Bizim Vergiler Nereye Mi Gidiyor?
Geçtiğimiz günlerde sosyal medya bomba bir görüntüyle sarsıldı. AKP genel merkezinde çalışan sıradan bir büro personeli, söz konusu görüntülerde son derece lüks bir aracın içinde hem de direksiyon başında kokain çekiyordu! Son derece şaşırtıcı ve rezalet bu görüntülerin şokunu atlatır atlatmaz aklıma hemen şu iki soru geldi:
1-) AKP genel merkezinde çalışan sıradan bir personel nasıl oluyordu da en az 400-500 bin TL değerinde lüks bir araca binebiliyordu? Yetmiyor bir de araçta kokain partisi veriyordu. Bu değirmenin suyu nereden geliyordu? Bizim vergilerden olmasın sakın?!
2-) Genel merkezde çalışan düz büro personeli bile böylesine parayı vurmuşsa, üst düzey bürokratlar nasıl bir para vurmuştur acaba?
Ülkede bağımsız yargı ve özgür basın mevcut olmadığı için bu rezaletin üstünün örtüleceğini düşünüyorduk. Ancak öyle olmadı. Daha beteri oldu…
Sosyal medya bu olayla çalkalanmaktayken çok geçmeden bu şahsın tutuklandığı haberi geldi. Sonrasında ne olsa beğenirsiniz? Beyefendi ''Görüntülerdeki madde uyuşturucu değil, pudra şekeriydi'' demiş ve serbest kalmış! Güler misin ağlar mısın? Türk yargısının içinde bulunduğu durumun ne kadar berbat olduğunu zaten biliyoruz ama durumun böylesine trajik komik bir hale gelmesi, artık sabır taşının çatlaması gereken noktadır bence.
Twitter Adalet Bakanlığı Devreye Giriyor
Türkiye Cumhuriyeti'nin son birkaç yıldır resmi olmayan yeni bir bakanlığı var. Bu bakanlık ülkede bitmek üzere olan adaletin işletilmesine yardımcı oluyor. Bilerek veya bilmeyerek de olsa çoğumuz bu bakanlığın çalışanıyız. Bu bakanlık tabii ki Twitter Adalet Bakanlığı. Bu bakanlıkta,ülkede verilen veya verilmeyen skandal yargı kararlarına anında tepki gösteriyoruz. Tepkiler 50-100 bine ulaştığında yetkililer hemen karar değiştirip doğru kararları alıveriyorlar. Ben de bu bakanlıkta çalışıyorum. Sizi de beklerim.
Her neyse Twitter'daki aşırı tepkilerin ardından şahıs tekrar tutuklandı. Şimdi mahkemenin bu şahsa ilk sorması gereken soru yukarıda sormuş olduğumuz gibi ''Bu değirmenin suyu nereden geliyor?'' olmalıdır. Vatandaşın çok afedersiniz eşşek yüküyle verdiği vergiler lüks arabalara ve uyuşturucuya mı harcanıyor? Öncelikle bunun hesabı verilmelidir.
Bu olay bize hem AKP içindeki çürümenin boyutlarını hem de yargımızın içler acısı durumunu bir kez daha gösterdi.
Son olarak dikkat çekmek istediğim bir nokta var. Olay ortaya çıktığından beri herkes pudra şekeri şakaları yapıyor. Sosyal medya bu şakalarla doldu taştı adeta. Gösterilen tepkinin %90'ı pudra şekeri şakası, %10'u da bu olaya gösterilmesi gereken gerçek tepkilerden oluşuyor. Aslında bu oranın tam tersi olması gerekirdi. Tamam bu şakalara ben de gülüyorum ama şakanın suyunu çıkarıp olayın özünü gündemden düşürmemek lazım.
''İndir Şu Arka Ayaklarını!''
Geçtiğimiz hafta Tekirdağ'ın Çerkezköy İlçesi Kaymakamı Atilla Selami Abban,koronavirüs kısıtlamalarını denetlemek üzere ilçe turuna çıkıyor ve bu esnada bir derneğe girerek kurallara uymayan birkaç vatandaş tespit ediyor. Daha sonra Kaymakam bu vatandaşların yanına gidiyor ve son derece yakışıksız, küçümseyici ifadeler kullanıyor. O esnada bacak bacak üstüne atan vatandaşa ''İndir şu arka ayaklarını!'' diyor. Bu nasıl bir üsluptur? Bir kamu görevlisi vatandaşla nasıl böyle kaba bir şekilde konuşabilir?
Demokrasilerde en üst makam vatandaşlık makamıdır. Cumhurbaşkanı dahil tüm kamu görevlileri vatandaşa hizmet etmek için oradadır. Kimse vatandaşa böyle saygısızca davranamaz.
Lebaleb Dolu AKP Kongresi
Koronavirüs salgınında 3. dalgaya giriyoruz. Vaka sayıları öylesine hızlı artıyor ki sanırım en yıkıcı dalga bu 3. dalga olacak. Koronavirüs ile mücadelede son ve en tehlikeli viraja girerken ülkeyi yönetenler hınca hınç salonlarda kongre yapıyor. Sosyal mesafe falan hak getire. Cahillik mi desem, şımarıklık mı desem, ne desem bilemedim. Zaten malumunuz fazla bir şey diyeni hemen içeri atıyorlar…
''İngiliz kadınları, Türk kadınlarından daha mı değersiz?''
Bu haftaki yazıda kullandığımız fotoğraf bugünlerde çok ayrı bir anlam ifade ediyor. Fotoğraf 1960'lı yıllarda İngiltere'de gerçekleşen bir kadın hakları eyleminden. Daire içerisinde gösterilen pankartta ''İngiliz kadınları, Türk kadınlarından daha mı değersiz?'' yazıyor.Türkiye'de cinsiyet ayrımcılığına karşı 1967 yılında kadın ve erkeğe eşit ücret yasası çıkmıştı ancak o yıllarda İngiltere'de böyle bir yasa yoktu. İngiltere'de eylem yapan kadınlar Türkiye'yi örnek göstererek, Türk kadınının sahip olduğu hakları isteyen pankartlar açıyordu. Düşünün, nereden nereye…
Türk kadını birçok Avrupa ülkesinden önce kadına seçme ve seçilme hakkı vermiştir. Mesela Atatürk döneminde, 1934 yılında kadınlara tüm seçimlerde seçme ve seçilme hakkı verilirken Fransız kadınlar bu hakka 10 yıl sonra ulaşabilmiştir.
Yakın geçmişte İngiliz ve Fransız kadınlarında olmayan haklara sahip Türk kadını için şimdiki durum nasıl peki? Her gün ayrı bir kadın cinayeti işlenirken, kadın cinayetleri günden güne katlanarak artarken hükümet kadın haklarını güvenceye alan İstanbul Sözleşmesi'ni İptal ediyor. Daha ne söylenebilir ki? Bir zamanlar hakları için ayaklanan Avrupalı kadınlar Türk kadınını örnek gösterirken, şimdi Türk kadını günden güne haklarını kaybediyor…
Milli Takım Dolu Dizgin
Bu hafta milli takımın muhteşem performansından bahsetmezsek olmaz. Hollanda'ya 4 atan ve bunun tesadüf olmadığını gösterircesine Norveç'i de 3 golle geçen milli takım, hem önümüzdeki Avrupa Kupası için hem de sonrasındaki Dünya Kupası için çok büyük umutlar vadediyor. Bu jenerasyon milli takımın bugüne kadar gördüğü en başarılı jenerasyon olabilir. Her mevkide hem genç hem de çok kaliteli oyunculara sahibiz. Özellikle defans hattımız çok sağlam. İki stoperimiz Ozan ve Çağlar Premier Lig'de oynuyor. Juventus'unstoper'i Merih'i saymıyorum bile. Milli takım tarihinde böylesine sağlam bir defans hattı daha önce görülmemiştir herhalde. Şu anki kadroya boşuna Türk duvarı demiyorlar.
Son dünya şampiyonu Fransa'nın olduğu guruptan lider çıkarak milli takım zaten gümbür gümbür geliyorum demişti. Bu gidişat aynen devam ediyor. Aman nazar değmesin.
Kitap Tavsiyesi: Türkiye Ekonomisi (Mahfi Eğilmez)
Haftanın Sözü:İki temel sorunu var insanlığın. Adaletsizlik ve anlamsızlık. Birine karşı hukuku bulduk, diğerine karşı sanatı. Ama insanlar hukuka ulaşamadı. Ve sanat insanlara. (FriedrichNietzsche)