Deniz Çağlar Fırat

Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş'ın Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) her hafta sonu görüntülü platformda gerçekleştirdiği 'Türkiye Ekonomiyi Konuşuyor' etkinliğine katılarak Eskişehir sanayisinin öne çıkan sorun ve taleplerini aktardığını dünkü yazımda değerlendirmiştim. Kesikbaş'ın bu toplantıda 6 maddede özetlemeye çalıştığım görüşleri üzerine uzun uzun makaleler yazılabileceğini ve derin analizler yapılarak tüm kentin tartışması gerektiğini savunuyorum.
Kesikbaş o toplantıda Eskişehir'in sahip olduğu madencilik potansiyeli üzerine vurgu yaparak 'Eskişehir'in madencilikteki potansiyeli çok yüksek. Dünyanın en büyük rezervine sahip olduğumuz bor madeni hala yeterince değerlendirilemiyor. Şu an deterjan ve el kreminde kullanıyoruz. Oysa bor başta olmak üzere birçok madenimiz ikincil, üçüncül türev malzemelere dönüştürülmeli. Bu çerçevedeki Ar-Ge'nin hız kazanmasını istiyoruz' ifadelerini kullanmıştı.
Bu değerlendirmenin üzerine ilk kez 30 Kasım 2019 tarihinde paylaştığım yazım aklıma geldi.
Odunpazarı Belediyesi 2. Lületaşı Festivalinde Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Prof. Dr. Can Ayday'ın yaptığı bir açıklama hiç aklımdan çıkmıyor. Ayday, nano teknolojinin gelişmesiyle birlikte lületaşı ve lületaşı sepiyolit kilinin kanser hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde, filtrelerde, yeni teknolojide kullanıldığını söylemişti.
Nitekim Başkan Kurt da yine o festivalde çok önemli bir açıklama yapmıştı. Kurt, 'Lületaşı ile ilgili yapılacak ger türlü AR-GE çalışmasına sponsor olmaya hazırız. Odunpazarı Belediyesi olarak şimdiye kadar yapılmamış olan bu çalışmaları teşvik etmek istiyoruz. Hangi bilim insanı hangi çalışmayı yapacaksa, biz Eskişehir'de bulunan kurum ve kuruluşlarla birlikte kaynak yaratmada yanında olacağız' demişti.
Bence bu açıklama oldukça değerli ve önemli bir şekilde değerlendirilmeli. Bizim bildiğimiz kadarıyla lületaşı ile ilgili herhangi bir AR-GE çalışması yapılıyor. Bu alanda yapılacak çalışmalar lületaşının sektörel ve bilimsel alanda genişlemesi ve yaratacağı katma değerin artacağı anlamına gelir. Yapılacak AR-GE çalışmaları sonucunda lületaşı uluslararası pazarlara açılıp ekonomik değerini yükseltebilir.
Lületaşı bugüne kadar sadece hediyelik ve süs eşyası, pipo, ağızlık vb küçük katma değerli alanlarda kullanılarak ekonomik bir getiri sağladı. Oysa anlıyoruz ki fotoğraf çok büyük. Fotoğrafın büyüklüğünü görmemiz ve anlamamız için de lületaşının sahip olduğu potansiyeli önce tespit etmemiz sonra da bu bunu hem ülke kamuoyuna hem de dünya geneline anlatabildiğimiz kadar anlatmamız gerekiyor.
Kanser hastalığı gibi ciddi mücadele ettiğimiz bir hastalığın tedavisinde kullanılan lületaşına bakış açısını çok radikal şekilde bile değiştirebiliriz.
Bu tamamen bizim elimizde…