Zafer Çatel

KARAYALÇIN sosyal demokrat düşünce kanadında önemli bir isim. Eski SHP genel başkanı… Sosyal medyada önemli bir paylaşım yaptı.

Daha doğrusu açık bir mektup..

Tabii bunu örgüt içinde yapması ve açıklaması daha şık olurdu.

Demek ki mecbur kalmış..

****

Değindiği konu başlıkları önemli. CHP’nin röntgenini çekmiş adeta…

Diyor ki;  Partimizin TBMM seçiminde, hem de 4 parti ile birlikte, yüzde 25 dolayında oy alabilmiş olması ise, ciddi bir başarısızlık olarak görülmelidir. Eğer parlamenter sistemde olsaydı, bu oy oranı, başarısızlığın ötesinde, bir hezimet olarak değerlendirilecekti. Meclis seçimindeki başarısızlığın nedeni, CHP örgütünde, uzunca bir süreden bu yana, yaşanan düşük siyaset kapasitesidir.

Örgütümüz yıllardır; broşür-afiş-pankart işleri ile seçim güvenliği ile sınırlı olan bir çalışma içine kapatılmıştır. Kuşkusuz bunlar da parti görevleridir. Ancak örgütün birincil görevi siyaset üretmek ve bir ölçüde bununla da bağlantılı olarak partinin adaylarını belirlemek olmalıdır.

Örgüt kapasitesinde düşüklük, bunların tümünün eşzamanlı olarak yerine getirilememesi durumunda ortaya çıkar.

Önümüzdeki Kurultay sürecinde, seçimlerde yaşanan taktik ve stratejik yanlışlıkların tartışılacağını biliyorum, buna genel başkanlık konusu da eklenebilir. Oysa bana göre, asıl tartışılması gereken konu, CHP 'n de düşük kapasiteye yol açan yapısal sorunlardır. Bu sorunlar, CHP’nin merkez ve taşra örgütlerinin yeniden yapılandırılması ile aşılabilir.

*****

Bu tespitlere katılmamak mümkün değil… Fakat CHP temel sorunu daha derinlerde. Kendi ideolojik çizgisini ret etmekten kaynaklanan bir sorun var..

Kuruluş felsefesini inkâr ederek bir yere varamazsınız. Yüzlerce değil binlerce sayfayı ihtiva eden makaleler yazıla gelmiştir. Yazıları toplasak meydan Larousse olur vallahi…

Sorun hep aynı..

Hiç değişmemiş…

Paradigmayı kıran ise Bülent ECEVİT oldu.. O da dönemin konjonktürel yapısına kurban gitmiş..

Karayalçın’ın bu tespitleri bugünün sorunu değildir. Bu durum parti içinde güç kazanmak ve koltuk sevdasında olanların parti içinde çevirdikleri bir dönme dolaptır.

Temelinde delege sistemi yatar.

Düşük kapasite dediği aslında, parti içindeki oligarşik kapalı devre çalışan oligarşik yapıdır.

Bunu hiç kimse net olarak ortaya koyamıyor.

Yıllardan beri bu tespitler yapılır. Ancak bir arpa boyu yol alınamaz. Neden? Nitelikli üye yerine, kongreleri kazanmak üzere oluşturulmuş bir “delege ağalığı sistemi” vardır ve bu durum  nitelikli, birikimli partilileri, bir şekilde saf dışı bırakır..

İş, mahalle de başlar..

CHP kendi içinde ideolojik tutarsızlıkları vardır. Yönetim ve organizasyon becerisizlikleri vardır. Dillerinden liyakatten bahsederler ama, liyakatsiz üyeleri parti yönetimlerinde görüsünüz!

*****

Örgütte hala siyaset yapabilme, organizasyon kabiliyetine sahip kişiler elbette var. Doğru zamanda, doğru kişilere yola çıkılmıyor. Karayalçın’ın bu eleştirileri yıllardan beri hep yapılıyor… 30 yıldan beri bir arpa boyu ilerleme sağlanamadı. Amma ve lakin şimdi zamanı değil diyerek, yıllardır savsaklandı. Parti içi demokratik katılım süreçleri ve eleştiri mekanizmalarının önü kesildi. Kısıtlanmış, kendi kendilerine sadece şişkin egolarını kusmak için yapılan parti içi danışma toplantılarından da bir sonuç çıkmadı, çıkamaz da. Akılcı eleştirileri yapanların bir kısmı disiplin suçu işledikleri gerekçeleriyle partilerinden uzaklaştırıldılar.

****

Uzaklaştırdıkları insanların söylemi haklı da çıktı . Ne il teşkilatlarına nede, eleştirilerin dikkate alındığını, bundan sonrada alınacağını hiç sanmıyorum!. Partide örgüt içi entrika iletişimi var, ama organizasyon iletişimi yok.

Her şey tek adamın iki dudağı arasına sıkıştırılmış bir oynak ritimlerde hareket eden ve kim ne derse desin ben bildiğimi yaparım diyen,  genel merkez oligarşisi ile, veya belediye olanaklarını ellerinde tutan bürokrasinin odak olduğu, belirlediği taht oyunları ile, parti içinde siyaset üretimi yapılamaz.

Bu eksenden kayış, partinin öznel kimliğine halel getiriyor ve parti içinde asimetrik bir çatışmaya neden oluyor.

Bunun doğal sonuç olarak tek adam anlayışını dayatıyor.

*****

CHP’de akılcı olma ve davranma sorunu var. Yani rasyonel bir parti değil… Bilimsel çalışma yönetmeleri yerini, irrasyonel davranışa bırakmış.

Gerçi politikada, çok ta rasyonel davranış beklememek lazım.

Karayalçın’ın öneriler gerçekleşmeyeceğine göre, olmayacağına göre yine palavralara teslim olacağız demektir.

*****

CHP’liler veya destek verenler, sempatizanlar şunu görmek istemiyorlar. CHP iktidar olmak istemiyor ki. Her tarafını Musilaj kaplamış. Enfekte olmuş bir parti. Siz istediğiniz kadar ahkâm kesin. AKP’ den kopup gelenlerin, CHP’li seçmenlerin oyları ile mebus olanların,  AKP’nin seçmen kitlesinden oy koparabileceklerini sanmak aptallıktan daha öte bir şeydir..

Bunlar, genel merkezdeki uzantılarının istifa etmek gibi onurlu bir duruş sergileyeceklerini umut etmek istiyoruz.

Üçü siyasal İslamcı gelenekten, bunlardan da ikisi AKP’den kopan partiler olduğundan, CHP’nin kanatları altında siyaset yapıp AKP’den büyük bir seçmen kitlesi koparmaları olanaksızdı.

Sonuçta, dün itibarıyla İYİ Parti yara aldı, altılı masa dağıldı, iktidarın eli çok güçlendi.

Anlayana. Nokta..

*****