Kırmızı et fiyatlarında yaşanan artışın dengelenmesi için sene başında devreye sokulan ithalat formülünün 10 aylık bilançosu ortaya çıktı...
Kırmızı et fiyatlarını dengelemek için seçilen ithalat formülüne rağmen karkas et fiyatlarında sene başından bu yana yüzde 90'lık artış yaşandı.
Dünyada ise sığır eti fiyatlarındaki artış yüzde 10'u bile bulmadı…
ET FİYATI YÜZDE 85 ARTTI
Ulusal Kırmızı Et Konseyi'nin (UKON) verilerine göre; karkas etin kg fiyatı (son güncelleme 27 Kasım'da yapıldı) bölgelere değişiyor. 555 ile 573 TL'yi buldu. Karkas etin yüzde 60'ından kemiksiz et elde ediliyor.
Buna göre et fiyatının kilogramı ortalama 570 TL seviyesinde görünüyor. Ocak ayında 386 TL olan karkas etin kg fiyatı böylece 10 ayda yüzde 78'in üzerinde arttı…
* * *
Eskişehir’de Ekim ayının sonlarında 1 kilo kıymanın fiyatı 450 TL idi. Kasım ayının ilk haftasında 520 TL’ye yükseldi. Aralık ayının başında ise 600 TL’nin üzerine çıktı…
Dün kasabın önünden geçerken et fiyatlarına baktım kıyma 700 TL’ye tırmanmış. Kuşbaşı 800 TL. Diğerlerine de göz gezdirdim bin TL ile bin 200 TL arasında değişiyor…
Asgari ücretli, emekli işçi-memur 700 TL verip bir kilo kıymayı nasıl alacak?
İyi hatırlarım henüz 14-15 yaşlarındayken babam ayda bir kol dana eti ile 15 günde bir kilo kıyma alırdı…
Bugün bırakın ayda bir kiloyu, 3-4 ayda yarım kilo kıymanın zor girdiği evler var…
Çünkü et’e ulaşım güçleşti, hatta nerede ise imkansız hale geldi…
Birçok dar gelirlinin evine kurban bayramında et giriyor…
Birçok insan etin tadını unuttu…
Çalışan işçi, memur ise ayda 250 gram alıp çoluk çocuğuna yedirmeye çalışıyor…
Artık hayvan beslemenin maliyeti de her geçen yıl yem ve ilaç fiyatlarının nerede ise yüzde yüzü bulmasıyla arttığı için besiciler elindeki hayvanlarını ya kestiriyor ya da satıyor…
İthalata rağmen yaşayan canlı hayvan sayısı giderek düştüğünden önümüzdeki günlerde yeni bir zam daha gelebileceği söyleniyor…
Bu zammın da ortalama yüzde 20-25 civarında olacağı öngörülüyor…
* * *
Eskişehir İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Gazi Küçükarslan, Türkiye’de yaşanan hayvan sıkıntısına dikkat çekerek ülkede hayvan kalmadığını, vatandaşın artık eskisi gibi ete, süte ulaşamayacağını kara borsaya düşeceğine dikkat çekti.
“YURT IÇINDE HAYVAN KALMADI”
Et ve süte yönelik senelerdir bir kriz yaşandığını ifade eden Küçükarslan, bu krizin önümüzdeki süreçte daha da derinleşeceğini dile getirdi.
“Hayvan yok, hayvan olmayınca et de yok. Olan et de pahalı. Vatandaş yakında ete de süte de ulaşamayacak, kara borsaya düşecek. O da elimizde hayvan kalırsa. Et ve sütte yıllardır kriz var. Bu kriz daha da derinleşecek. Bu süreçte yurt içinde hayvan olmadığı için yurt dışından hayvan getirmek mantıklı bir hareket.
Denize düştük, yılana sarılıyoruz. Ben yurt dışından hayvan getirmeye karşıyım ama mecbursun çünkü yurt içinde hayvan yok. Hayvanı olan zamlı fiyattan satmak için elindeki hayvanı satmıyor. Artık ülkeye devamlı ithal et gelecek” diyen Küçükarslan, kağıt üzerinde hayvan gözükmesine rağmen o hayvanların olmadığına da dikkat çekti.
* * *
3 yıl önce Seyitgazi İlçesinin Ayvalı Mahallesinde 750 metre kare hobi bahçesi aldım.
400 metrekarelik alanına sebze ekiyorum…
Bu nedenle haftanın 4 günü Ayvalı’ya gidip geliyorum…
Her ne kadar mahalle olarak geçse de eski adıyla köydeki insanlarla haşır neşir olduk.
Ara sıra köy kahvesine gidiyor besicilerle sohbet ediyorum…
5 yıl öncesine göre köyde büyük ve küçükbaş hayvan sayısında yüzde 75 oranında düşüş olduğunu söylüyorlar…
Süt alacağım bulmakta zorluk yaşıyorum…
Yumurta alacağım tavuk beslemekten vaz geçmişler…
Yem parasına yetişemediklerinden yakınıyorlar…
Nüfusu İstanbul kadar olan Hollanda’dan süt ürünleri ve damızlık büyükbaş hayvan, ABD, Avustralya, Bulgaristan, Estonya, Hırvatistan, Macaristan, Ukrayna, Yunanistan’dan ise koyun ithal ediyoruz…
Ülkeyi yönetenler şapkalarını önüne koyarak, “İstanbul büyüklüğündeki Hollanda bu işi nasıl beceriyor?” diye kafa yormuyorlar…
Veya buldukları çare yetersiz kalıyor…
* * *
Geçmişte hem büyük ve küçükbaş hayvan sayısı ülkemizin et ihtiyacını karşılayabilmekte idi…
Bugün yem fiyatlarının ciddi oranda artması, verilen desteklerin yetersiz kalması nedeniyle besiciler ellerindeki büyük ve küçükbaş hayvanlarını kestirmek zorunda kaldılar…
Bu gidişat devam ederse ülkemiz et ihtiyacının yüzde 80 hatta 90’ını ithal ederek karşılamak zorunda kalabilir...
* * *

ÖZGÜRLÜK DEDIĞIN
Özgürlük nedir senin için?
Bir çocuğa sorsanız annesinin elini bıraktığında, bir öğrenci için çalan paydos zilinde, işçinin biten bir mesaisinde, iş yeri sahibi için belki çekini ödediğinde, evli bir kadın-adam için tek başına yaptığı bir şeyde, bir anne için çocuğunun uyuduğu anda, belki içtiğin bir yudum kahvede belki bir nargile ya da sigaranın dumanında yaşanır özgürlük dediğin…
Özgürlük dediğin, bedende görünse de ruhta yaşanandır oysaki…
Özgürlük dediğin, ayağındaki korku, öfke, endişe prangalarını bir bir çıkardığında sana kalan saf ve temiz duygulardadır.
Özgürlük dediğin, Yaptığının, söylediğinin arkasında durmak, kim ne der demeden yaşayabilmek, ruhunun derinliklerinde yüzmek, ruhunla kanat çırpmak göklere uçabilmektir.

Cesaretin varsa, inanıyorsan kendine derin bir nefes al, gözlerini kapat;

”BEN ŞİMDİ VE DAİMA ÖZGÜRÜM” de ve yaşamaya başla özgürce…
(alıntı)