Seçimlerden sonra muhalefet dağıldı.. CHP genel başkanı ve yönetimler seçimleri kaybettiler. Kamuoyunun beklentisi Kılıçdaroğlunun istifa etmesi yönündeydi.
Seçimlerden sonra muhalefet dağıldı.. CHP genel başkanı ve yönetimler seçimleri kaybettiler.
Kamuoyunun beklentisi Kılıçdaroğlunun istifa etmesi yönündeydi.
Kılıçdaroğlu istifa etmedi.
TV ekranlarından gazeteci-yorumcular
Parti içinde 3 dönem, 5 dönem milletvekili yapanlar seslerini yükseltmeye başladılar.
Değişim olmalı.
Gözler kongrelere çevrildi..
Ertelenmiş kongreler yapılmaya başlandı ve yavaş yavaş il yönetimler şekillenmeye başlandı.
Kurultay delegeleri şekillenmeye başlandı.
Genel başkan adayları sahneye çıktılar. Kendilerini anlatıyorlar…
Eskilerde kalmış kırık bir 45’ lik plağın nostaljik şarkıları dinler gibiyiz.
Başkanlık modeli.
Peki, CHP’ nin Vizyonu ne olacak şimdilik yok.
Ekiplerinin kimlerden oluşacağını söylemiyorlar.
İktidar kaybedildi gerçek bir öz eleştiri yapılmış değil.. Olsun CHP de bol bol hamasi nutuklar ve demagoji var.
Tam bize göre demokrasi… Ben varsam demokrasi, yoksam veryansın.
******
Siyasetin kuralları değişti.
Değerler değersizleşti..
Yalan söylemek, siyasetin hammaddesi oldu.
İkiyüzlülük siyasetin olmazsa olmazı olmuş. Yola çıktıklarınla yolda bulduklarınla değiştirmek işin püf noktası.
Siyasetin cilvesi. Gerçek yüzlerini göstermezler. Hele maskeleri takmak!
Bir oyana bir buyana adalar sahil vapuru gibi iskelelere yanaşılır.
*****
Türkiye iyi yönetilmiyor… Tamam. Peki, sen nasıl iyi yöneteceksin anlat bakalım?
Anlatamıyorsun?
O zaman ne konuşuyorsun?
Yalana, dolana gerek yok. Bu günlere maskeler takarak geldik. Gerçek yüzünüzü hala göstermiyorsunuz?
CHP titanik gibi… Her kamarada farklı yolculuklar yapılıyor. Sonuç? Durmak yok ana muhalefete devam. İyide gemi hızla su alıyor, bir yanaştırsak iskeleye..
İskele alabanda!
*****
Siyaset mutasyona uğradı. Sosyal ahlak zombileşti. Siyasette bundan etkilenerek zombileşti. İnsanlarımızın da psikolojisi bozuldu.. Bunların altında ne var?
Ne olacak? 12 Eylül düzeni devam ediyor. Maşallah her geçen gün Atatürk’e saldırılar gün geçtikçe saldırılar artarak devam ediyor. Bu çıkıntılıkları neden yapıyorlar.
Çok basit kendilerini destekleyen mahallede kahramanlığı konuşuluyor, ödüllendiriliyor ve popüler oluyor.
Sonra bunlar siyasette kullanılıyorlar..
Bu durum düzenin devamı için siyasal islam kullanılıyor.
******
AKP Lider partisi…
Eleştirilemez…Kayıtsız, şartsız, biat kültürü hakim.. Enflasyona ezdirmeyeceğiz diyenler her halde 7.500 TL alanların halini hiç bilmiyorlar.
Hayır! İşte emeklilerin durumu. Hiç enflasyon farkı verilmedi. Enflasyonla mücadele etmek numaraları ile düşük gelirli emeklilere Haziran, temmuz, ağustos, eylül geçti. Hala enflasyon farklarının verilmesi kararını bekliyor.
Düşük GELİRLİLER ZORUNLU ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar ve enflasyon karşısında gelirleri eridi.
T.C devletini kuran CHP ne âlemde. Ne olacak? Melekler, dişimi erkek mi diye tartışıyorlar..
Peki, siyaset kimin tekelinde? %’ de takılan CHP’ mi çözüm olacak?
Çözüm değişimde..
Türkiye’nin umudu…
Gözler Eskişehir İL kongresindeydi… Baştan sona izledim.
Tribünleri takip ettim. En önemlisi adayların konuşmalarıydı. Alkışın çoğunluğunu Talat Yalaz aldı. Bir kaç gün önce aday olarak çıkmış ve ben tarafsız il başkanlığı yapacağım demişti.
Es TV ekranlarında göz doldurmuştu… İyi bir çalışma yapılmış ve kongreye hazırlandığı belli oluyordu..
Tepebaşı 245, Odunpazarı 285, kırsal ilçelerden 68 ve doğal delegeler 36.
Kazım Kurt’un konuşmasında kaybeden kazanan adayın önünde düğmeyi iliklemelidir demesi çok anlamlı.
Kırsal ilçelerden gelenler delege oyları ve doğal delegeler kongreyi belirledi.. İl başkanı Talat Yalaz ben değişimin ta kendisiyim dedi.
Değişimin startını verdi.
Zaman içinde göreceğiz. Gençleri, kadınları partiye katarak nasıl büyütecek?
En büyük sınavı da yerel seçimler olacak?
Değişimciler kazandı aslında.
Şimdi birkaç tane değişimci guruplar var. Bakalım kurultay delegeleri kurultayda Eskişehir’i temsilen değişimcilere mi, yoksa statükoculara mı oy verecek?
PALAVRA ATMAK
Palavra atarken, tutarsızlıkları göstermek için, Nasreddin Hoca’dan aktaralım, bu ibretlik bir fıkrayı daha.
Akşehir’e gelen bir İranlı, sürekli palavra atarmış. Bir gün; “Bizim Isfahan’da Şah’ın iki yüz odalı, beş bin arşın boyunda sarayları var” diye söze başlamış, attıkça atmış.
Dinleyenlerden biri de karşılık vermek istemiş.
“Bizim başkentimiz Bursa’da daha da büyük saraylar var. Bir de kaplıca yapıldı ki, boyu beş bin arşın...”
Tam o sırada başka bir İranlı içeri girip; “Bursa’dan gelirem...” diye söze başlayıp, “Eni de elli arşın” deyivermiş.
“Nasıl olur!” diye karşı çıkmış İranlı, “Eni boyuna uymadı?”
Konuşmaları dinlemekte olan Nasreddin Hoca, “Şu adam Bursa’dan gelmiş olmasaydı, bu adam! kaplıcanın enini boyuna bir güzel uyduracaktı” demiş.