Dünkü yazımızda şunu söyledik;

“Mevcut sorunlar halledilmediği için şehrin diğer beklentilerinin konusu açılmıyor bile”

+++

Durum tam da tespitimizdeki gibi!

Zira Eskişehir yıllardır yol sorunlarını konuşup duruyor.

Yolu olmayan bir şehrin de diğer sorunlarına da sıra gelmiyor.

Nedeni basit!

Medeniyet yolla başlar, yollarınızı yaptığınızda ancak diğer eksiklerini tamamlamaya başlarsınız!

+++

İşte Eskişehir yıllarca bu girdap içinde savruldu durdu.

Hadi ‘yollar yapılmıyor, gecikiyor havadan bari bir yerlere ulaşalım’ denilince de bahaneler bulundu.

“Sefer düzenledik ama uçak dolmadı” gibi enteresan nedenlerin arkasına sığınanlar, komşu kentlerle yüz milyonlarca euroluk havalimanı yatırımlarını Eskişehirliye anlatamadı.

“Denize ulaşıp en azından mallarımızı satalım” diyenler için henüz bir bahane üretilmedi ama Gemlik Liman Bağlantısını hatırlayan kimse kalmadı.

Erdoğan’ın da sözünü verdiği bu bağlantı projesi gibi Uraysim de hala bitmiş ve bitirilecek gibi de durmuyor.

Termal krizi hiç bitmedi örneğin…

Gazetecilik mesleğimiz süresinde hep şunu duyduk;

“Eskişehir’in suları boşa akar kaymağını komşular yer”

Vaziyet sahiden budur.

Hatta boşa akan Eskişehir’in sıcak suyu, Dünya Sağlık Örgütü’nün bile bire bir normlarına uyar.

Yani birkaç yatırımı tutup kente getirseniz, değil yerli müşteri, oluk oluk yabancı turist akacak Eskişehir’e...

Halledilmedi, halledilmiyor, halledecek de kimse yok iktidar tarafında.

+++

Şehrin elinden alınan AÜ’nün devasa bütçesi, Tülomsaş gibi giden değerler yüzünden şehrin fakirleştirildiği gibi meselelere hiç girmiyoruz.

Veyahut şu ana kadar yazmadığımız diğer eksikliklere…

Yani yapılması gereken bazı işler var ve ısrarla yapılmıyor!

“Şehir cezalandırılıyor” sonucuna varmak üzereyiz.

Neyse…

Asıl anlatmak istediğimize gelelim.

Yazımızın başında söyledik…

“Mevcut olanlar çözülmüyor ki yenilerini konuşmaya başlayalım…”

Mesela şehir içindeki Türasaş ve artık kokusundan durulmayan Şeker Fabrikalarının taşınması işi.

Böyle bir tasarrufta bulunulduğunda hem kent içi trafik derin bir nefes alacak hem de şehrin ortasında vatandaşa yeni cazibe alanları ortaya çıkacak.

Örneğin kampus okullar meselesi…

Şehrin ortasındaki okullar bölgesinin buralara taşınması.

Tüm bunların konusunu açan var mı?

Yok.

Neden biliyor musunuz?

Bu şehrin hala yolu yok, yolu!

Milyonluk bir kente gerçekten çok ayıp edilmiyor mu artık?

Ne dersiniz?

****************

ÜNLÜCE’NİN HARMANDA YÜZÜ VAR!

Artık herkes tanıyor…

“Ayşe Ünlüce, Büyükşehir Belediyesi’nin en yüksekteki bürokratı…”

Sadece bürokrat tarafı değil, bir de hukukçu kimliği var.

Yıllarca hâkimlik yaparak, halka adalet dağıtmış bir isim.

Sonrasında yine hukuka avukat olarak katkı vermeyi sürdürmüş.

Bu kez Eskişehir’e hizmet eden bir belediye başkanı olmak istiyor.

Bunun için de geceli gündüzlü bir çalışma içerisinde.

+++

Hem Başkan Ataç hem de Başkan Kurt, kendisi için çok büyük bir şans oldu.

Zira şehrin meselelerine “hâkim” birisi olsa da siyasete bir nebze uzaktı.

Hem Ataç’ın hem de Kurt’un kentte gördükleri büyük teveccüh sayesinde siyasete de çabuk alıştı Ünlüce…

Gittiği her yerde güzel karşılanıyor, halka da güzel hitap ediyor.

Dahası, seçim sürecini de son derece makul, düzeyli ve seviyeli götürüyor.

Nerede ne konuşacağını, nasıl davranılacağını ve nasıl hareket edeceğini artık çok iyi biliyor.

+++

İyi bildiği şeyler arasında kırsalın işleri var ayrıca…

Büyükşehir Belediyesi’nin kırsal kalkınma programı kapsamında yaptığı onlarca işin altında kendisinin imzası var çünkü…

Sadece imza değil, tarlada da izi var Ünlüce’nin…

İpek böcekçiliğinden, hayvan, tohum desteklerine kadar hepsinde kırsalda vatandaşın yanında oldu…

Bu destekleri sağlarken diğer eksiklikleri dinledi, hemen yerine getirdi.

Kısacası;

Ünlüce ve üreteci vatandaşlar arasında yıllar süren bir sıcak bağ oluştu.

İşte o bağ, kendisini Ünlüce’nin ilçe ziyaretlerine çok açık biçimde gösteriyor…

Nedenini söyledik…

Ünlüce’nin tarlada izi vardı bunca yıldır…

Şimdi de harmanda yüzü var…

İlçe ziyaretlerinde topladığı onca kalabalıktan belli değil mi?