Bizler bir yere gideceğimiz zaman, gideceğimiz yerdeki önemli yerleri görmek ve bilmek için önceden kendimize bir kılavuz (rehber) ediniriz. Kılavuz; yol gösteren demektir.
Bizler bir yere gideceğimiz zaman, gideceğimiz yerdeki önemli yerleri görmek ve bilmek için önceden kendimize bir kılavuz (rehber) ediniriz. Kılavuz; yol gösteren demektir. Nasıl ki gideceğimiz yerde kılavuza ihtiyaç duyuyorsak, dünya hayatını yaşarken de bir rehbere ihtiyaç duyarız. Kılavuzların en iyisi, en iyi yol göstereni ise, nebîlerin son halkası, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’ dir. O (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Sözlerin en doğrusu, Allah (c.c)’ın kitabıdır; rehberliğin en güzeli, Muhammed (s.a.v)’ in rehberliğidir” (Nesâî, Îdeyn, 22). Efendimizin rehberliği, doğruya- güzele ulaştırmak ve iki dünyayı da kazanmak için önemlidir. Yine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki; “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlar, Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir” (Muvatta’, Kader, 3). “Size ne emrettiysem onu yapınız, size neyi yasakladıysam ondan sakınınız” (İbn Mâce, Sünnet, 1). “Bana itaat eden Allah’a itaat etmiştir, bana isyan eden Allah'a isyan etmiştir” (Müslim, İmâre, 33).
Şunu hiç unutmamamız gerekir ki; her yaptığımız şey, Allah’ın çizdiği sınırlar ve kanunlar çerçevesinde olmalıdır. Sınırları aşacak olursak, haddimizi aşmış oluruz. Allah; Kuran-ı Kerim’i insanlığın hidayeti için gönderirken, Peygamberimizi de Kur'an'ın nasıl yaşanacağını göstermesi için göndermiş ve vazifelendirmiştir. Efendimiz (s.a.v.) de insanlığa en güzel rehber olmuştur. Şunu iyi bilelim ki, Peygamberimiz (s.a.v)’ in vazifesi sadece vahyi aktarmaktan ibaret değildir. O (s.a.v); Allah’ tan aldığı vahyin doğrultusunda, inanç, ibadet ve ahlâkî değerler başta olmak üzere, günlük hayatın tüm alanlarında İslam’ı anlatarak, açıklayarak ve yaşayarak insanlara örnek bir hayat sergilemiştir. Allah (c.c.) buyuruyor ki: “Andolsun, Allah’ın Rasulünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır” (Ahzâb 33/21). O’nun ahlâkı, temizliği, ibadet hayatı, ailesi ile olan münasebetleri, kısaca her hali biz Müslümanlar için örnektir ve rehberdir. Dolayısıyla, Peygamber Efendimizin sünneti, bizler için bir kurtuluş yoludur. Kurtuluş isteyenin, Rasulullah'ın yoluna uyması gerektiğini Allah Kuran-ı Kerim’de şöyle ifade etmektedir: “De ki; eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın…” (Âl-i İmrân 3/31). Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: “Ümmetimin hepsi cennete girecektir, yüz çevirenler hariç! Orada bulunanlar; ‘Ey Allah'ın Rasulü, yüz çevirenler kimlerdir?’ diye sorunca, Hz. Peygamber, ‘Bana itaat eden cennete girer, bana isyan eden yüz çevirmiş demektir’ şeklinde cevap vermiştir”. (Buhârî, İ’tisâm, 2).
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah'ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik” (Ahzâb 33/45,46).
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bizler için bir kılavuzdur çünkü Kur'an-ı Kerim’deki manası kapalı pek çok ayeti bizlere açıklamıştır. Örneğin; Kur'an'da namaz kılmak emredilmiş, namazın nasıl kılınacağı belirtilmemiştir. Peygamber Efendimiz bizlere namazın hangi vakitlerde kaç rekât ve nasıl kılınacağını fiilî olarak göstermiştir.
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “…Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de yasakladıysa ondan vazgeçin…” (Haşr 59/7). Bundan dolayıdır ki Ashabı Kiram, Peygamber Efendimiz vefat ettikten sonra her hangi bir mesele ile karşılaştıklarında önce o meseleyi Kur'an'da ararlardı orada bulamazlarsa sünnete yani Peygamber Efendimizin uygulamalarına müracaat ederlerdi. Unutulmamalıdır ki, kurtuluş ve huzur Kur'an ve sünnettedir. Rehberlerin, kılavuzların en güzeli Hz. Muhammed (s.a.v.)’ dir.
Rabbimiz bizleri Kuran-ı Kerim’in ve Peygamber Efendimizin yolundan ve ahlâkından ayırmasın…
Dilaver ŞAHİN
İl Müftü Yardımcısı