(Dünden devam)
AK partinin bayramlaşma töreninde milletvekillerinin konuşmalarında, İMAR ve kentleşme sorunu öncelikliydi.
Demeçlerinden, ”İMARLAŞMA ve ulaşım” konusunda doğru bilgilendirilmedikleri anlaşılıyor.
Makro açıdan değerlendirildiğinde, temel matematiksel verilerden ve bilgiden çok uzak verilen demeçler, bunun en somut göstergesi. Tamamen, kendi kitlesine yönelik soyut bir söylem.
Ne söylemişlerdi?
Büyükşehir belediye başkanı Prof.Dr Yılmaz Büyükerşen imar alanlarını açmamakla suçlanıyor.
Belediye seçimleri 5 yılda bir yapılıyor. 1999’ dan beri seçimleri kazanmayı alışkanlık haline getiren Büyükerşen bunun hesabını zaten vermiş oluyor ki kesintisiz kazanıyor..
Her yıl çalışma raporu Büyükşehir Belediye Meclislerince ibra ediliyor.
*****
Belediyeler yeni imar alanları açmıyor, yeterli konut yok. Kenti planlayanlar, bunu yapmalı ki, konut sayısı artsın" denmişti...
Gerçekler böyle mi?
Aslında bu konuda mesleği inşaat mühendisi olan Metin ÖZEN, geçtiğimiz dönemde hem İmar üyeliği ve ulaştırma komisyon başkanlığı yapmıştı.
Önemli bilgilere sahip..
Çünkü meclislerde AKP’ li meclis üyeleri çoğunluktaydı..
En azından bazı imar ve ulaşım bilgilerine vakıf. Keza İl başkanlarımda bu bilgilere sahipti.
*****
1999’ dan beri gelen bir süreç var. Bu süreçler bilinmez ise temel problemleri kavrayamazsınız. Aslında konun temeli 1994 yıllara kadar hatta daha öncesine giden bir süreç var.
Bu da kentin hafızasına sahip insanların görüşlerine başvurmaktan geçer. Maalesef, siyasette tepeden gelip hiçbir bilimsel veriye sahip olmadan, bilgi sahibi olmadan kendilerinin her şeyi bildiğini zanneden garip bir ulema takımı var.
Konun her ne kadar particilikte, popüler politik olarak değerlendirme kolaycılığına başvurulsa da, şehircilik bir teknik bir konudur. AKP’ de bu nitelikte birikimi olan ve deneyimlere sahip kurmay bir aklın olmadığı bilinmektedir.
Olaya dombra gözlükleri ve dar kapsamdan çıkar guruplarının bakışı ile politika yaptığını zannedenler bu hataya sıça düşmektedir. Bunu tarihin sayfalarına göz attığımız da çarpıcı örneklerini görürüz.
Eskişehir’ in ruhundan haberi olmayanlar sözde politikacılar, çevresini UR gibi saran bu, boş yağ tenekesi gibi vurulduğunda çıkardığı seslerle çevreyi rahatsız eden tantanacı başları pek makbul olmaktadırlar.
*****
Kendilerine kim bilgi vermiş ise, çok yanlış tek taraflı bilimsel bakışı olmayan çok sığ olarak bilgilendirilmiş. Demeçlerinden anlaşılıyor. Bu konular ayaküstü verilen demeçlerle değerlendirilemez. Matematiksel olarak değerlendirilecek konular, ayaküstü verilen demeçlerle değerlendirilemez.
Eskişehirli olmayanların şehir konusunda fetva verenlerin doğrusunu isterseniz Eskişehirlilerin gülümsemelerine neden oluyor? Her ne kadar bizler Hüda-i nabit Eskişehirli de olsak olaylara dogmatik bakış açısı ile değerlendiremeyiz.
Eskişehir insanı bu nedenle aydınlanmacıdır ve sosyolojisi de diğer kentlerden çok farklıdır. Hamasi nutuklarla belli bir kitleyi konsolide edebilirsiniz. Ancak, gerçekleri saklayamazsınız. Bu gerçekler o kadar çok ki? 2002 den beri yılan hikâyesine dönen Alpu yolu. Aradan yıllar geçmiş… Neymiş efendim söz alın mış mış. Yahu devlet te programla iş yapılmaz ki.
Gözün aydın, Seyitgazi-Afyonkarahisar arasındaki yolun ihalesi daha yapılacak.
AKP de bir de şöyle bir yaklaşım var. Fatih Dönmez eski bakan..15 mayıs günü sade bir milletvekili…AKP’lilerin dillerinden maşallah! sayın bakanım cümlesi eksik olmuyor..
Bu davranış biçimlerinden sakınılmalıdır. Artık bakan yok…Milletvekili var..
*****
Kentin yıllar sonra 1/ 25 binlik planları yapıldı. İtirazlar, mahkemelerin uzun sürmesi, mahkemelerin değişiklik talepleri çok yorucu uzun bir süreç. Öyle boyacı küpü değil ki, daldır çıkart la bu problemler çözülemiyor.
Belediyelerin mülkiyetinde yüzbinlerce hektarlık alanlar yok ki? Var olanlarda maalesef belediyeler tarafından kaynak yaratmak için satıldı..
Bir de satın alanlara bir bakın bakalım ayrıntılarda neler göreceksiniz?
*****
TOKİ’ nin elinde duranlar var. Mesela KOCAKIR.
Eski AKP milletvekilleri ve yöneticileri ile, tantanacı particiler o günlerde dombra müziği ile kamuoyuna takdim ediyorlardı.
Süper kent projesini…
Hatta, Büyükerşen de akıllı süper kent şehir projesini desteklemişti. Çünkü AFET RİSKLİ alanlarda yaşayanlar için bir umut olacaktı..
Kentsel çözüme örnek olacaktı?
AKP hükümetince yıllar önce hazırlanmış olan ödüllü projenin hayata geçmesi için bu güne kadar tek bir çivi bile çakılmadı. Çakılmayan sadece bu proje değil. Kızılinler projesi de aynı akıbeti paylaştı..
Belediyelerinin bütçelerini aşan bir mesele.
Ancak devletin ve büyükşehrin iş birliği ile gerçekleşmesi olanaklı bir proje. Ama AKP verdiği sözleri çoktan unuttu..
Yaparsa AKP yapar mottosu yerini AKP çok konuşur ama yapamaz a dönüştü.
AKP’ nin de yer aldığı bir çok İMAR planları ile ilgili engellemeler yaşandı ki.
Bir uzlaşmayı ne yazık ki göremedik. Elbette burada CHP’nin de kim ne derse desin biz bildiğimizi yaparız anlayışının da etkilerini görmek zorundayız.
Hâlbuki uzlaşma ile bu problemler çözülebilirdi, fakat politik olarak çözülmek istenmedi.
NEDENLERİN BİR KISMINI KAZIM KURT MECLİSİNDE AKP’ LİLERE TEKRARLIYARAK ANLATTI..
Bu konuya ile ilgili konuşan Kazım Kurt, “Revizyon imar planlarıyla ilgili 12 bin hektar civarında bir alana jeolojik etütlerin yapılması zorunluğu getirildi. Yaptırdığımız jeolojik zemin etütleri, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü tarafından çok özel bir kasıt nedeniyle imzalanmıyor” demişti..
Bu çok önemli bir iddia..
Buna cevap vermesi gereken milletvekilleri. Bakalım nasıl yanıtlayacaklar?
(Devamı pazartesi)