Üniversite Evlerinin karşısındaki Kalabak Caminin önünden başlayan Seyitgazi karayolu Asri Mezarlığına giderken sol taraftaki mezar yapımcılarının bulunduğu bölgeye kadar büyük tehlike oluşturuyor…

Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığının önünden geçen Seyitgazi karayolu, Kalabak Caminin önünden geçen Zümrüt Caddesinden itibaren hem daralıyor hem de keskin viraj yolun çift yönlü olması nedeniyle kazalara davetiye çıkarıyor…

Ayrıca Kalabak Su Deposunu geçer geçmez Ihlamurkent ve Vadişehir geçişi kavşağı da yolun daralması kazalara davetiye çıkarıyor…

* * *

Bu yolun bakımı onarımı kime ait?

Bu yol her ne kadar şehir içerisinde olduğu için Büyükşehir Belediyesine ait olarak düşünülse de aslında öyle değil…

Şehir içerisinde kalmış gibi gözüken bu yolun sahibi ve sorumlusu eski adıyla Bayındırlık Bakanlığı yeni adıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı Karayolları Genel Müdürlüğüdür…

25/6/2010 tarihinde değişiklik yapılan Karayolları Genel Müdürlüğünün 6001 kanun numarasıyla yayınlan görev ve yetkileri kanunun 1. Maddesinin birinci bendinde şöyle yazıyor:

MADDE 1- (1. Bent) Karayolları Genel Müdürlüğü, Türkiye'de şehir içi yollar hariç tüm karayollarından sorumlu olan kurumdur…

Karayolları Genel Müdürlüğü Kanunun 19. Maddesinin (1) bendi ise şöyle:

Genel Müdürlük; otoyol, Devlet ve il yolları ağına giren karayolu güzergâhlarına ve bunların değişikliklerine ilişkin planlarını hazırlayarak, belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan yerlerde imar planlarına işlenmesini belediye veya ilgili kurum ve kuruluşlardan talep eder.

2. Maddesinin B, C, H bendi şöyle:

B) Bütün yol ağlarının inşası, onarımı, bakımı ve diğer hususlar hakkında teknik esaslarla vasıf ve şartları tespit etmek,

C) Yolların kullanılmasına, teknik emniyet ve korunmasına ait esas ve kaideleri tespit

etmek, yürütmek ve uygun göreceği yol işaretlerini tesis etmek,

H) Genel Müdürlüğün görevleri içinde bulunan işlerin, yapılması; trafik akımının emniyetle ve kolaylıkla sağlanması.

Bu yol Karayolları Genel Müdürlüğüne ait ise ilgili kurum biran evvel gereğini yapmalı…

* * *

Kalabak Cami ve Büyükşehir Belediyesi Kalabak Su Deposunun önünden geçen cadde imar planlarında Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda…

Bu caddenin genişletilmesi ve duble yol yapılması için Kalabak Cami Derneği Başkanı Himmet Yanık, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ile birlikte Karayolları Genel Müdürü ile makamında görüştü…

O görüşmede Üniversite Evleri’nden camiye namaz kılmaya gelenlerin karşıya geçişlerinde trafik lambasının bulunmaması nedeniyle ölümlü veya yaralanmalı kazalara maruz kaldıklarından trafik lambası konulmasını talep etmişti…

O lamba konuldu…

Himmet Yanık, Karayolları Genel Müdürü ile yaptığı görüşmede caminin önünden geçen karayolunun da genişletilmesini gündeme getirdi…

Karayolları Genel Müdürlüğü yaptırdığı inceleme sonucu, karayolunun genişletilmesi ve duble yol haline dönüştürülmesi için engel olan ESKİ Genel Müdürlüğünün Kalabak Deposunun bulunduğu mülkiyeti Büyükşehir Belediyesine ait olan araziden bir miktarını Karayolları Genel Müdürlüğüne terk etmesi gerektiğini iletmiş…

* * *

İddia doğru ise Büyükşehir Belediyesi ESKİ Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğünün bu talebini kabul etmemiş…

Bu nedenle zaman zaman trafik kazalarının yaşandığı caddenin genişletilmesi de mümkün olmamış...

Bu konuda Vali Hüseyin Aksoy Karayolları Genel Müdürü ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce arasında arabulucuk yaparsa bu sorunun çözülme olanağı mümkün olabilir...

Bu yol aynı zamanda Eskişehir’in Ege ve Akdeniz’e açılan kapısı durumundadır…

Eskişehir’den bu karayolunu kullanarak transit geçenler, şehir merkezini göremediklerinden “Avrupa şehri Eskişehir bu mu?” diye kendi kendilerine soruyorlar…

* * *

Bu karayolunu aynı zamanda Kalabak Deposu’ndan dolum yaparak çıkan sakalar da kullandığı için tek şeritli ve dar olması nedeniyle zaman zaman trafik kazaları meydana gelebiliyor...

Geçtiğimiz şubat ayında Eskişehir Teknik Üniversitesi bir öğretim üyesinin kullandığı otomobil su kamyonu ile çarpıştı. Öğretim üyesi ile araçta bulunan kızı hayatını kaybetmişti…

Daha fazla canların yanmaması için bu karayolunun en kısa sürede mutlaka bölünmüş yol olması gerekiyor…

* * *

ÖPÜCÜK DOLU KUTU

Bir baba 3 yaşındaki kızını bir rulo altın yaldızlı ambalaj kağıdını boşa harcadığı için cezalandırdı. Ona göre, parası kısıtlıydı ve çocuğunun böyle lüzumsuz süsleme çalışması yaptığını görünce de çileden çıktı.

Yine de küçük kız ertesi sabah babasına hediyeyi getirdi ve “Bu senin için babacığım.” dedi.

Adam daha önce verdiği aşırı tepkiden utanmıştı ama kutunun boş olduğunu görünce öfkesi devam etti. Ona bağırdı; “Birine hediye verirken içinde bir şeyler olması gerektiğini bilmiyor musun?”

Küçük kız gözyaşları içinde ona baktı;

“Baba, bu kutu boş değil. Kutuya öpücüklerimi bıraktım. Hepsi senin için.”

Baba ezildi. Kollarını küçük kızına doladı ve ondan af diledi.

Kısa bir süre sonra, kızı bir kaza sonunda vefat etti.

Babası altın yaldızlı o kutuyu yıllarca yatağının yanında tuttu ve cesareti kırıldığında, hayali bir öpücük alır ve onu oraya koyan çocuğun sevgisini hatırlardı.

* * *

Hikâyeden çıkarılacak ders:

“Sevgi dünyadaki en değerli hediyedir…”

* * *