İNSANLARIN % 90'ının yapmayı unuttuğu en önemli şeydir kendisiyle yüzleşmek. Psikolojide yüzleşmek; insanın yaşadığı, hissettiği, geçmişi, şu anı veya gelecek hakkındaki öngörülerini kısacası her şeyi tüm çıplaklığı ile objektif bir şekilde ele alabildiği, tüm bunları hatalarını da içinde barındırarak kabul ettiği bir süreci ifade eder.
Yazması ve konuşması çok kolay olan bu aşama kişinin hayatına yeni bir evreden başlaması için gerçekten hayattan verim alabilmek ve anlamını bulabilmesi için yaşaması gereken bir olgudur.
İnsanların birçoğu hayatı boyunca bu aşamayı es geçerek nefes alıp vermeye devam ederler. Kabul etmezler, söylemezler, susarlar, ağlarlar, gülerler, yaşamak için yaşarlar.
O an belki ufak bir farkındalık yaşayabilirler. Beyinde bir ışık yanar ama biz söndürmeyi tercih ederiz. Çünkü o ışık uzun zamandır karanlık olan zihni aydınlatmadığı için şok etkisi yaratır. Önce yavaşça kamaştırır sonra yorar en son da alıştırır.
Yüzleşmek zordur çünkü doğduğumuz andan itibaren bizim elimizde olmayan birçok öğreti ile büyüyoruz. Değer yargılarımız, öğretiler ve ya karşımıza çıkan rol modeller…
Elimizde olmayan koşullarla birlikte soyut düşünme aşamasından sonra farkına varmaya başladığımız kişilik örüntülerini de birleştirerek ismimiz altında bir beden içinde kendi ruhumuzu tamamlıyoruz.
Eksik veya fazla,
Abartılı veya sade,
Olağan veya olağan üstü,
Siyah veya beyaz,
Sonra yaşadığımız tecrübelerle harmanlanıp koşullara göre farklı şekilde kendini gösteriyor. Kaçmak çok kolay bir eylem. Baş edemeyince, zor gelince, istemeyince, gücümüz tükendiğinde savaşmak yerine kaçmak en kestirme yol gibi gelir.
İnsan kendini ikna etmek için uğraşır aslında her söylediği söz, her düşüncesi buna göre şekillenir. Bende hayatımın bir dönemine kadar böyle yaşadım. Uyumayı tercih ettim. Ağlamayı tercih edip her problemimde yaşadığım sorunun üzerimde bıraktığı kötü etkilere odaklandım. Adaletin yerini bulmadığından şikayet edip durdum. Hak etmediğimi düşündüm belki gerçekten hak etmedim sende hak etmedin ama işte işin sırrı burada.
Dünyadan adalet beklemeyip kendi içinizde adaletli olmayı öğrenince suçlamayı bırakıyorsunuz. Tam bu dönemde kişliğimi değiştiren en önemli etmendi yüzleşmek.
İnsanın bazen gözüne perde iniyor ve düşünmesi gereken hiçbir şeyi düşünemiyor. Kendiyle yüzleşen insan artısıyla, eksisiyle geçmişini kabul edip geleceğine yön verme gücünü buluyor. Artık kaçmıyor. Düşünmekten, korkmaktan, düşmekten, çalışmaktan. Sonucu ne olursa olsun kendiyle tanışıyor ve o evreden sonra başka bir boyuta ulaşıyor. Çok sancılı olsa da yaşaması gereken acılarımız var. Tutmamız gereken yaslar var.
Bir şeylerden kaçarak aynı dolambaç içinde dolaşıp duruyoruz sonra yine hep aynı yere kafamızı çarpıp o labirentten çıkmak yerine aynı yeri dolaşmaya başlıyoruz.
Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek dünyanın en yorucu olayıdır.
Aynı kişiyseniz, değişmekten, yüzleşmekten korkuyorsanız bardağın boş tarafında yaşayıp dolu tarafını görmenin pozitif etkisinden ömür boyu haberiniz olmayabilir.
Bahanelerden, keşkelerden, pişmanlıklardan, hayal kırıklıklarından kurtulmadan özgürleşemezsiniz. Şimdi başlayın kendinizle yüzleşmeye gerçekleri tüm çıplaklığı ile kabul etmeye.
Sonra yüzünüze çarpan her rüzgarda,gözünüzü kamaştıran her güneşte yeniden doğacaksınız..