Şirketlerin karlılığını törpüleyen yüksek kredi faizleri, yatırıma ayrılan sermayeyi de gün geçtikçe eritiyor. İhracatçılara uygun maliyetli reeskont kredi imkanı sunulsa da, ihracatçı vasfı taşımayan başta KOBİ’ler olmak üzere çoğu şirket, elindeki kazancını yatırım yerine kredi borcuna harcıyor. Kazancı azalan işletmelerin bu durumu devlete ödenen vergilerin de azalmasını beraberinde getiriyor…
Yüksek faize direnmeye çalışan işletmeler ise, kapanma veya el değiştirme riskiyle karşı karşıya…
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin verilerine göre, 2024’te bir önceki yıla kıyasla, kurulan şirket sayısı yüzde 10,2, kurulan kooperatif sayısı ise yüzde 16,5 oranında azaldı. Yine, aynı dönemde kapanan şirket sayısı yüzde 21,4, kapanan kooperatifler de yüzde 12,2 yükseliş kaydetti…
YÜKSEK FAZİLER ÜRETİMİ DURDURUYOR
İş dünyası temsilcileri, yüksek faiz ve krediye erişim sıkıntısı nedeniyle üretimin durma noktasına geldiğini açıkladı. Sanayiciler, tüccarlar ve ihracatçılar kredi faizlerinin acilen düşürülmesini talep ediyor. Özellikle Anadolu'daki KOBİ'ler için finansmana erişim hayati önem taşıyor…
Üretim maliyetlerindeki artış, kur ve finansmana erişimdeki zorluklar ile yüksek faiz oranlarının üretim üzerindeki baskısını vurgulayan sektör temsilcilerinin, "Uygun şartlarda finansmana erişim olmadan reel sektörün çarkları dönemez" ifadesi öne çıktı…
“YÜKSEK FAIZ ORANLARI, KUR ARTIŞLARI
SANAYICININ BELINI BÜKTÜ”
Yüksek faiz ve kur dalgalanmalarından Organize Sanayi Odası Başkanı Nadir Küpeli, Ticaret Odası Başkanı Metin Güler ile Türkiye Terziler, Konfeksiyoncular ve Giyim Sanatkarları Federasyonu ve Eskişehir Seyyar Tuhafiyeciler Odası Başkanı Ali Safa Şen’de yakındı…
İSO tarafından her yıl açıklanan “Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2024” araştırma sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Açıklanan listeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli, bu yıl da listede yer alan Eskişehirli sanayi kuruluşlarını kutlayarak, sanayicilerin içinde bulunduğu zorlu koşullara dikkat çekti…
Başkan Küpeli, sanayicilerin artık kazançlarının büyük bölümünü değil, neredeyse tamamını finansman giderlerine ayırmak zorunda kaldığını söyledi. Sanayicilerin yıllardır katma değer üretmek için çaba sarf ettiğini, ancak finansal yüklerin giderek artan bir şekilde bu çabanın önüne geçtiğini dile getiren Başkan Küpeli, “Özellikle 2024 verileri gösteriyor ki, artık kazancın yarısı finansmana gidiyor demek bile yetersiz. Sanayiciler bugün ürettiklerinden elde ettikleri gelirin neredeyse tamamını finansman giderlerini karşılamak için kullanmak zorunda kalıyor. Bu sürdürülebilir bir yapı değil” dedi. Yüksek faiz oranları, kur dalgalanmaları ve krediye erişimde yaşanan zorlukların sanayicinin belini büktüğünü ifade eden Küpeli, finansmana erişimin bu derece zorlaştığı bir ortamda üretimin devamlılığını sağlamanın çok daha zor hale geldiğini söyledi.
"ÜRETIM OLMADAN BÜYÜME MÜMKÜN DEĞIL"
Türkiye’nin büyümesi, kalkınması ve küresel rekabette güçlü bir pozisyon elde etmesi için sanayi üretiminin temel önemde olduğunu hatırlatan Küpeli, “Üretimin olmadığı yerde gerçek anlamda kalkınmadan söz edemeyiz. Bu nedenle sanayicinin üretimden kopmaması, yatırım iştahını kaybetmemesi için desteklenmesi şart. Aksi takdirde ülke ekonomisinin bel kemiğini oluşturan sanayi sektörü zayıflar ve bu durum tüm ekonomiye olumsuz yansır” diyerek sözlerini tamamladı.
KÂRLILIKTA SON 10 YILIN EN DÜŞÜK SEVIYESI
2024 yılına ilişkin kârlılık oranlarını da değerlendiren Başkan Küpeli, “İSO 500 verilerine göre faaliyet kârlılığı 2014-2023 döneminde ortalama yüzde 10,4 seviyesindeyken, bu oran 2024 yılında yüzde 6,2’ye gerilemiş durumda. Satış karlılığı ise son 10 yılda ortalama yüzde 7,1 düzeyindeyken, bu yıl yüzde 2,6’ya düşmüş. Bu veriler, sanayicimizin karşı karşıya olduğu zorlukları net bir şekilde ortaya koyuyor” dedi…
“BEYAZ EŞYA VE MOBILYA
SEKTÖRÜ YAVAŞLADI”
Ticaret Odası’nın mayıs ayı olağan meclis toplantısında değerlendirmede bulunan ETO Başkanı Metin Güler, işletmelerin yüksek faiz oranları sebebiyle finansmana ulaşmakta zorluk yaşadığını belirterek, Eskişehir’de beyaz eşya ve mobilya sektörünün yavaşladığını dile getirdi…
ETO Başkanı Metin Güler, ETO olarak en çok dile getirdikleri taleplerden birinin de tüccarın finansman sorunu olduğunu belirterek, işletmelerin kâr oranlarının azalmaya devam ettiğini belirtti…
Destek paketinin bir nebze de olsa tüccar ve sanayiciye nefes aldırmasını umut ettiklerini belirten Güler, ancak çözümün sürdürülebilir ve öngörülebilir bir ekonomi olduğunu ifade etti. Firmaların işletme giderlerinin enflasyon ve maliyetler nedeniyle çok arttığını ancak buna karşın karlılıkların azaldığını belirten ETO Başkanı Metin Güler, İSO tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye’de ilk beşyüzde yer alan firmaların, 2014-2023 dönemindeki faaliyet karlılığı %10.4 iken, bu rakamın 2024 yılında % 6.2’ye düştüğünü söyledi…
SIKI PARA POLITIKASI GEVŞERSE
ÜRETIM DE TÜKETIM DE ARTAR
Önümüzdeki aylarda sıkı para politikasında sınırlı da olsa bir gevşeme beklediğini belirten Güler, mevcut faiz şartların hem üretimi hem de tüketimi olumsuz etkilediğini ve bunun sürdürülebilirlikten uzak olduğunu ifade etti. Eskişehir’de mobilya ve beyaz eşya başta olmak üzere perakende sektöründe işlerin yavaşladığını belirten Güler, piyasaları canlandıracak adımlar atılmasını beklediklerini dile getirdi.
“TEKSTIL FIRMALARI KONKORDATO ILAN EDIYOR”
Ekonomik sıkıntılardan kaynaklı vatandaşların tekstil alışverişlerini azalttığını söyleyen Türkiye Terziler, Konfeksiyoncular ve Giyim Sanatkârları Federasyonu ve Eskişehir Tuhafiyeciler Esnaf Odası Başkanı Ali Sefa Şen, “Halkımız giysilerini gardıroplarından kullanıyor. Alışverişlerini kısıtladılar. Çünkü gelirleri de ona göre. Dolayısıyla istenmeyen noktaya gelmiş durumda tekstil sektörü” dedi.
Giderlerin artması ve vatandaşların tekstil alışverişini azaltması nedeniyle birçok tekstil firmasının iflas ettiğini söyleyen Şen, bir kısmının da atölyelerini ya da fabrikalarını yurt dışına taşımak zorunda kaldığını ifade etti. Vatandaşların da gelirinin azalması sebebiyle tekstil alışverişi yapmak yerine dolaplarındaki mevcut giysilerini kullandığına dikkat çeken Şen, bunun da tekstil sektörünün her geçen gün iflasın eşiğine sürüklediğini belirtti…
“FABRIKALARINI YURT DIŞINA
TAŞIMAK ZORUNDA KALIYOR”
Ali Safa Şen, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Ülkemizin çok ciddi manada ihracat kalemlerinden bir tanesi tekstil. Maalesef ülkemizdeki ekonomik kriz, dünyadaki ekonomik kriz bu sektörümüzü çok ciddi manada etkiledi. Döviz kurlarında istenen yükselişin olmaması veya ihracatın beklediği yükselişin olmaması, bunun yanında tekstil girdilerinin çok fazla yükselmesi, asgari ücretin yükselmesi, elektrik, kira gibi giderlerin artmasından dolayı maalesef tekstil iş kolları ya kapatmak, konkordato ilan etmek zorunda kalıyor veya fabrikalarını yurt dışına taşımak zorunda kalıyor.”
* * *
Türkiye ekonomisinde temel gündemin enflasyon olmaya devam ediyor…
Türkiye’nin dünya ile rekabetini korumak için ihracatçılara verdiği destek bütçesi elverdiği ölçüde daha da artırılması gerekir…
Dikkat edilmesi gereken bir hususun da dövizde uygulanan yüksek faiz politikası…
Sanayiciler, tüccarlar, tekstil üreticileri, yabancıların bu politika nedeni ile dövizden TL’ye dönerek yüzde 4 mertebesinde faiz alabildiklerini, yurt dışından para gelmesi adına bu teşvik edilen politikadan vazgeçilmesini talep ediyor…
Çünkü bu faiz nedeni ile bütçe açığımızın daha da artacağından endişe duyuyorlar… Denk bütçe olması durumunda sanayicilerin daha düşük maliyetle krediye erişebilme imkanı olacağı yorumunu yapıyorlar…
Ekonominin yükünü sırtlayan reel sektörün desteklenmesi, üretim ve yatırım ikliminin korunması ve geliştirilmesi açısından çok kıymetli…
Siyasetin gölgesinde kalan ya da daha doğru bir ifadeyle siyasetin gölgesinde kalması için yoğun çaba gösterilen ekonomik sorunlar öylesine dallandı budaklandı ki bu sorunların üstesinden gelmek, çok istense bile öyle kolay kolay mümkün olmayacak…
* * *
AFFIN ERDEMI
Bir gün trenle seyahat eden birisi tesadüfen son derece huzursuz olan genç bir adamın yanına oturmuş. Bir sure sonra, genç adam uzak bir hapishaneden henüz çıkmış bir mahkûm olduğunu açıklamış. Mahkûmiyeti ailesine o kadar utanç vermiş ki, ne ziyaretine gelmişler ne de bir mektup yollamışlar. Ama fakir oldukları için seyahat edemediklerini , cahil oldukları için mektup yazamadıklarını umuyor ; her şeye rağmen kendisini affetmiş olmalarını hayal ediyormuş…
Ailesinin işini kolaylaştırmak için, kendilerine mektup yazıp tren kasabanın eteklerindeki çiftliklerinden geçerken bir işaret koymalarını söylemiş. Ailesi kendisini affetmişse, raylara yakın bir elma ağacına beyaz bir kurdele bağlayacaklarmış. Eğer kendisinin geri dönmesini istemiyorlarsa, hiç bir şey yapmayacaklar, o da trende kalıp batıya gidecek, belki de bir serseri olacakmış…
Tren, kasabasına yaklaşırken heyecanı o kadar artmış ki, pencereden dışarı bakmaya cesaret edemiyormuş. Kompartıman arkadaşı kendisiyle yer değiştirip onun yerine elma ağacına bakacağını söylemiş…
Bir dakika sonra elini genç mahkûmun koluna koymuş…
“Şuraya bak?” demiş. Göz pınarlarında biriken yaşlarla gözleri parlıyormuş. Her şey yolunda, bütün ağaç bembeyaz kartelalarla bezenmiş…
O anda bir ömrü zehirleyen tüm acılar adeta, birden dağılmış, kaybolmuş…
* * *
"Affetmezseniz sevemezsiniz.
Sevgisiz hayat ise anlamsızdır"
* * *
FOTOLAR: 1- NADİR KÜPELİ-METİN GÜLER-ALİ SAFA ŞEN
* * *