Öğrencilerimizin sosyal ve duygusal becerilerini geliştirmek birinci amaç olmalı… Sonuçta zihinsel beceriler bu sayede daha da artacaktır… Dört duvar arasında konu anlatıp, soru çözerek hiç bir yere varılmaz...

Öğrencilerimizin sosyal ve duygusal becerilerini geliştirmek birinci amaç olmalı… Sonuçta zihinsel beceriler bu sayede daha da artacaktır…

Dört duvar arasında konu anlatıp, soru çözerek hiç bir yere varılmaz...

Çağımız karşılaşılan problemleri çözme becerisi olan, okuyan, anlayan, anlatan ve yorumlayan, fikir üretebilen bireylerin var olacağı bir dönemdir…

Konfor alanından başarı çıkmaz.

Bilgisayar, tablet ve telefonu iyi kullanmak beceri değildir, sanal âlemden başarı çıkmaz…

Geleneksel (ezberci) eğitim metotlarından başarı çıkmaz…

Dört duvar arasından başarı çıkmaz…

Başarı kendi ayakları üzerinde durabilen, özgür düşünceli, maharetli, merak ve azimli bireylerden çıkar…

Eğitimde değişimi yakalamayan milletler geri kalmaya mahkûmdur…

Günün notunda ise: İlkokulda dersler 30 dk olması gerektiği, haftalık en az 2 dersin drama, 2 dersin ise günlük yaşam becerileri (atölye/ iş eğitimi vb) olması gerektiğini vurguluyor…

…/…

Devam ediyor Muharrem hoca:

Yeni yapılan MEB ‘Ölçme değerlendirme’değişikliği geç kalmış ancak yerinde yapılan bir uygulamadır... Çünkü çocuklarımızın tabiri hoş görün yarış atı gibi sınavlara hazırlanıp, dört şıktan birini işaretlenmesinden ibaret ezbere dayalı sistemin bütün kademelerden kaldırılıp yerine okumaya, anlamaya, anlatmaya, yorum, analiz ve fikir üretmeye dayalı bir sistem getirilmeli…

İlkokulda dersler 30dk olmalı..

Öğle yemeği belli miktarı veli katkılı devlet tarafından verilmeli…

Her çocuk evine en yakın okula gitmeli…

Tüm okullar nitelikli olmalı…

MEB yaptığı uygulamalar uzun vadeli hedefler konularak geliştirilerek ve çağın gereklerine göre revize edilerek uygulanmalı…

İlkokul 5 yıla çıkarılarak ortaokul 3 yıl olmalı…

Mesleki eğitime gitmeleri teşvik edilerek lise eğitiminin zorunlu halden çıkarılması daha uygun olacaktır...

Mesleki eğitimde ara eleman yetiştirilmesi ülke ekonomisi için hayati önem taşımaktadır... Gelecekte kaynakçı, marangoz, berber, tamirci, ziraatçı, çiftçi vb. meslek erbabı kalifiye eleman ihtiyacı hayati önem taşımaktadır…

Lise eğitimine akademik yeteneği olan öğrenciler devam etmeli ve çağa uygun yapılandırma ile üniversite özel yetenek bölümleri hariç sınavsız olmalı…

Üniversite eğitimi uygun koşul ve şartlar sağlanarak tam donanımlı belli başlı büyük şehirlerde olmalı…

Devlet barınma ve beslenme konusunda yeterli alt yapıyı oluşturmalı ve hiç bir kimse mağdur edilmemeli…

Yükseköğretimde planlama yapılıp ihtiyaç duyulan meslekler kadar mezun verilmeli…’ diyor Muharrem hocam…

Tabi ki yukarıdaki görüş ve öneriler revize edilerek çağın ihtiyaçlarına göre düzenlenebileceğini de ilave etmeden edemiyor…

Örneğin, ‘bu yıl ilkokula giren bir öğrenci tahminen 2040 yılında hayata atılacak biz eğitim programlarımızı en az o yılları göz önünde tutarak yapmalıyız...’ demeyi de ihmal etmiyor…

ÖĞRETMENLER VE YÖNETİCİLER İÇİNDE ÖNERİLERİ VAR!

Öğretmenler ve yöneticiler sürekli olarak hizmetçi eğitim faaliyetleri ile bilgi ve becerileri geliştirilmeli…

Özel eğitim ve rehberlik konusunda kapsayıcı bir şekilde çalışmalar yaygınlaştırılmalı…

Uzmanlık gerektiren konularda tüm öğretmenler eğitim görmeli…

Eğitim öğretimin merkezinde bulunan öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi mutlaka yapılmalı...

10 yıllık hizmette uzman,20 yıllık hizmette başöğretmen unvanı verilmeli…

MEB uygulamaya koyduğu yeni yönetmelik değişikliği güzel bir hedef belirliyor ancak yine de gelişim için değişim isteyen birçok husus var… Yine de iyi yoldayız… Sürdürülebilir olması dileğiyle.’ Diyerek muhabbete virgül koyuyor…

…/…

Muharrem hocamızı çocukluğumuzdan bu yana tanıyoruz… Ne yazsak az, ne söylesek yarım kalır inanın… Geçmişten yakın tarihe kadar neler çektiğini yazsak sanırım buradan doğduğu topraklara yol olur ki o konulara hiç girmeyeceğim…

Muharrem Çetinkaya hocamız 1962 Yılında Mihalıççık´ta dünyaya geliyor… 1983/1984 Akdeniz Üniversitesi Burdur Eğit. Yük. Mezun olduktan sonra meslek yaşamına 1984/1985 Eğitim öğretim yılında Antalya-Kaş-Çeşme İlkokulunda başlıyor…

Daha sonra sırasıyla Erzurum-Pasinler, Sivas-Zara, Erzurum-Pasinler, Eskişehir-Mihalıççık-Gün Sazak İlk/Pans.İlköğrt/YİBO müdürü…Eskişehir-Tepebaşı-Cemalettin Sarar Orta Okulu Müdürü, Eskişehir-Tepebaşı-Şehit Piyade Üsteğmen Gökhan Yavuz İlkokulu ve Orta Okulu Müdürü ve halen Eskişehir Odunpazarı Cengiz Topel İlkokulu Müdürü olarak görev yapıyor…

…/…

ÖĞRETMENLERİN VE YÖNETİCİLERİN İDEALİST OLMASI ELZEM!

Mademki Muharrem hocamızın söylemlerinden bahsettik, o halde kurtuluş reçetemizin en ilk sıralarında ki eğitime ve idealist öğretmene dair düşüncelerimizin bir kısmını da yazımızın sonuna iliştiriverelim;

Geçmişten günümüze ‘âlimlik’, ‘muallimlik’ derken bu kutlu yol /muasır medeniyete ulaşmak için ‘öğretmenlik’ ile kesişivermiştir  /bir nevi…

Âlimlerin, Muallimlerin ve dahi öğretmenlerin adamlık üzerinde etkisi, ana/baba ve çevremizin etkisinden fersah fersah üstündür… /olmalıdır…

Çünkü toplumu yetiştirende öğretmenlerdir…

Öğretmenlerin bulunmadığı bir toplum ‘ÇAY’ı olmayan bir muhabbet gibidir…

O yüzden kutsaldır bu meslek… İcra edenlerde hakkını vermelidir…

ÖĞRETMENLİK, MESLEKTEN ÇOK DAHA ÖTESİ…

Öğretmenlik en kutsal mesleklerden biri, belki de en kutsalı… İnsan yetiştiren, bu ağır görevi üstlenen bir meslekten çok daha ötesi demek… İdealist ruhla yapılan öğretmenliğin yaptıkları işin parasal karşılığı ölçülemez… Lakin sadece para içinde yapılacak bir meslek değildir öğretmenlik… Elbette ki doğan her birey gibi öğretmenlikte de herkesten idealist olması beklenemez, lakin eğitme adına sorumluluk alması taşın altına elini değil, gönlünü koyması beklenebilir…

Müfredatta kendini sınırlamayan, öğretmenin ve dahi öğrenmenin iksirini çocuklarımıza aktaran kişidir idealist öğretmen…

Her türlü imkânsızlıklarda bile yılmayan, okul sınırlarının dışında da öğreten,  balığı değil, kaynağını gösteren, empati kuran hemhal olandır idealist öğretmen…

Muhakeme yeteneğini geliştiren, önyargıyla yaklaşmayan sorgulama yetisi kazandıracak alanlar açan, hoşgörü, sevgi, saygı aşılayan kişidir idealist öğretmen…

Ülkemizin hatta dünyamızın çektiği sancılar düşünüldüğünde geleceğimiz /çocuklarımızın daha iyi yetişmeleri için öğretmenlerimize ciddi bir yük düştüğü kanaatini taşıyorum… Pek tabi öğretmenlerimizin şartlarının da iyileştirilmesi elzemdir…

Bu minvalde, bundan önce olduğu gibi bundan sonrada gelecek nesillerin Türkiye Cumhuriyeti Devletimize, büyük Türk Milletine, ezcümle tüm insanlığa faydalı olmaları idealist öğretmenlerin gönüllerindedir… 

Büyük Tük Milletinin geleceği, eğitmeyi ve öğretmeyi bir ideal olarak benimseyen öğretmenlerimizin elindedir...

…/…

Bir taraftan ÇAY/ımızı yudumlarken, diğer taraftan İÇ/imizden gelenlerden bir dörtlük ile virgülleyelim yazımızı…

Adam/lık için en kıymetli hazine bilgidir.

Bilgi hakikatin / gerçeğin ta dibidir.

Aklın, mantığın, kalbin yolu birdir.

Öğretmenlik adamlık tarihinin en kutsal, en anlamlı ve ölümsüz mesleğidir…

Ves’selam