Şener Çetin
Ülkedeki ekonomik kriz her geçen gün daha da yukarıya tırmanıyor.Krizin bütün yükü ise emeğiyle geçinenlerin omuzlarına yıkılıyor.
Nasıl?
-Uygulanan zam tarifeleri ile…
Güne bir zam haberi ile başladık mıydı, ardı arkası kesilmiyor.
Temel tüketim olan elektrik, akaryakıt ve doğalgaz zamlarının altında eziliyor insan…
Yetmiyor!
Zamlar öyle bir yağmur sağanağına dönüşüyor ki, tüketimin her alanını kapsayan zamlar altında, pestili çıkıyor insanın…
Fatura emeğiyle geçinenlere kesiliyor lakin, kriz yine düzelmiyor.
*
Pandemi dönemi tüm insanlık için unutulmayacak izler bıraktı.
Böylesine olumsuz bir dönemde gıda ürünlerine gelen zamları da kimse unutmayacak!
Mutfaklar yangın yerine döndü, fiyatlar aldı başını gitti.
Salgın döneminde birçok ürüne yüzde 50'nin üzerinde zam yapıldı.
Ve vatandaşlar dün aldığı ürünü ertesi gün aynı fiyata alamadıklarını ifade ediyor.
'Sonumuz ne olacak böyle!' diyerek kara kara düşünüyor.
*
Bazen de yapılan zamlar dolara endeksleniyor.
Akaryakıta zam geldi, neden?
-Dolar yükseldi ondan…
Dün 3 kuruşa dolan file, bugün neden 5 kuruşa doldu?
-Ya, dolar yükseldi ondan…
Doların yükselme oranı kaç ola ki, fiyatlar yüzde 50'nin üzerine çıkmış durumda…
Kaldı ki, dolar yükselince zam geliyor da, dolar düşünce bu fiyatlar niçin aşağı düşmüyor.
*
Birçok insan aylardır geçinemiyorum diye figan ediyor.
Yapılan fahiş zamlar karşısında eridim, bittim diyor.
'Sonumuz ne olacak böyle!' diyerek çaresizce bekliyor.
Fakat, bu zamlara karşı bir mücadele verilmiyor.
Yetmiyor, enerji zamlarında da şampiyon bir ülke olma yolunda ilerleniyor.
Krizin faturası ise emeğiyle geçinenlere kesiliyor.