Öyle şeyler öğretmişsin ki aklımızdan hiç çıkmıyorsun..

Hücrelerimize kadar sinmişsin.

Her yerde senin izlerini görüyoruz..

*****

Bizim siyasal geleneğimizde linç kültürü vardır.

Bu kültür nereden gelmiş diye.

Düşünüyorum..

Her halde dedim kendi kendime, Bizans’ tan kalmış bir miras gibi.

Öyle ya..

Kahpe Bizans değil miydi filmin adı.

Bizans entrikalısı çok daha yakışır.

Partilerimize baktığımızda

Tekmili birden var..

Doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar…

Doğruları yazarsan? Gör başına neler gelir.

Onun için sevilmezler..

Ne sağı nede solu nede muhafazakârı nede mütedeyyini!

Sonrada ekranlara çıkıp haksızlıklara karşı başkaldırmayanlar, dilsiz şeytan derler.

Doğruyu Konuşup yazana da neden yazıyorsun derler..

Böyle bir iki yüzlülük vardır bizde..

En acısı da sol gösterip sağ vuranlardan gelir..

Hem sağcıyım hem solcuyum futbolcuyum futbolcu geçer akçe olmuş..

Mesele koltuk kapma meselesi.

Her yerde bir entrika..

*****

Profesyonel Trollerin sosyal medya linçleri bir tarafa. Onlara değer veren yok.

Ciğerleri beş para etmez. Birde onlarda yürek yoktur. Kendilerini saklarlar..

Köstebek gibidirler.

İşin ilginç tarafı basit algoritma zekası olanlarda bu modaya uyuyor..

Siyaset okumadan politikacılık oyununu oynuyorlar..

Al takke ver külah.

Aman canım o da kimmiş?

Yazıklarını, konuştuklarını, eleştirilerini itibarsızlaştırmak için “tu kaka “ etmek isteyen bir gurup var.

Zıkkımın kökünü yesinler.

İnanan saftiriklerde yok değil. Bazıları da sen misin tek doğru yazan veya bir sen misin doğrucu Davut diyenler yok mu?

Ne diyeyim.

Siyasetin dip noktasındaki hali bu.

Kontrastlı çekilen MR’ ı bu..

Fark etmiyor okumuşu, okumamışı. Nasıl olsa her kesimin belli bir oranda aptalları var..

Belli bir yüzdede zeki-haydutlar var. Etrafımızı davar köpekleri sarmış..

Düzen bozulmuşsa ben ne yapayım?

*****

Eleştiri o kadar çok kıymetlidir ki. Sizlere ayna tutar. Eleştirilmeyen hiçbir şey yok. Eleştirilmeyecek hiç kimsede yok.

İnsan tabu değildir.

Fakat bazıları eleştiriyi kabullenmek istemiyor..

*****

Rahmetli Bekir Coşkun’ un köşesinde yazdığı “dokuzuncu köyü” vardı..

“Doğruyu söylersen Dokuz köyden kovarlar” adamı..

Kovsunlar!..

Bu ülkeden kimler kovulmadı ki.

Değerlerimiz..

Aradan yıllar geçtikten sonra anladık..

Sürgün, mahpusluk yıllar..

Şimdi..

Şiirleri, şarkıları, besteleri dillerimizde, öyküleri, romanları, hikayeleri, yazdıkları, çizdikleri, emekleri yüreğimizde..

*****

FIKRA..

4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik
finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin
patladığını söylerler... Hoca ilk basta inanmaz ama öğrencilerinin
yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler.
Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini bos bir salonun ayrı ayrı
köşelerine oturtur.
Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes
sınavı geçebilir... Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada 10'ar
puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır... Bunları kolayca çözerler.
Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır: "Hangi lastik
patladı
?"

Sahi lastik patladı şoför atladı mı? Atlamadı mı? Bir bilen var mı?