2012-2013 eğitim öğretim döneminde Türkiye'de zorunlu eğitim 8 yıldan 12 yıla çıkarıldı. Daha önce 5+3 (İlkokul-ortaokul) şeklinde uygulanan model, 4+4+4 (4 sene ilkokul, 4 sene ortaokul ve 4 sene lise ) şeklinde kademelendirilmişti…

Zorunlu eğitim 12 yıla çıkınca birçok meslek kolunda çırak sıkıntısı yaşanmaya başladı…

Liseyi bitiren gencin yaşı 18 olduğu için bir meslek koluna çırak olarak giremiyor…

Ne kendisi istiyor ne de ustalar…

18 yaşındaki bir genç çıraklık yapmaz…

O nedenle 4+4’ü tamamlayan öğrenci ya meslek liselerine, okumak istemeyip meslek sahibi olmak isterse bir ustanın yanına çırak olarak başlarsa birçok iş kolunda yaşanan çırak sıkıntısı da giderilmiş olur…

Ak Parti 23 yıldır ülkeyi yönetse de MEB’de bir süreklilik hemen hiç olmadı. Her bakanlık döneminde pek çok şey defalarca sıfırlanarak yeniden yapılmaya çalışıldı…

Geçmişte ülkenin en kıymetli okulları olan Fen Liselerinin sayısı abartılarak bir kısmı, düz liseler de Anadolu Liselerine dönüştürülerek Anadolu liselerinin ise büyük bir kısmı sıradanlaştırıldı. İmam Hatiplilere yapılanlara karşılık ortaokulu, lisesi ile pek çok şehirde İmam Hatip okulları genel okulların sayısını katlayıp geçti…

Burada bir açıklama yapmam gerekir…

İmam Hatip Okullarına karşı değilim…

Ancak sayılarının çoğaltılması doğru değil…

İmam Hatip Ortaokulundan mezun olan öğrenciler de isterlerse liseye devam eder…

Yok, “8 yıllık eğitim bana yeter” diyenler ise ya meslek liselerinin sınavlarına girip ya da bir ustanın yanında çırak olur meslek sahibi olur…

* * *

Aklı başında herkes bu ülke için 12 yıl zorunlu eğitimin bir felaket anlamına geldiğini bilmesi gerekiyor ama nedense klişelerden sıyrılıp kimse bu gerçeği itiraf edemiyor. Üniversitelerimizin içinde bulunduğu durumun en büyük sebebi de bu çarpıklık maalesef…

4+4+4 ile birçok hatayı peş peşe yaptık. Yüzyıla yakın bir birikime sahip olan 5 yıllık ilkokul birikimimizi bir gecede sıfırladık. Çıraklık sistemini adam etmek yerine yok ettik…

12 yılı bitiren üniversite okuyamaz mı? Elbette okur!..

Maalesef tüm Türkiye böyle düşündü ve hala düşünüyor. Düşününce de hiçbir katma değeri olmayan milyonlarca vasıfsız-niteliksiz gencimiz üniversite diploması ile büyük hayaller kurup sürekli hayal kırıklığı yaşıyor…

Çok yakın bir gelecekte önlem alınmazsa bu yanlışların bedelini çok ağır ödeyeceğimiz bir gerçek…

* * *

Az emekle çok kazanmak isteyen bir topluma dönüştük. Bir de bunların üstüne ülkemiz milyonlarca mülteciyi ağırlıyor. İçinde bulunduğumuz açmazlar nedeniyle de ekonomik olarak büyük sıkıntı çeken herkes haklı-haksız hemen her konuda faturayı bu insanlara kesme eğiliminde oluyor…

Görmek istemediğimiz gerçek ise şu: Mevcut sistem bizi hazıra ve kolaya alıştırıyor. Hepimiz beyaz yakalı olmak ya da kısa yoldan köşeyi dönme hayali ile yaşıyoruz…

Teşebbüs ruhumuz da yeterince gelişmediği için hepimiz gözümüzü devlete dikiyoruz…

Bu yanlıştan biran evvel dönülmeli…

Eğitim Bir-Sen’in yaptığı araştırmada öğretmenlerin yüzde 93,8’i, okul yöneticilerinin yüzde 97,1’i, öğrencilerin yüzde 78,5’i ve velilerin yüzde 78,8’i 12 yıllık mevcut zorunlu eğitim süresinin kısaltılması gerektiğini ifade etmişler…

Mevcut sürenin yeterli olduğunu düşünenlerin oranı öğretmenlerde yüzde 5,3, yöneticilerde yüzde 2,5, öğrencilerde yüzde 19,7, velilerde ise yüzde 19,6 olarak belirlenmiş. Zorunlu eğitimin süresinin uzatılması gerektiğini savunanların oranı ise tüm gruplarda yüzde 2’nin altında kalmış…

* * *

Eğitim Bir Sen Eskişehir Şube Başkanı İbrahim Akar, 4+4+4 zorunlu eğitimin süresine ve içeriğine ilişkin saha çalışması yaptıklarını, 75 ilden toplamda 36 bin 118 öğretmen, yönetici ve velinin katıldığı saha çalışmasının sonuçlarını paylaştı…

Akar, “Araştırmamızda elde ettiğimiz bulgular doğrultusunda, zorunlu eğitim süresi, toplumun beklentileri ve hayatın gerçekleriyle uyumlu hale getirilmelidir. Esnek ve modüler yapıya sahip ortaöğretim modelleri üzerine çalışmalar yapılmalıdır. Mesleki yönlendirme, ortaokuldan itibaren sistematik hale getirilmelidir” dedi.

“ÖNE ÇIKAN MODELLER: 3+1 VE 2+2”

İbrahim Akar, yapılan araştırmada öne çıkan modelleri şöyle açıkladı:

3+1 ve 2+2. Araştırmada, lise eğitiminin süresiyle ilgili en fazla destek gören modeller “3+1” yıl (3 yıl zorunlu + 1 yıl isteğe bağlı) ve “2+2” yıl (2 yıl zorunlu + 2 yıl isteğe bağlı) oldu. “2+2” modeli görüşünü bildirenlerin oranı öğretmenlerde yüzde 34,5, yöneticilerde yüzde 32,5, öğrencilerde yüzde 38,9, velilerde ise yüzde 28,6 olarak belirlendi. “3+1” modeli görüşünü bildirenlerin oranı ise öğretmenlerde yüzde 18, yöneticilerde yüzde 14,7, öğrencilerde yüzde 31,4, velilerde ise yüzde 20 düzeyinde gerçekleşti. Araştırmada lise eğitiminde “4 yıl” zorunlu model ise çok düşük oranda desteklendi. Bu modele destek verenlerin oranı, öğretmenlerde yüzde 2,9, yöneticilerde yüzde 1,7, öğrencilerde yüzde 9,8 ve velilerde yüzde 8,8 olarak belirlendi.”

* * *

12 yıl süren zorunlu eğitimle birlikte, okulda kalmak istemeyen öğrencilerin sayısında ciddi bir artış gözlemlenmekte. İlkokul ve ortaokul düzeyinde, çocukların eğitime karşı ilgisi genellikle daha yüksek, ancak eğitim sürecinin uzaması, bu ilgiyi kaybettirir…

Öğrenciler, sürekli olarak derslere katılmak zorunda olduklarını hissettiklerinde, okula karşı bir isyan duygusu geliştirirler. Bu durum, okula devam etmeyen öğrencilerin sayısındaki artışa yol açmaktadır. Aynı zamanda, bu öğrenciler genellikle eğitim sistemine yabancılaşmakta ve okuldan erken ayrılmak istemektedirler.

Zorunlu eğitimin süresi uzatıldıkça, eğitim sürecinin sürdürülebilirliği giderek zorlaşmaktadır…

Eğitimde daha esnek, öğrenci odaklı bir yaklaşım benimsenmeli ve zorunlu eğitim süresi gözden geçirilerek, öğrencilerin okula olan ilgisini artırmaya yönelik adımlar atılmalıdır...

12 yıllık zorunlu eğitim sistemi mesleki eğitimin gelişmesine de büyük engel oluyor…

Bugün sanayide çırak ve kalfa bulmakta büyük sıkıntılar çekiyoruz. Mavi yakalı meslek elemanlarına olan ihtiyacı karşılayamazsak, üretimde ciddi sorunlarla karşılaşabiliriz…

* * *