Sen özlemsin, sen gerçek bir hürriyet
Korunacak malımsın Cumhuriyet!
Yaşama sevincim haklı bir niyet
Öğünecek şanımsın Cumhuriyet!
Seninle var bu dağlar bu taşlar
Sana verildi nice canlar başlar
Kurulasın diye döküldü yaşlar
Yaşayacak adımsın Cumhuriyet!
Hasretle susamıştık hürriyete
Öldüysek kavuştuk Cumhuriyete!
29 Ekim Cumhuriyet Bayramında bu satırların yazarı olarak Eskişehir Yenigün Gazetesinde çıkan dünkü yazımızla siz kıymetli okuyuculara merhaba dedik.
Cumhuriyet Bayramına denk gelen ilk yazımız anlamlı bir tevafuk oldu benim için.
Bundan böyle Allah ömür verdiği sürece bu köşeden başta Eskişehirimiz olmak üzere ülkemizin gündemi üzerine gönlümüzdeki düşünceleri kalemimize mürekkep yaparak sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
Evet dün Milli Bayramlarımızın en anlamlısı Cumhuriyet Bayramımızı millet olarak büyük bir coşku ve heyecan ile kutladık.
Cumhuriyet ilan edilmeden ülkemizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vermiş olduğu emsalsiz mücadele Cumhuriyetin ilanıyla taçlanmıştır.
Şöyle ki;Zaman tünelinde Cumhuriyet fikrinin artık gönlünde mayalandığı Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum Kongresi sonrasında 22 Aralık 1919 günü Hacı Bektaş Dergahını ziyaret eder. Zira Hacı Bektaş'ta Bektaşilerin bağlı bulundukları Çelebi Cemalettin Efendi ile Hacı Bektaş Dede Postu Vekili Niyazi Salih Baba bulunmaktadır.
Atatürk, Hacıbektaş'a üç kişi ile gelir ve burada 52 kişiden oluşan bir heyet ile toplantı yapar. Bu 52 kişinin 25'i Hacıbektaş'tan, 27'si ise; Amasya, Sivas, Tokat, Tunceli, Muş, Elazığ, Ege ve Arnavutluk'tan gelir.
Mustafa Kemal burada, Cemalettin Çelebi ile görüşerek Kuvva-yı Milliye'ye taraftar olduğuna dair kendisinden kesin söz alır. Böylece buraya gelmedeki maksat artık hasıl olmuştur.
Mustafa Kemal'in vaziyet ve girişilen milli mücadele hakkındaki açıklamaları Çelebi Hazretlerinin dikkatini celp eder. Hatta Çelebi, daha da ileri giderek Cumhuriyet taraftarı olduğunu üstü kapalı ima etse de, Mustafa Kemal henüz zamanı olmayan bu mühim mesele için müspet veya menfi bir cevap vermekten kaçınır.
Buradan anlaşılıyor ki, Cemalettin Efendi Cumhuriyete taraftar, Salih Baba da hür fikirli, çok ileri görüşlü bir zattır.
Atatürk bu görüşme sonrası Hacı Bektaş'tan ayrılmadan önce, Çelebi ile birlikte Hacı Bektaş Veli'nin türbesini ziyaret eder. Atatürk, Hünkar Hacı Bektaş Veli Hazretlerinin kabrine kapanır ve 'Evladını önüme rehber eyledim. Meydana çıkıyorum. Yüzümü utandırma' diye dua eder.
Atatürk oradan ayrılırken Cemalettin Çelebi, 'Paşam! Cumhuriyeti ne zaman kuruyoruz?' diye açıkça sorar. Cumhuriyet kelimesini duyan Atatürk heyecanlanır ve Cemalettin Çelebi'ye yaklaşarak, 'Aramızda kalmak kaydıyla en yakın zamanda' cevabını verir. Cumhuriyet ismi ilk olarak orada zikredilmiştir.
Görüldüğü üzere, Atatürk'ün başlattığı bu Milli Mücadele Hacıbektaş'ta yaptığı ziyaretle manevi bir boyut kazanmıştır.
O sebeple 29 Ekim 1923'te ilan edilen Cumhuriyet, milli iradenin tamamen hayata geçmesinin anahtarı olmuştur.
Bu duygularla Cumhuriyeti kuran iradenin büyük önderini rahmetle ve minnetle yaad ediyor onu ilelebet yaşatacak başta Türk Gençliği olmak üzere hepimize kutlu olmasını diliyorum.