üzülüyoruz, kızıyoruz ve maalesef ki çaresizce izliyoruz…

************

ÜRETİCİ KÖYLERİ TERK EDİYOR!

Bir çiftçiler günü daha geride kaldı.

Gün dolayısıyla çeşitli açıklamalar okuduk.

Onlardan birisi Eskişehir Tarım Platformu’ndan geldi.

Bu kez yapılan açıklamanın içerisine üreticiler bizzat dahil edildi.

Söz üreticilere verildi.

Çiftçinin söyledikleri, tarımda yok oluşun adeta ayak izlerini taşıyordu.

Söylediklerine göre artık yeni nesil köylerde kalmak istemiyor.

Sebebi tamamen ekonomik koşullar!

Çünkü yıl boyu didinip çalıştığınız, sonunda harmanını kaldırdığınız üründen para kazanamıyorsunuz.

Hata çoğu zaman zarara uğruyor çiftçi.

Üretici şunu söylüyor;

“Gençlere yardım edilsin, gençler üretme anlamında çok hevesli ama sigortası bile yatmıyor. Emeğinin karşılığını alamıyor. Bu nedenle kentlere göç etmeyi tercih ediyor!”

+++

Bize göre Türk tarımını bekleyen en büyük tehlike budur.

Zira yakın zamanda toprağı ekecek, işleyecek kimse kalmayacak.

Tarım ülkesi, tarım ürünü ithalatında rekor kıran bir hale gelecek…