Evliliklerin ilk yıllarındaki rekabet; beraberinde öfke, tartışma ve karşılıklı suçlamaları getiriyor. İlerleyen yıllarda yaşanan yorgunluk ise umutsuzluk ve sessizliğe dönüşünce yabancılaşma başlıyor.


Ne oluyor da evlilikler değişiyor?
Romantik duygularla başlayan tüm ilişkilerin ilk döneminde ödüller
çok, bedeller az oluyor. Zamanın birbirine odaklı geçirildiği, duyulmak istenenlerin bolca işitildiği, ekonomik sıkıntıların göze çarpmadığı, hoş sürprizlerin yaşandığı, ağırlıklı olarak zevk ve doyum üzerine kurulu bu dönem 'görme kusuru' olarak adlandırılıyor. Görme kusuru yaşayan kişi, karşısındaki insana sahip olmadığı özelliklere yönelip, onu istediği ya da hayal ettiği gibi görüyor.
Bu dönemde hayal edilen değil gerçekte olan görülmeye başlanıyor. Beklentileri farklı olan iki ayrı insanın aynı evi ve rutin bir yaşamı paylaşmalarının getirdiği hayal kırıklıkları, geniş ailenin eşler üzerindeki baskıları, ekonomik güçlükler, ev işleri, evlilik dışı yaşam sorunlarının eve gelmesi, eşler arasındaki önceliklerin farklılığı, çocuk bakımının getirdiği güçlükler gibi bedeller çiftleri sarsıyor. İşin kötüsü her iki taraf da ödüllerin azalmasından birbirini sorumlu tutuyor. Basit bir ekonomi kuralı ile açıklamak gerekirse bedellerin ödülleri çok aştığı ve bu açığın kapanamayacağı duygusunun oluştuğu evlilikler tükeniyor.

Evliliklerin ilk yıllarında eşlerin birbirlerini tanıma süreçlerinde karşılaştıkları sorunlarla ilerleyen yıllarında ortaya çıkan sorunlar daha farklı oluyor. İlk yıllarda çiftler birbirleriyle büyük rekabet içine giriyor. Bu süreçte taraflar, 'haklılık' adına tartışmalar, kavgalar ve küskünlükler yaşıyor. İlerleyen dönemlerde eşler arasında oluşan ayrılıkların en önemli nedeni giderek birbirlerine yabancılaşması ve birlikte geçirilen zamanın daha az keyif vermesi olarak görülüyor. 'Evlilik yorgunluğu' olarak da adlandırılan bu süreç eşler arasında yabancılaşma ve kopma sonucu ortaya çıkan fiziksel, duygusal, zihinsel yorgunluk, bıkkınlık ve tükenmişlik hali. Şiddetli geçimsizlikte eşler arasında yoğun çatışmalar ve tartışmalarda 'öfke' duygusu egemen iken evlilik yorgunluğunda eve sessizlik ve boşluk duygusu hakim oluyor.
Evliliklerde bir diğer eksiğin de, 'duygusal yatırım' olduğu belirtiliyor. Birçok çift ilişki içinde birbirlerine yönelik takdir ve beğenilerini dile getirmiyor, sürpriz yapmıyor, sevgilerini yeterince belirtmiyor
'Evlilik yorgunluğu bence her zaman bir ilişkinin biteceği anlamına gelmiyor, eşlerin bu yorgunluğu fark etmeleri evliliklerine verilmiş bir şans da olabilir. Bunun için neyin yolunda gitmediği fark edilmeli
ve değiştirilmelidir' diyor.
Mutluluğunuz daim olsun.