Anadolu Üniversitesi’nin özellikle Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi Zekiye Doğan hanımefendinin ve topluma hizmet öğrencilerinin çabaları ve çalışmalarının burada etkisi büyük…
Geçtiğimiz günlerde Domaniç ve İnönü'de çıkan yangınlarda yüzlerce hektar alan kül olmuştu…Yürekler halen kor iken 6 arkadaş yangınlara dikkat çekmek için bir araya geldi ve ormanlardan toplamış oldukları 10 bin meşe palamudunu plastik şişelere koyarak Kütahya Cumhuriyet Caddesinde açmış oldukları stantta vatandaşlara dağıtmıştı...
7'den 77'ye herkesin bulunduğu grup adına açıklama yapan Kemal Yarcı;
'Biz ormanlarımızı tekrar yeşertmek için böyle bir faaliyet yaptık. Meşe palamudunu toplayarak böyle bir bilinç vermek istedik. İnsanlar çoluğuyla çocuğuyla birlikte meşe palamudunu fide haline getirecekler ve daha sonra da çocukları ile birlikte anne babalar fideleri toprak ile buluşturacaklar. Maksadımız çöl olmasın bizim… Projeye 6 kişilik bir arkadaş grubu ile kararlaştırdık… Eğer Dumlupınar üniversitesi rektörünün de onayı ile biz bu projeyi üniversite öğrencileri ve ilkokul öğrencilerini bir araya getirerek iki kuşağı bir araya getirmek istiyoruz' demişti…
Bu hedeflerine ulaştılar…
Deliler, Dahiler, Kapılar, Köprüler Kütahya'da 10 İlkokul'da dağıtım gerçekleştirdiler…
DELİLER, DAHİLER, KAPILAR, KÖPRÜLER…
Deliler, Dahiler, Kapılar, Köprüler arkadaş gurubunun başta Ak saçlı, vatan sevdalısı Kemal Yarcı bey olmak üzere bazı üyelerini tanıyorum…
Verdikleri mesaja dikkat buyurun lütfen;
-10 bin meşe palamudu tohumu dağıtıp, insanların bu dağıtılan palamutları evde fide haline getirmesi ve bilinçlenmesi için bir etkinlik düzenledik…
-Bizler meşe palamudu etkinliği yapmadan önce siz gençlerinde fikirlerini alırız…
-'DÂHİCE bir düşünce, DELİCE bir hareket… Siz KAPILARI açmış, üniversite gençliği, Kütahya halkı ve ilkokul öğrencileri arasında KÖPRÜ olmuşsunuz…'
Haklarında yapılan şu yoruma bakar mısınız?
Ve mesajlar devam ediyor…
-Yetişmesine sebep olacağınız ağacın gölgesinde oturanlar belki sizi bilmeyecekler…
-Fakat siz bileceksiniz ki o ağaca kuşlar yuva yapacak, meyvelerinden binlerce hayvan beslenecek, meşe palamudu hediye ettiğiniz minikler sizi örnek alacak, büyükleriniz ise siz gençliğe bakarak yarınlara daha umutla bakmanın MORALİNİ yaşayacaklar…
İmza…
Deliler, Dahiler, Kapılar, Köprüler

KEŞKÜL'Ü FUKARA…
Aynı düşünceden hareketle 19.11.2017 Pazar günü Kent'imizde bir AVM önünde meşe palamudu dağıtımı yapıldı…
(yazımız baskıya girerken)
Keşkül'ü Fukara Gönüllüleri İsmail Bayrak adlı vatandaşın çağrısı ile toplanıldı…
Keşkül'ü Fukara her yaştan oluşan gönüllü bir topluluk…
Eskişehir'de de 10 bin meşe palamudu dağıtımına başlandı…
Anadolu Üniversitesi'nin özellikle Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi Zekiye Doğan hanımefendinin ve topluma hizmet öğrencilerinin çabaları ve çalışmalarının burada etkisi büyük…
Yazımız baskıya girdiği saatlerde bizlerde bu heyecana ortak olma adına orada olacağız…
Bizlerde Keşkül'ü Fukara olma yolundayız…
Olabilir miyiz bilemiyorum…
Lakin meşe palamudu dağıtımına destek vermeye ve orada ki kocaman yürekleri bir sonraki yazılarımızda sizlere aktarmaya çalışacağız efendim…
KEŞKÜL'Ü FUKARA NE DEMEK…
Farsça 'çanak' anlamına gelen keşkül ile 'fakir' kelimesinin birleşmesiyle oluşan bu ismin bildiğimizden daha derin bir anlamı var: 'Yoksul Çanağı' Yani keşkül'ü fukara…
Keşkül'ü Fukara, Osmanlı mutfağından günümüze kalan birçok tatlıdan sadece biri de diyebilirsiniz...
Velakin burada ismin karşılığı o değil elbette…
Mevlevi dervişlerinin nefislerini yenmek, gururlarını köreltmek için insanlardan bir şeyler istemede kullandıkları bir kap diyebiliriz…
Bu kaba Osmanlı'da 'Narcil-i Bahrî' deniyormuş…
Narcil-i bahri kah gümüşle, kah ahşapla, kah da altınla işleniyormuş…
Bu kapla gururlarını, nefislerini yenmek için insanlardan kuru gıda maddesi isteyen dervişler, elde ettikleri bu malzemeleri ziyarete gittikleri yerdeki insanlara yardım olarak götürüyorlarmış… Kuvvetle muhtemel yemeğin ilk ortaya çıkışı da bununla bağlantılı…
Allah cc günümüz keşkül'ü Fukara'larından razı olsun, sayılarını artırsın…

///
İLHAN EGEMEN DARENDELİOĞLU…
Türk Milliyetçiliği ve Ülkücülük davasının unutulmaz ismi şehit Gazeteci İlhan Egemen Darendelioğlu, 19 Kasım 1979 günü, İstanbul Kumkapı'da iş çıkışı şehit edilen gazeteci İlhan Darendelioğlu kalemini inandığı dava yolunda kullanmış büyük bir gazeteciydi...
Kutlu tinin şad, mekanın uçmağ olsun...
Ruhuna El Fatiha...
///
ÖMER LÜTFİ METE…
'Uçurumun kenarındayım Hızır
Civan hazır,
Divan hazır,
Ferman hazır,
Kurban hazır...'
İnandığı gibi yaşayan ve dahi yazan dava adamı Ömer Lütfi METE'yi vefatının 8. yılında rahmet, minnet ve şükranla yad ediyoruz...
NAİM SÜLEYMANOĞLU…
Büyük Türk Milleti'nin gururu 'Naim Süleymanoğlu'
Kutlu tinin şad, mekanın uçmağ olsun...
Ruhuna el fatiha...