Futbolu seven bir insana, sırf futbolu sevdiği için 'futbolcu' der misiniz?
Ya da caz müziğini seven bir insana 'cazcı' denir mi?
Sanatla içli dışlı olan, hayatında sanata büyük değer veren bir kişiye, sırf sanatı seviyor ve sanata önem veriyor diye'sanatçı' demek mümkün mü?
Gazete okumayı seven, her gün en az bir gazete okumayı hiç ihmal etmeyen ve yazılı basına çok önem veren bir kişiye, 'gazeteci' diyebilir misiniz?
Bu örnekleri dilediğimiz kadar çoğaltmamız mümkün.
Sanırım ne demek istediğimin anlaşılması için bu örnekler yeter de artar bile.
Atatürk'ü yürekten sevebiliriz. O'na hayranlık, sevgi ve minnettarlık duyabiliriz.
Ama bu bizi gerçek anlamda bir 'Atatürkçü' yapar mı acaba? Pek çoğumuzu yalnızca 'Atatürk'ü seven insanlar'yapar.
Oysa Atatürkçülük bundan ibaret değil. Atatürk'ün farkı zaten burada.
Atatürkçülük, söyleme değil eyleme dayanır, bir yol, yöntem, düşünce tarzı ve yaşam biçimidir.
Yaşayışımız, düşünce şeklimiz, sorunlar ve olaylar karşısında takındığımız tutum, ahlaki değerlerimiz, geçimimizi ne tür yollardan sağladığımız, dünyaya ve ülkemize ne kadar değer kattığımız, topluma karşı sorumluluklarımızı ne kadar yerine getirdiğimiz, vs. vs… Bu liste uzar gider. Tüm bunlar, gerçek bir Atatürkçünün sahip olması gereken niteliklerden yalnızca bazılarıdır.
Mesela, mafyanın avukatlığını yapan bir kişi gerçek Atatürkçü sayılabilir mi? Ya da rant vurguncuları, ihale takipçisi tipler? Ya da 'demokrasi, insan hakları' gibi kavramların ardına saklanarak etnik köken siyaseti yapanlar. Atatürkçü sayılabilir mi? Ya da bencil insanlar, hizipçiler, kendi partilisine çelme takmaya çalışıp siyasi menfaat uğruna birbirleriyle didişenler? Asla!
Peki, neden sayılamaz?
Yanıtı çok basit. Atatürk bugün yaşasaydı, öylelerine ne yapardı acaba? Sanırım yanıtı hepiniz kolaylıkla hayal edebilirsiniz.
O halde, 'Atatürkçü' diye oy verdiğimiz insanlar arasında böyleleri var mı yok mu? Hiç merak ettik mi? Araştırdık mı? Eğer varsa, Atatürkçü seçmenler, neden yıllardır böyle insanlara destek oluyorlar ve oy verdikleri partilerde görev almalarına göz yumuyorlar?
Peki, Atatürk bugün yaşasaydı, CHP Genel Başkanı olarak ilk üzerine gideceği oluşum ne olurdu?
CHP'li kadroların büyük çoğunluğu Atatürk'ü gerçekten de seviyor olabilirler. O'na gönülden bağlılık hissediyor ve emanetini korumak istiyor olabilirler.
Ama gerçekten Atatürkçü bir parti olabilmek için bu yetmez.
Atatürk'ün bütün hayatı, en umutsuz anlarda bile, 'Ya bir yol buldu, ya da bir yol açtı'
Çok geriye gitmeye gerek yok, yalnızca 15 Temmuz darbe girişimden bu yana yaşananlara bile baksak yeter.
Ama CHP Atatürk'ün kurduğu bir siyasi partidir, hem de ana muhalefet partisidir.
Bir ülkede, iktidarın yanlışları varsa ona en büyük alternatif olabilmesi gereken partidir. Yani lafla, sözle, söylemle, kürsülerden, televizyonlardan konuşmakla Atatürkçü çizgide siyaset yapmış olamaz.
Atatürk, ülkemiz düşman işgali altındayken, ordumuz dağıtılmışken, padişah işgalcilere direnişi yasaklayan fermanlar çıkarmışken bile bunları engel olarak görmedi, daha Kurtuluş Savaşı'na girişmeden, orduyu bile kurmadan önce, Anadolu'nun tamamında, işgal altındaki şehirlerde bile tüm halkı örgütlemeyi, okuma yazma bile bilmeyen halkımıza bilinç aşılamayı, silahsız, şiddetsiz demokratik kitlesel eylemlerle Milli Mücadele'nin zeminini hazırlamayı başardı. Yani, ya bir yol buldu, ya da bir yol açtı.
Zaten gerçek anlamda muhalefet de bu değil midir? Zalimlere, darbecilere, diktaya, faşizme geri adım attırabilmek değil midir