Ocak ayında emekli maaşlarına yüzde 15.75, memur emeklilerine ise 11.54 zam yapıldı…
Yapılan bu zamlar 6 aylık…
Daha yılın 5 ayına yeni girdik…
Geçen 4 ayda yapılan zamlar çoktan eridi…
(TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre; enflasyon, nisanda aylık bazda yüzde 3,00 yıllık bazda yüzde 37,86 oldu. Nisan ayı enflasyon rakamları ile memur ve emekli zammı için 4 aylık enflasyon farkı belli oldu. 4 aylık enflasyon oranı yüzde 13,36 olarak hesaplandı…
Enflasyon memur emeklilerine verilen 11.54’lük zammı aştı. Onlar devletten şu an yaklaşık yüzde 2 alacaklı duruma geldiler…
Emekli işçi ve Bağ-Kur’lular ise mayıs ayı enflasyonu yüzde 3 ve üzerinde çıkarsa mayıs ve haziran aylarında 2024’de aldıkları maaşlara geri dönecekler…
Tabi bunlar TÜİK’in rakamlarına göre…
İstanbul Ticaret Odası ile ENAG’ın açıkladıkları enflasyon rakamlarına göre ise emekliler mayıs ayında en az yüzde 5 alacaklı…
Yılbaşında verilen zam çoktan eridi, geçen yıl aldıkları maaşın bile altına düştüler…
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, ”Enflasyon düşüyor. Bunu yılsonunda daha çok hissedeceğiz” diyerek işçi ve memur emeklilerine hâlâ Andersen’den masallar anlatıyor...
Peki enflasyon düşüyorsa merkez bankası neden faiz artışına gitti?
Düşüş eğilimine giren faizler tekrar yükselişe geçince iş insanları ve birikimi olan insanlar yatırım yapmak yerine parasını faize yatırarak ya da altın, döviz ve gayrimenkul gibi enstrümanlar alarak yattığı yerden para kazanmayı tercih etti…
İşçi memur ve emeklileri ise faizlerin tırmanışa geçmesiyle yükselen gıda fiyatlarına yetişemez oldu…
Bugün aldığı maaşla ocak ayında aldıkları gıdanın ancak yarısını alabiliyor…
Hafta da bir pazara çıkan emekliler artık 15 gün de bir çıkar hale geldiler…
Çoğu emeklilerden oluşan bu kesim öğlen iki simit bir bardak çayla karın doyuruyordu…
Bugün ise bir simit bir bardak çayla doyurabiliyor…
Yükselen enflasyon emeklinin günde bir simidini yedi…
EV ARABA ALMAK HAYAL OLDU
Babam Devlet Demiryollarında işçi idi…
6 nüfustuk…
Eve tek maaş girmesine rağmen hiç yoksulluk çekmedik…
Maaştan artan parayla babam anneme altın alırdı…
Hatta o devirde özellikle kamudan emekli olanlar emekli ikramiyeleri ile bir ev veya araba bile alabiliyordu…
Bugün ise emekli ikramiyesi ile bırakın ev almayı mutfağını bile alamaz…
En düşük emekli maaşı SSK ve Bağ-Kur'luların 14 bin 469 TL…
Bu maaşla ev kirası mı ödesin, evi kendisinin bile olsa hiçbir giyim eşyası almasa, sinemaya-tiyatroya gitmese, hafta da bir lokanta da yemek bile yemese yine geçinemez...
Ama iktidar “bu para size yeter” diyerek adeta emeklilerin yarı aç-yarı tok yaşamaya mahkûm etmekten çekinmiyorlar…
“ZAMLAR YAĞMUR GİBİ GELİYOR”
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) nisan ayı enflasyonunu aylık yüzde 3, yıllık ise yüzde 37,86 olarak açıklamasına Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz, tepki gösterdi…
Açıklanan rakamların gerçeği yansıtmadığını söyleyen Dilbaz, TÜİK’in “Şakayı çok seven bir kurum” olduğunu ifade etti. Emeklilerin etin kokusunu ve tadını unuttuğuna dikkat çeken yetkililerin emeklilerin zor durumda olduğunu gördüğünü fakat buna rağmen hiçbir şey yapmadığını ve emeklileri umursamadığını belirtti.
“EMEKLİNİN HERGÜN SELALARI VERİLİYOR”
TÜİK’i açıkladığı rakamlar nedeniyle şakacı olarak tanımlayan Dilbaz, “TÜİK çok şakacı. Enflasyon rakamını yüzde 3 olarak açıkladı. 4 aylık toplam enflasyon yüzde 13,06. Zamlar yağmur gibi gelirken emeklilerin maaşı yerinde saymaktadır. TÜİK yıllardır şaka yapmayı çok seviyor. Emeklilerin her gün selaları veriliyor. TÜİK şaka yapmaya devam ediyor. Mizah yetenekleri öyle gelişti ki, mahkemeye bile enflasyon paketinde neler var açıklamıyor, şifreli bellek veriyor. Kimseyle paylaşma diyor” dedi…
“EMEKLI ETIN TADINI VE KOKUSUNU UNUTTU”
Emeklinin etin tadını ve kokusunu dahi unuttuğunu söyleyen Dilbaz, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere de yer verdi:
“22 yıl önce en düşük emekli aylığı ile 8,5 küçük altın alınıyordu bu günkü değer ile 55 bin 845 TL. Bugün ise 14 bin 469 TL ile 2.5 altın alınamıyor. Haziran ayında kurban bayramı var. Emekliler kara kara düşünüyor. Bir yerlerden koku gelir de özenir miyiz diye? Kokusunu ve tadını unutmuş olsa da kurban bayramı işte. Seyyanen zam bile çare değil artık. Açlık sınırı 24 bin 35 TL Yoksulluk sınırı 78 bin 292 TL. Emeklilerin maaşı 14 bin 469 TL, ikramiye 4 bin TL. Nasıl şikayet edelim, nerelere başvuralım?.
“BU DÜNYADAN GÖÇÜYORUZ
AMA UMURSAMIYORLAR”
TÜİK halimizden anlamıyor. İktidar gamsız. ‘Bayram ikramiyesini 4 bin TL yaptık. Daha ne olsun’, Maliye Bakanı ise ,’Dünya’da hangi ülkede emekli bayram ikramiyesi var’ diyor. Bizler bu dünyadan göçüyoruz haberleri var ama umursamıyorlar. ‘Emekliler olmasa bu bütçeyi ne güzel idare ederiz’ diyorlar. Daha önceki söylemlerinde bunu ifade ettiler, ‘16 milyon emekli sürdürülebilir değil’ diyerek. Vergiyi emekliden, çalışandan, memurdan alıyor; sermayenin vergisini af ediyor. Sonra bütçede para yok diyor. Sosyal güvenlik, bireylerin hastalık, yaşlılık, kaza, işsizlik gibi durumlarda maddi güvencesini sağlayan bir sistemdir. Bizler kendi haklarımızı savunmaya çalışırken gelecekte insanların emekli olma şansı kalmayacak. SGK yasası artık güvenlik yasası olmaktan uzaklaşmıştır. Yasa acilen tekrar ele alınmalıdır. Yoksa gelecek hepimiz için kara olacak…”
* * *
Emekliler bu ülkenin sırtındaki kambur veya yük değil…
İnsanlar 30-40 yıl çalışıp devlete vergisini ödemiş, SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur’a prim ödemiş…
Devlet o primleri yıllardır bir şekilde kullandı…
Eğer çalışanlar o primleri bankaya faize yatırmış olsaydı bugün iki emekli maaşı alıyor olabilirdi…
O nedenle bir yerlerden kısıp emekli maaşları en az 30 bin TL olmalı…
Eğer enflasyon bu hızla yükselmeye devam ederse 30 bin TL bile yetmez…
Onun için yazımı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün emekliler için söylediği şu güzel sözlerle noktalamak istiyorum:
"Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur..."
* * *