Odunpazarı’nda yeşil alan miktarı sürekli büyüyor.

Yapılan parklar vatandaşa nefes veriyor.

Dahası;

Çoğu park, tematik tasarlandıklarından dolayı topluma bir de mesaj veriyor.

Cumhuriyet Parkı örneğin.

Basın Parkı.

Çevre Parkı.

Uğur Mumcu Parkı.

Öğretmenler Parkı.

Veyahut Öğretmenlere Saygı Parkı gibi…

Bunlardan birisi daha geçtiğimiz günlerde açıldı.

Çankaya’da yapımı tamamlanan park bu kez LÖSEV ile ortaklaşa yapıldı.

LÖSEV’i anlatmamıza gerek.

Lösemili çocuklarımız için gece gündüz demeden koşturan bir vakıf.

Bu illete yakalanan çocuklarımızın tedavilerini olup, sağlıklı geleceğe adım atmaları için durmadan çalışıyorlar.

Maalesef ki, lösemi tedavisi masraf gerektiren bir iş.

Yani bağışlarla, hayırseverlerin fedakârlıkları ile yapılıyor onca iş.

Odunpazarı Belediyesi’nin LÖSEV ile ortak bir tematik park oluşturmasının önemi de işte burada ortaya çıkıyor.

Parkın açılışında şunu söylüyor Başkan Kazım Kurt;

“LÖSEV’den bu teklif geldiğinde hemen kabul ettik”

Kurt’ta biliyor ki, böylesine bir parkın bu mücadeleye vereceği farkındalık desteği asla yadsınamayacak kadar değerli olacak.

Bu nedenle Kazım Kurt’un bir başka sözüne kulak verilim…

Diyor ki;

“Ramazan ayı geldi çattı, hayırlarımız için önce LÖSEV’i görelim.

Fitrelerimizi, zekâtlarımızı hiç bilmediğimiz tarikatlara, cemaatlere vereceğimize LÖSEV’e bağışlayalım. Çünkü LÖSEV’e giden en küçük bağış direk insana dokunuyor”

Kısacası…

Odunpazarı Belediyesi hem yeşile katkısı, hem de verdiği mesajla yine çok doğru ve yerinde bir park çalışması yaptı.

Biliyoruz ki Eskişehirliler de gerekeni yapacaktır.

Kurt’a kulak verip, bağışlarını, hayırlarını en doğru bir şekilde kullanacaktır…

***************

BU SEÇİMİN EN BÜYÜK VAADİ HALK ET’TİR!

Gündemde seçim var.

Siyasi gözlemlerimizi aklımızın erdiğince sizlere anlatmaya gayret ediyoruz.

Politik dünyada ne olup bitiyor, sizler için takip etmeye çalışıyoruz.

Ancak!

Bir de dışarıdaki esas gündem var!

Halkın asıl gündemi.

Herhalde ne olduğunu söylememe bile gerek yok!

Artık bıçağın kemiğe dayandığı geçim sıkıntısı elbette…

Hatırlayın!

Krizin patlak vermeye başladığı günlerde hükümet bir çare üretmişti.

“Tanzim satışları” başlatıldı.

Sonrasında onlar da terk edildi.

Başta emekliler olmak üzere dar ve sabit gelirliler tamamen kaderine terk edildi.

Resmen “Başınızın çaresine bakın” denildi.

İşte bu yüzden, görmeye dahası görüp alışmaya başladığımız görüntüler içimizi yakar hale geldi.

Ülkenin dört bir yanı “Et kuyrukları” ile dolup taşar oldu...

10 Bin lirayla geçinmeye mahkûm edilen emekli durumu ortada…

O kuyruğa gece yarısı dondurucu soğukta girmese, evine et giremeyecek!

Aldığı eti de büyük ihtimal üç-beş parçaya bölüp ay boyunca küçük parçalar halinde yiyecek!

Nereden baksanız elinizde kalan içler acısı bir durum.

+++

Hadi tekrar siyasete dönelim.

Biliyorsunuz vaatler havada uçuşuyor.

Ederi on belki yüz milyarlarca lirayı aşan projeler ortalığa saçılmış durumda.

Gelin görün ki, toplumun büyük çoğunluğu oralı bile değil!

Çünkü vatandaş et kuyruğunda et!

Bize göre bu seçimin en önemli vaadi onlarca milyarlık projeler değil, “Halk Et” projesidir.

Halka ucuz, belki maliyetinde belki maliyetinin bile altında et bulup getirmektir.

Fasulye, nohut, mercimek, bakliyat getirmektir.

Bugün için bir başka söze de gerek yoktur!

***************