Cumhuriyet Halk Partisi yarışların partisi… Kendi içerisinde yaptıkları yarışlarla hep tartışıldı, tartışılıyor.
Cumhuriyet Halk Partisi yarışların partisi…
Kendi içerisinde yaptıkları yarışlarla hep tartışıldı, tartışılıyor.
Kimin kimi yeneceği, kimin yerine kimin geleceği, kimlerin hangi makamlara geleceği, getirileceği falan…
En alt kademesinden üst merciine kadar hep yarış hep yarış.
Dediğimiz gibi yarışmayı iyi bilen bir CHP var.
Ne var ki tek beceremedikleri yarış yurt sathında AK Parti’ye karşı oluyor!
Neyse…
Konumuz iktidar ile girişilen seçimler değil.
Biz yeniden dönelim parti içindeki karşılaşmalara…
Biliyorsunuz, CHP yeni bir kongreden çıktı.
İki adaylı bir genel kurul yapıldı.
“Kongre nefesleri kesen bir mücadeleye sahne oldu” dersek yanılmayız.
Favori isim kaybetti, plasede ki isim fark ata ata kazandı.
Pek çok kişinin bahsi yattı!
Ancak!
CHP için geçtiğimiz Pazar yapılan kongre ne ilk yarıştı, ne de son olacak.
Ki CHP deyince sözünü ettiğimiz kapışmalar sadece kongrelerde de olmuyor.
Mahallelerden tutun en üst kadrolara ve hatta yönetim kurulu içindeki güç savaşlarına kadar her yerde bu mücadeleyi görebiliriz…
Örneğin…
20 kişilik yönetimin 11’i kazanan isme, 9’u da kaybeden isme yakın isimler.
Ortada bıçak sırtı denilebilecek bir tablo var.
Kongre bitti ama yönetim içindeki çekişme biter mi?
Mevcut yönetim, partiyi bugünkü koşullarda seçime kadar taşınır mı?
İnanın insanın aklına çok şey geliyor!
Zira dediğimiz gibi sözünü ettiğimiz parti CHP!
Partide her şey biter ama söz konusu yarış hiçbir alanda, hiçbir kulvarda ve belki de yönetim kurulu içerisinde asla bitmez!
***********
DUBA DA FAYDA ETMİYOR!
Şehrin caddeleri zaten epeyce dar.
Genişletilmesi için herhangi bir çaba gösterilmedi.
Hep maddi imkânlar ortaya konuldu.
Bununla birlikte aynı caddeler araç parklardan da arındırılamadı.
Aksine para kazanma yerleri oldu.
Hadi ara caddeler tamam da, ana arterlerde de bile bu uygulamaya gidildi.
Caddelerin her iki yanı da sıra sıra parklarla doldu taştı.
Elbette gidiş geliş trafik tek şeride düşünce yığılmalar, birikmeler ve sıkışıklık giderek arttı.
Sonrasında ise buna çare olarak dubalı uygulamaya gidildi.
Cadde boyunca olmasa da caddelerin kesişim noktalarına dubalar konuldu ki, hiç yoksa trafik ışıklarında araçlar iki şeritte bekleyebilsin.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
Dubalarla ayrılan bölgelerde bile dörtlülerini yakan araçlar beklemeye bu yüzden de caddelerin çıkışlarını kapatmaya başladı.
Elbette denetim ve kontrol olmayınca da pek çok ana cadde, yine tek şeritten başlayıp tek şeritle çıkılmak zorunda kalınan hale geldi.
Kısacası bu dubalı çözüm fikri de tutmadı!
**************
SİYASİ HADDİ AŞMAMAK LAZIM!
Mevlana, zamanının en büyük bilginlerinden…
Hayata dair her konuda çok önemli bir bilgin.
Bir dost meclisinde şunu sorarlar Mevlana’ya;
“Ya Mevlana, her şeyi bilir edersin, hepimize her konuda öğretirsin.
Lakin en iyi bildiğin şey nedir?”
Mevlana soru biter bitmez verir cevabını;
“Bildiğim en iyi şey haddimdir!”
Belki de hepimizin yaşam boyunca kulağına küpe olacak bir yanıt değil mi Mevlana’nın sözleri?
Hayatımızın her alanında herkes için geçerli olması gereken bir kuralı hatırlatıyor...
Belki de kişisel saygınlığı da, gelişimi de, hayata olan bakış açısını da geliştirecek bir düstur bu…
Elbette sadece kişisel yaşamımızda değil!
Bize göre bu olması gereken kural siyasette de olmalı!
Hayatımızı adeta esir alan politik yaşamda da herkesin bize göre bu riayeti gözetmesi gerekir.
Gelin görün ki;
Mevlana’nın bu tavsiyesi kimilerinin hiç de umurunda değildir…
Siyaset yaptığı partinin yeri yurdu belliyken, gücü, etkisi ortadayken haddin ötesine geçip siyaset yapmaya kalkmak toplumda olumsuz bir algı yaratıyor…
Kaş yapalım derken gözlerin çıkarılmasına sebep oluyor.
Dahası, belki de haklıyken bir anda en haksız konuma bile düşürüveriyor…
O nedenle hayatın her alanında olduğu gibi siyaset yapanlar da had bilme kuralarını yok saymadan hareket etmeli, ona göre davranmalıdır…
NOT; Bu yazı herhangi bir parti, herhangi bir kişi için yazılmamıştır. Üzerine alınmak isteyen varsa elbette alınabilir ama herhangi bir şeyi ima etmeyen bir yazıdır. Zorlu bir seçime giderken herkesin uyması için belirtilmiş naçizane tavsiyeden öte bir şey değildir…