ES. TV'de yayınlanan Kalabak Camii sohbetleri programlarında özellikle miraç kandillerinde Kudüs, Mescid-i Aksa konusunu uzun uzadıya anlattığımı seyircilerimiz yakinen bilirler. Emperyalist ve Siyonistlerin buralarda işledikleri cinayetleri gazete köşemizde de anlatmaya çalışalım istedik.
Kudüs ve Mescid-i Aksa Yahudiler tarafından işgal edilmeye başlandığı tarih Osmanlı devletinin sultanı, Müslümanların halifesi cennet mekan sultan Abdülhamit'in 1909'da tahtan indirilmesiyle başlar. Abdülhamit Han işgali engellemeye çalışmasına rağmen başarılı olamamıştır. Osmanlı devletinin elit tabakası, ittihatçiler, bir kısım ordu mensupları, beynelminel Siyonist ve emperyalistlerin emellerine alet olmuştur. Abdülhamit'in Teoder Herzel'e hitaben ' Biz buraları (Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı) kastederek kanla aldık karşılığında ancak kan verirseniz bizden buraları alabilirsiniz.' demek suretiyle şehit kanlarıyla sulanmış beldelerinin karşılığının olmadığını anlatmaya çalışmıştır. Hz. Ömer'in Selahaddin Eyyubi'nin emaneti olan Kudüs ve Mescid-i Aksa türlü oyunlarla, baskıyla Müslümanların elinden alınmaya çalışılmış feraset ve basiretten uzak Arap ülke yöneticileri tarafından altın tepsi içerisinde ağır ağır Siyonistlere sunulmuştur. Halbuki Hz. Peygamberin miraç yolculuğunun başlangıç mekanı, yüz yirmi dört bin peygambere namaz kıldırdığı Kudüs ve Mescid-i Aksa için Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'in İsra Suresinde bu mübarek beldenin ve Mescid-i Aksa'nın önemini şu şekilde ortaya koymaktadır. ' Bir gece kendisine ayetlerimizin bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O gerçekten işitendir, görendir.'(1) Ayetin içindeki 'çevresini mübarek kıldığımız' buyurduğu Mescid-i Aksa ve çevresi bugünün tabiriyle sit alanı olarak ilan edilmiştir. Allah'ın harem bölge ilan ettiği Mescid-i Aksa ve çevresinde yıllardan beri Siyonist İsrail güvenlik kuvvetleri tarafından Müslümanlara karşı zulüm, işkence alabildiğine devam etmekte, erkeklerin, kadınların, çocukların ihtiyar genç demeden kollarını taşla, kaburgalarını postalla, kafaları miğferle ezilmektedir. Emperyalist ve Siyonist Yahudilerin bu zulmü yapabilme cesaretleri İslam ülke yöneticilerinin demokratik yöntemlerle iş başına gelmeyişleri ve halktan kopuk olmaları nedeniyle A.B.D'nin ve Siyonistlerin yardımıyla koltuklarını korumalarındandır. Müslümanların İslam kardeşliğinin önüne mezhebini, meşrebini, tarikatını veya alt kimliğini çıkarmalarındandır. Kur'an ve sünnetten uzak bir anlayış, İslam milletinin dağınıklığı Siyonist güçlerin fütursuzca zulümlerine devam etmelerini sağlamıştır.
'Sen ben desin efrad, aradan vahdeti kaldır.
Milletler için kıyamet işte o zamandır.'
M. AKİF
Doğru bir teşhis sen ben kavgası, birlik ve beraberliğe vurulan darbe, beline iğne batırılmış bir böceğin haline benzeyen İslam milleti. Ya kanatlanıp uçacak yada Emperyalistlerin ve Siyonistlerin oyuncağı, yemi olmaya devam edecek. İslam milletinin dirilişini sağlayacak, birlik ve berberlikte buluşturacakgüç hangi ülke milletinde vardır? diye sorulduğunda,Hz. Peygamberi n metn-ü senasına muhatap olmuş necip Türk milletidir. İslam'ın sancaktarlığını yüzyıllar boyunca taşımış bu millet zulme dur diyecek, ağaçlar ve taşlar ırkçı Yahudileri, Siyonistleri ihbar etmeden önce gereğini yapacak tek millettir.
' Zulümle abat olanın sonu berbat olur.'
' Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.'
Yaşasın cehennem zalimler için. Müslümanların uyanışına vesile olması ümidiyle, sevgiyle kalın, hoşçakalın.

(1) İsra suresi Ayet: 1