İl Müftü Yardımcısı İsrafil İğde'nin yazısı...

Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerden doğrudan etkilenen 11 il var ancak dolaylı olarak depremin etkisi tüm Türkiye'de yaşanmaktadır. Gerek milletimizin her bir ferdinin gayretle içerisinde bulunduğu iyilik hareketleri, gerekse deprem bölgesindeki mağdur durumdaki depremzede kardeşlerimizin Türkiye'nin dört bir yanındaki tanıdık, dost ve akrabalarının yanlarına, yakınlarına göç etmesi göstermektedir ki, depremi hep birlikte yaşamaktayız. Sosyal medya hesaplarındakibenzer mesajlar/yorumlar bu yaşantıyı göstermektedir. Hatta insanın mal-mülk ile olan ilişkisini de anlamlandırmaktadır. Örneğin: 'Malın-mülkün sahibinin biz değil, Rabbimiz olduğunun bir kanıtıdır deprem.'
Yazılan binlerce mesaj, mülkün tek sahibinin Allah olduğunu ifade ediyordu. Biz bu mesajları okuduğumuzda insanımızın gaflet denilebilecek perdelerden kurtularak özüne döndüğünü ve fıtratındaki imanı küllerinden kurtardığını görüyoruz.

Gerçekten de insanlar olarak varlık aleminin misafirleriyiz. Konar-göçer hayat yaşıyoruz. Mülkün sahibi olan Allah çok merhametli, çok şefkatli ve çok lütufkar. Dünyada her şey var; havasından suyuna, ışığından ısısına, sebzesinden meyvesine, sütünden balına kadar her şey. Hepsi de bizlerin damak tadına uygun. Allah Teala'yiyiniz, içiniz, israf etmeyin' şifresiyle misafirlerine her şeye erişim iznini veriyor. Misafirin yapması gereken ise ev sahibini tanıması, bilmesi; ev sahibinin lütufkar ikramlarına karşı teşekkür etmesidir.

İnsan, Allah'ın yarattığı harika bir sanat eseridir. Allah, insanın görevlerini Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed (s.a.v.)'in sünneti aracılığı ile öğretmektedir. Ayrıca Allah'ın mübarek kıldığı önemli zaman dilimleri ve mekanları ile de insana hatırlatmalar yapılmaktadır.

Rahmet ve mağfiret iklimi üç aylar bu zaman dilimlerinden biridir. Regaib gecesi; işimizin, niyetimizin, yönümüzün, tarafımızın, ibadetimizin, rağbetimizin sadece Allah'a olması gerektiğini bize hatırlatır. Miraç gecesi, dünyada rağbeti Allah olanın, Allah'ın hususi misafiri olacağını hatırlatır ve rağbeti, arzusu derecesinde huzuruna davet eder. Şaban ayının 15. gecesi olan Berat gecesi ise Miraç hadisesinde olduğu gibi Allah'ın özel davetinin ulaştığı Müslümanların, Allah'ın affı ve bağışlaması ile günahlarından kurtulacağını hatırlatır.

Günahlardan kurtulmanın yolu tövbe etmektir. Tövbe kelimesi 'geri dönmek, rücû etmek, dönüş yapmak' anlamındadır. İnsan hata eden bir varlıktır. Hatadan pişmanlık duymak, hatayı yapmaktan vazgeçmek ve hatayı tekrar yapmamaya kesin karar vermek tövbe ve istiğfarın şartlarındandır.Kişi, Allah'ın rızasının olmadığı bir davranışı yaptığı zaman itaatsiz davranışı nedeniyle günah işlemiş olur ya da işini sağlam, düzgün ve doğru yapmadığı zaman insanlara da zararı dokunduğundan dolayı günah işlemiş olur. Günahlar çoğaldıkça insanın Allah'a olan imanında hasarlar oluşur, Allah'a olan görevinden uzaklaşır.

Örneğin, Allah'ın dinini kabul etmeyen, inkar eden insan Allah'ın rızasına, hükmüne uygun davranmamıştır. İnsan bu tutumundan vazgeçip Allah'ın dinine girdiğinde tövbe etmiş olur. Namaz kılmayan, oruç tutmayan bir Müslüman bu davranışından geri dönüp namaz kılmaya, oruç tutmaya başlarsa tövbe etmiş olur. Namaz kıldığı halde insanların kalbini kıran, kamu malına zarar veren, tamir, bakım, inşaat gibi yaptığı işi iyi, doğru ve sağlam yapmayan,az ya da çok zararlara yol açan insan bu kötü davranışlarından vazgeçip işlerini dînî ve ahlakî kurallara uygun olarak yaparsa tövbe etmiş olur. Bunun sonucunca Allah'tan affını ister.

Allah Teala tövbe istiğfar yapılmasını da kullarından istemektedir. Hz. Peygamberimiz'in şahsında her insanın tövbe ve istiğfar talebinde bulunmasını istemiştir:'Bil ki Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. Hem kendinin, hem de inanmış erkek ve kadınların günahlarının bağışlanmasını dile!'(Muhammed 47/19). Günahlardan korunmuş olan Hz Peygamber efendimiz her gün istiğfar etmekteydi. Allah Teala; Hz. Âdem, Hz. İbrahim, Hz. Mûsa, Hz Muhammed ve diğer peygamberlerin Kur'an-ı Kerîm'de birçok ayette tövbe ettiklerini, mağfiret talebinde bulunduklarını haber vermektedir (Bakara 2/37, 128; A'raf 7/143).

Tövbe ve istiğfarı yapmak için belirli bir vakit beklenmez, her zaman tövbe ve istiğfar yapılabilir.Tövbe ve istiğfar, Berat gecesi gibi feyzi, bereketi daha fazla olan önemli zaman dilimlerinde yapılırsa çok daha fazla kabule şayan olur.
Berat,Arapça berae/beraetkelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Beraet, Müslümanın günah yükünden kurtulmasını ifade eder. Hz. Muhammed (s.a.v.)'in, bu gecenin önemi ile ilgili bir hadisini paylaşarak yazımızı dua ile bitirelim. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: 'Şaban'ın ortasındaki gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, 'Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle!' der' buyurmuştur (İbnMace, 'İḳametü'ṣ-ṣalat', 191).

Rabbimiz bizleri, günah yükünden kurtularak beratını alan kullarından eylesin. Rabbimiz, 6 Mart 2023 Pazartesi günü idrak edeceğimiz Berat gecesini, depremzede kardeşlerimize ve bizlere rahmet kapılarının açılması için vesile kılsın…