Hızlı Trenin hizmete girmesiyle şehrin ortasından geçen hat boyundaki demir yolunun yer altına alınma projesi Eskişehir gündemini yıllarca meşgul etti…
Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, TCDD’ye ait bu yolun Büyükşehir Belediyesine devredilmesini Ulaştırma Bakanlığından istemişti…
Hatta; “Bu alanı Büyükşehir Belediyesine devredin üzerinde yayalar ile araçlarında geçebileceği ‘Bulvar’ yapayım. Adını da ‘Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’ koyalım” demişti…
Yılmaz Hoca, yapacağı bu bulvardan tramvay geçirmeyi de düşünüyordu…
O dönemin Ulaştırma Bakanı Oktay Vural, alanın bulvar olacağını, üzerinden araçlarında geçeceğini ifade ederek Büyükşehir Belediyesi’nin “bize devredin” teklifini kabul etmemişti…
Hat Boyu projesi daha sonra TCDD tarafından ’Bulvar gezinti ve dinlenme alanı” olarak değiştirildi…
Proje 2014 Ekim Ayı’nda ihaleye çıktı. Ancak uzun süre tamamlanamadı ve projenin tamamlanmaması sık sık eleştiri konusu oldu…
O dönem için 10 milyon liralık bir bedel ile hayata geçirilen proje alanı yapımının üzerinden geçen 11-12 yıl sonra adeta çöplüğe döndü, bakımsızlıktan kuruyan ağaçlar, çiçekler, altına gerçek tren raylarının döşendiği camlar kırıldı…
Hatboyu projesinin açıklanmasının ardından Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen buranın bir bulvar olması yönünde görüş bildirmiş, ancak Büyükerşen’in bu görüşü hükümet kanadından olumlu yanıt bulmamıştı…
Büyükerşen o dönem yaptığı basın toplantısında Hatboyu projesinin 10 yıllık süreç içinde çok kez değiştiğine dikkat çekerek, şunları söylemişti:
“Hatta AK Parti Eskişehir eski Milletvekili Murat Mercan bir toplantısında oradaki alanın bulvar yapılacağını, hatta bu bulvarın Eskişehir’in trafik sorunun çözümünde yardımcı olacağını söylemişti. Devlet Demir Yolları bu şekilde işe başladı. TCDD işe başladıktan sonra projede büyük değişiklik yaptı. Tren Çamlıca’dan yer üstüne çıkacakken, Bağlar Geçidinden çıktı. Buna gerekçe olarak tren garının yerinde kalacağını gösterdiler…”

AÇILDIĞINDA IŞIL IŞIL İDİ
TCDD’nin çalışmasını tamamlamasının ardından hizmete açılan Hatboyu, vatandaştan büyük ilgi görmüştü. Gece ışıklandırmasıyla ışıl ışıl bir görüntü sergileyen bulvar, Eskişehirlilerin uğrak mekanı olmuştu…
Bakımsızlıktan zamanla harabeye dönen Hat Boyuna döşenen mevcut alanın geçmişte tren yolu olduğunu anımsatan camın altına döşenen gerçek tren raylarının üzerindeki camlar kırıldı…
Raylar çalınmak istendi, bakımsız kalan ve her geçen gün daha da yıpranan Hatboyu mevkiinin son hali kent merkezinde kötü görüntü oluşturuyor…
Şehrin merkezi bir yerinde bulunan Hatboyu mevkii, bakımsızlığı ile dikkat çekiyor…
İki yıl önce TCDD, Hat Boyundaki gezinti alanındaki altında rayların geçtiği camlar, ışıklandırmalar kırılmış, çiçek ve ağaçlar kuruduğundan tadilat yapılmıştı…
Tadilatın üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından tahrip edilen Hatboyu, her geçen gün daha da yıpratılıyor. Zemindeki rayları kapatması gereken camlar kırılırken, ilgili kurumlar tarafından buraların onarımı yapılmıyor…
Kırılan camlar ve bozuk olan zemin çevreden geçen yayaların takılıp düşmelerine davetiye çıkartıyor…
Eskişehir’in merkezi noktalarından biri olan Hatboyu mevkii, bakımsızlığı ve yıpranmış yapısıyla kentin kanayan yarası haline geldi…
Hem yerel basının hem de sosyal medya kullanan vatandaşların zaman zaman tepki göstermesine rağmen ne yazık ki bu eleştirileri TCDD ya duymuyor ya da duymazdan, görmezden geliyor…
YEŞİL ALAN OLACAKTI BETON YIĞINI OLDU
Altından trenin geçtiği Muttalip Caddesindeki Hat Boyu TCDD tarafından planlanıp Ulaştırma Bakanlığına sunulan projede içerisinde çay bahçelerinin, büfelerinde olacağı yeşil alan olarak planlanmıştı…
Devlet Demiryolları tarafından gerçekleştirilen proje aşamasında Eskişehir Mimarlar Odası da yaptığı açıklamada şu görüşlere yer vermişti:
“Mimarlar Odası Eskişehir Şubesi olarak konuyu takip etmekteyiz. Konuyla ilgili meslek odamız tarafından her zaman dile getirilen ilk yanlış, projelerin elde edilme biçimidir. Eskişehir’de yaşayanların neredeyse tamamını ilgilendiren bu tür ‘Kamusal’ projelerin elde edilmesinde izlenecek yöntemlerden birinin ‘Ulusal Mimari ve Kentsel Proje yarışmaları’ olduğunu düşünmekteyiz. Eğer bu yöntem tesis edilemiyor ise projelendirme aşamalarına kent aktörleri ve o kentin sakinlerinin muhakkak dâhil edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Kentin tam merkezinde, müthiş bir yapılaşmanın ortasında bu tür bir kamusal alan ilan edilmesini Eskişehir için çok büyük bir fırsat olarak görmekteyiz. Ancak alışılagelmiş kentsel tasarım çalışmalarında olduğu gibi maalesef alanın beton yığınına dönüşmesi bir şekilde engellenemiyor. Temel peyzaj ögelerinin (havuz, saçak, tretuvar vs.) sistemli ya da sistemsiz olarak bir araya getirilmesiyle gerçekleşen kentsel tasarımlar maalesef geçerliliğini yitirmekte. Üstelik bunun yaklaşık 1,4 kilometre uzunluğunda lineer uzanan bir aks boyunca tekrarlanarak devam etmesi işin başka bir sorunlu boyutu. En büyük soru böyle bir açık alanın inşası değil, burayı kimlerin kullanacağı olmalı. Yapılan düzenleme kimlere hitap edecek? Sorulması gereken soru bu olmalıydı. Özellikle Eskişehir gibi bitişik nizam yapılaşma sonucu neredeyse beton yığınına dönen bu alanın nefes alınacak bir mekan olarak öngörülmediği düşüncesindeyiz. Kent merkezinde insanların kuş seslerine, yağmurdan sonra toprak kokusuna ihtiyacı olduğunun, bu kentin aynı zamanda sakinleri olarak söyleyebiliriz. Alan, proje görsellerinden ve kısmı olarak uygulanmakta olan projeden anlaşıldığı üzere yeşillenecek ancak hatboyu maalesef topraksız yeşillenecek.
Kentsel tasarımlarda farklı kullanıcı gruplarının gereksinimleri göz önüne alınmalı. Genç grupların, yaşlıların, kadınların, çocukların ihtiyaçlarına cevap verecek bir mekan olmalı. Aksi takdirde içerisinden geçilip gidilen bir alan olacak, bir rekreasyon alanı olamayacak, kaldırım düzenlemesi olarak kentin içerisinde maalesef yok olacaktır. İnsanları farklı aktivitelere, mesela spora ya da sanata yönlendirecek aktivitelerin tasarım esnasında göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Sanat ve spordan hayli uzak olan yaşam biçimimiz için gelecek kuşaklara örnek teşkil edecek bir mekan olarak değerlendirilmesi ve ona göre tasarlanması gerektiği inancındayız. Örneğin alanın bir kısmı Eskişehir’de yer alan her iki üniversitenin Sanat Tasarım Fakültelerinde üretilen öğrenci projeleri için geçici açık hava sergisi ya da kaykay, paten, bisiklet parkuru olarak düzenlenebilir. Kamusal alanların ancak bu şekilde değerli ve anlamlı birer miras olacağı inancındayız. Eskişehir 4 mevsimi bir arada yaşayan bir kent. Haliyle tekdüze öneriler hava şartları değiştikçe geçerliliğini yitirmekte. Alan tasarlanırken bu tür koşulların da değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Son olarak alan içerisinde muhakkak sert zeminler, su öğesi, oturma birimleri olacaktır. Ancak ağaçlar, tabiatı gereği saksıya sığdırılamaz, tabiat ve yeşil oalanın sınırları tretuvarla belirlenmez. Kendi iç dinamikleriyle yaşayan, gerçekten nefes alınabilecek bir yeşil alan tasarlanması gerektiğine inanıyoruz. Alanda yapılan proje henüz tamamlanmamışken, yani iş işten geçmemişken yeniden gözden geçirilmesi mümkün gözükmektedir. Projeyle ilgili yetkililerin, tasarımın tartışılacağı ve tüm kesimler tarafından tespit edilen hataların ya da önerilerin dinleneceği bir ortam yaratmasını dileriz.”
MİMARLAR HAKLI ÇIKTI
Dönemin TCDD yöneticileri, Ulaştırma Bakanı ve AK Parti milletvekilleri Mimarlar Odası ile dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in uyarılarını dikkate almış olsalardı bugün çöplüğe dönüşen, kırılan, dökülen hatboyu bu görüntüyle gündeme gelmemiş olacaktı…
Özellikle hemen dibinde “Haller Gençlik Merkezi” gibi kültür ve sanat etkinliklerinin yapıldığı, günde binlerce kişinin girip çıktığı bu alana bu çirkin görüntü hiç ama hiç yakışmıyor…
Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi ile Dede Korkut Parklarındaki gözleri rahatsız eden görüntüler gibi…
Keşke yıllar önce Yılmaz Büyükerşen’in talebine siyaseten değil de çağdaş bir vizyon ile bakılmış olsaydı tıpkı ‘Kent Park’ ve ‘Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı’ gibi göze hoş görünen Kültür ve Sanatı da içinde barındıran örnek bir park olabilirdi…
TCDD Hat Boyunun bakımını yapamıyor…
Bakım masrafı çok ağır…
O zaman geçmişte yapılan hatadan dönün ve alanı Büyükşehir Belediyesi’ne devredin…
Büyükşehir Hatboyunu içerisinde Kültür-Sanat etkinliklerinin de yapılacağı alana dönüştürsün…
Hiç olmazsa şehrin göbeğindeki çirkin görüntü kalkar hem de Haller Gençlik Merkezi gibi tarihi binaya yakışır hale getirilir…
Hatadan dönmek erdemdir!
Bırakın artık inadı!
* * *
ODUNPAZARINA GÜCÜYENER TEPEBAŞINA TUNÇ
AK Parti’nin Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Başkan adayları, mülakat için genel merkeze davet edildi…
Parti genel merkezinde “ilçe başkan adaylarını belirleme komisyonu” karşısına tek tek geçerek kendilerini tanıtıp, başkan olmaları halinde yapacakları çalışmalar hakkında görüşlerini aktardılar…
Odunpazarı ilçesi için mülakata çağrılan adaylar:
• Veli Görkem Pala
• Hasan Hüseyin Köksal
• Pınar Turhanoğlu Gücüyener
• Musab Tayyip Altınkaynak
Tepebaşı ilçesi için mülakata çağrılan adaylar:
• Mustafa Kavas
• Serhat Tunç
• Metin Tezişçi
• Mustafa Kemal Bandırma
* * *
Adaylara baktığımda hepsi de birbirinden kıymetli isimler…
Pınar Turhanoğlu Gücüyener, geçmişte il yönetiminde idi…
Gücüyener, 2006 yılında AK Parti Eskişehir İl Yönetim Kurulu üyeliği, 2007 yılında Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı ve SKM başkan Yardımcılığı, 2009 yılında ise İl Disiplin Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundu…
Musab Tayyip Altınkaynak ise Eskişehir İl Gençlik Kolları Başkanlığı yaptı…
Serhat Tunç da geçmişte yönetimlerde bulundu, milletvekili adayı gösterildi…
MUSTAFA KEMAL BANDIRMA MÜLAKATA KATILMADI MI?
Odunpazarı’nda Fatih Gürbüzer, Musab Tayyip Altınkaynak, Pınar Turhanoğlu Gücüyener, Veli Görkem Pala ve Nuri Kahya’nın görüşme için Ankara’ya çağrılırken, Tepebaşı için Serhat Tunç, Hasan Hüseyin Köksal ve Mustafa Kavas’ın mülakat için tercih edilen isimler oldu...
Odunpazarı’nda İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın istediği isim olan Fatih Gürbüzer ve Pınar Turhanoğlu Gücüyener’in ismi öne çıkarken, ilçe başkanlığına atanacak ismin kesinleşmesi haftaya bırakıldı…
Fatih Gürbüzer’in ismi Başkan Albayrak’ın isteği olarak öne çıkarken, daha önce İl Başkan yardımcılığı, meclis üyeliği ve milletvekili adaylığı olan Pınar Turhanoğlu Gücüyener’in tecrübesi ile öne çıktığı kaydedildi…
Milli İrade Gazetesinden Hakkı Kutlu’nun, önceki günkü yazısında ifade ettiğine göre Tepebaşı Başkan adaylarından Mustafa Kemal Bandırma’nın Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın’ı sokması üzerine ortalık karışmış…
İddiaya göre Bandırma, “Burada her şey belli olmuş” diyerek görüşmeye gitmemiş. Bandırma’yla görüşmek isteyen genel merkez yöneticileri atamaları haftaya bıraktı…
Hasan Hüseyin Köksal ise, “Benim Odunpazarı’nda karşılığım var, Tepebaşı olmaz” dediği, Musab Tayyip Altınkaynak’ın ise “Ben Tepebaşı Meclis üyesiyim, ayrıca işlerimin yoğunluğu nedeniyle affımı istiyorum” diyerek aday olmaktan vaz geçtiği de iddia ediliyor…
Bakalım İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın istediği isimler mi, yoksa genel merkez yöneticilerinin destek verdikleri iddia edilen kişiler mi başkan yapılacak?
Bu sorunun yanıtı gelecek hafta kesinleşecek…