AK Parti’de adaylık bekleyen kişilerden çok gruplar var! Teşkilatı, vakıfları, dernekleri, tüccarı, üyeleri, kurucuları vs…

AK Parti’de adaylık bekleyen kişilerden çok gruplar var!

Teşkilatı, vakıfları, dernekleri, tüccarı, üyeleri, kurucuları vs…

Her kesim “Aday bizim ekipten olsun” istiyor.

Tamamı şu an Ankara’da kulis üzerine kulis yapıyor.

İstediği aday ile birlikte genel merkez koridorlarında cirit atıyor!

AK Parti’nin şehirdeki ahalisi de “Seçimi nasıl kazanırız?” derdinde!

Belki de kendilerine hiç sorulmadan belirlenecek adayın nasıl olması gerektiği yönünde ikilime düşmüşler.

Çünkü dertleri açık, niyetleri temiz, beklentileri karşılıksız ve koşulsuz.

“Partimiz Eskişehir’i kazansın” diye uğraşıyorlar.

Neyse…

“AKP’liler bir taraftan kulis yaparken, AK Partililer Eskişehir’de aday konusunda ikiye ayrılmış durumda!”

Bir taraf diyor ki; “Ne olursa olsun aday kendi içimizden olsun. Elin velisinden bizim delimiz iyidir!”

Diğer tarafın fikri şu; “Sadece bizim partinin değil, diğer partilerin seçmeninden de oy getirecek birisi olmalı. Seçimi başka türlü kazanamayız, kazanamıyoruz. O yüzden aday parti içinden değil, parti dışından bulunmalı”

+++

Gelelim bu tartışmadaki kendi fikrimize…

Birincisi şu;

“Bu iki gruptan tek bir kişiye dahi fikri sorulmadan adaylar bulunup açıklanacak.

O yüzden kimse kimseyi kırmasın, tartışmasın. Boş yere kendini hırpalamasın.”

Diğer taraftan…

Aday içeriden mi yoksa dışarıdan mı olsun tartışmasında ise netim…

Şöyle ki;

“Eskişehir siyaseti AK Partili ve karşıtları ile olarak ikiye bölündü.

Ve AK Parti karşıtlarının çok daha güçlendiği son genel seçimlerde bir kez daha ortaya çıktı.

Yani adı AK Partiyle özdeşlemiş, partide siyaset yapmış ve yahut AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen hatta yakıştırılan isimlerden uzak durulmalı.”

Bu isimlerin alacağı oy sayısı bellidir hatta şimdiden bile açıklarız!

Lakin…

Entelektüel birikimi olan, çağdaş yapısı ile bilinen, bilgili, donanımlı, yabancı dile hakim, Eskişehirlinin gözünde “Klasik AK Partili olmayan” bir aday bulunursa;

Alacağı oy çok açık söylüyorum ki, tahmin bile edilemez.

Bunu sadece ben değil!

AK Partiyle ile yarışacak isimlerde yıllardır görüyor, biliyor!

O yüzden şehre, kamuoyuna bir bakın.

AK Parti’de kim yıpratılmak isteniyor, kimin önü kesilmek isteniyor ayırt edin.

Ve emin olun ki AK Parti’nin adayları onlar olmalıdır.

Gerisi yarışmak için yarışacak isimlerden alacağı oy oranları belli olanlardan başkası değildir…

**************

AKŞENER GELİYOR MU GELMİYOR MU?

İYİ Parti, ilk kez kuruluş amacına uygun hareket etmeye başladı.

Parti içerisinden bir yığın kitle, mahalli seçimlerde artık partisinin düsturunu göstermesi gerektiği yönünde ağız birliği yaptı.

Belki de genel başkan ve yanındaki birkaç isim yeniden ittifaklı bir seçime sıcak bakıyordu;

Lakin partide gücü bulunan önemli isimlerin baskılarına diretemediler.

Vekillerden, partinin ağır toplarına kadar herkesin neredeyse ettiği ağız birliğinin önüne geçemediler.

Hatta partinin seçime ittifakla girmesi karşısında pek çok önemli ismin partiden ayrılmaya hazır olduğunu gördüler.

Akşener’in konuşmasının bir satırında “seçime tek başımıza giriyoruz” diğer satırında ise “bazı yerlerde de ittifak yapabiliriz” demesinin sebebi buydu.

Neyse…

Köprünün altından sular geçti, İYİ Parti kararını kesinleştirdi.

Daha doğrusu kamuoyunda bu yönde bir hava estirildi!

Hemen İzmir adayı açıklandı, Ankara ve İstanbul adaylarının ise “bomba” isimler olacağı duyuruldu.

İkinci büyükşehir adayı, Eskişehir teşkilatları üzerinden duyuruldu, Melih Aydın ismi dillendirildi.

Yapılan açıklamalarda ise, “Meral Akşener, Eskişehir’e gelip bizzat duyuracak” denildi.

Programlar yapıldı, hazırlıklar başlatıldı.

Ancak!

Sayın Akşener’in herkesi yakalayan salgına tutulup hastaneye kaldırıldığı duyuldu.

2 Gün sonraki Eskişehir programının da iptal edildiği ve ileri bir tarihe ertelendiği açıklaması peşi sıra geldi.

Şimdi ki merakımız bundan sonrasıyla ilgili…

Zira Sayın Akşener’in yaşadığı rahatsızlık günler sürecek bir tedavi içermiyor.

Çok kısa sürede yeniden işlerinin başına dönebilir!

İşte o çok kısa süre sonrasında acaba Eskişehir Programı hatırlanacak mı?

Yoksa ileriye alındığı söylenen Eskişehir ziyareti gerçekten de ileri mi alındı?

Yani bir daha adı bile anımsanmayacak kadar ileriye!

Göreceğiz…

***************