Hayvan severler tarafından çokça eleştirilen 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun TBMM’de kabul edilmiş olup, söz konusu kanun belediyelere sahipsiz hayvanların bakımı ve takibine ilişkin bir takım ilave görev ve sorumluluklar yüklemekte…
527 sayılı Kanunla 5199 sayılı Kanun’a şu geçici madde eklendi:
“GEÇİCİ MADDE 4- Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yirmi beş bini aşan belediyeler 31/12/2028 tarihine kadar ek 1 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlüdür. Belediyelerin mali kaynaklarının bu yükümlülüğü yerine getirmede yeterli olamaması nedeniyle zorunluluk getirilen belediyelerin hayvan bakımevleri kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmakla ilgili maliyetlerinin %40’ının Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca karşılanması öngörülmekte. Fakat söz konusu maliyetin Hazinece karşılanması için belediyelerce bu amaçla yapılan harcamaların her yıl bu amaçla ayrılan ödeneklerin toplam tutarını geçmesi şartına bağlanmıştır. Başka bir deyişle, belediyelerin hayvan bakımevlerine ilişkin maliyetlerinin bu amaçla ayrılan ödeneklerin toplam tutarını aşmaması halinde Bakanlıkça belediyeye herhangi bir kaynak aktarımı yapılmayacaktır.”
“SORUMLULUK ÇOK, MALI DESTEK YOK”
Uygulama yönetmeliğinin 19. maddesindeki “Büyük hayvanlara günde en az bir öğün, yavrulara ise günde en az iki öğün yiyecek verilmesi. Yiyeceklerin günlük hazırlanması, günlük olarak tüketilmeyen yiyeceklerin uygun saklama koşullarında saklanması, hayvanların yemek artıklarıyla beslendiği hayvan bakımevlerinde yiyeceklerin günlük olarak tüketilmesi ve gün boyunca yiyeceklerin hayvanların önünde bekletilmemesi” ibaresine CHP tepki gösterdi. Belediyelere gönderilen genelgede, beslemelerin bu şekilde yapılabilmesi için hayvan bakım evlerinde yeterli miktarda yiyecek olması gerektiğinin altı çizildi…
Yerel yönetimlere verilen sorumluluklara rağmen, belediyelere mali destek sağlanmadığına dikkat çeken CHP’li belediye başkanları, “Verilen görevlerin tam ve zamanında yerine getirilmesi için mali destek sağlanmaması durumunda, belediyeleri ayrı bir mali çıkmaz beklemektedir” diye tepki gösterdiler…
Belediye Başkanları, “Belediyelerin veteriner işlerine ayırdıkları bütçe yüzde 2-3’lerin üzerine çıkmış durumda. Bu kadar yükü belediyelere yüklüyorsanız o zaman İller Bankası payını yüzde 6’dan 7-8’e çıkarın, vergi gelirlerinden payını artırın” talebinde bulundular…
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi mayıs ayı meclis toplantısında gündeme gelen hayvan barınağı meselesine ilişkin konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Odunpazarı’nın barınağının kapasitesinin 300 olduğunu, fakat barınakta 700 köpeğin olduğunu ifade etti. İki yıldır belediye barınağının yanında yer alan 20 dönümlük araziyi istediklerini ve barınağı büyütmeyi amaçladıklarını söyleyen Başkan Kurt, alanın ısrarla kendilerine verilmediğini belirtti. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç da öncelikle kırsaldaki sokak hayvanı meselesinin çözülmesini gerektiğinin altını çizdi…
“KIRSALI ÇÖZMEZSENIZ ŞEHIRDEKI KÖPEK YOK OLMAZ”
Ataç, “Şehrin her yerine barınak yapsan çözemesin. Şehre nereden köpek geliyor? Kırsaldan geliyor. Kırsalı çözmezseniz şehirdeki köpek yok olmaz. Yani denetlenemez. Bakanlıkları bu işin içine alıp kırsalın çözülmesi lazım. Kırsalda iş çözülecek o zaman ancak çözülür. Kırsaldaki tüm hayvanlar şehre hücum ediyor” dedi…
Doğru söylüyor…
Kanun çıktıktan sonra kent merkezindeki köpek sayısı arttı…
Birileri kırsaldaki köpekleri getirip kentin girişlerine bırakıyor…
Bir kısmı bırakıldıkları mahalleleri mesken tutuyor kimileri ise zamanla kent merkezine iniyor…
En azından birbirlerine yakın 4-5 ilçenin ortasına barınaklar yapılarak kırsaldaki köpekler buralarda barındırılmalı…
Bunun sorumlusu da ya Tarım ya da Çevre ve Şehircilik Müdürlükleri olmalı…
Bütün yük sadece belediyelere yüklenip zamanla belediyelerin yaptıkları barınakların kapasiteleri dolduğunda ne olacak?
Yaşı ilerlemiş veya hasta köpekler uyutulup yerlerine sokaklardan toplananlar mı alınacak?
“20 DÖNÜMLÜK YERI IKI YILDIR VERMIYORLAR”
Büyükşehir Belediye Meclis Toplantısında konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’da şunları söyledi:
“Bu iş hükümetin yapmak zorunda olduğu işlerin tamamını belediyelere yükleyip işin içinden sıyrılmasıyla sonuçlanmıştır. Şu anda Odunpazarı Belediyesi’nin barınağı ruhsatı iptal edip dava açmak suretiyle geri almış ve barınağın hukuki statüsünü düzenlemeye çalıyoruz. Barınağımızın kapasitesi 300. Şu anda barınakta 700 köpek var. Yasa yönetmelik köpek başına en az 10 metrekarelik alan istiyor. Bizim barınağımızın kapasitesi bunu kaldırabilmesi mümkün değil. Nüfusumuzun yüzde 10’u kadar köpek olacağını varsayıyoruz. Demek ki Odunpazarı’nda 45 bin sokak hayvanı var. 45 bin hayvana 10’ar metrekareden bir barınak ayırmak durumunda olduğumuzu düşünürsek 450 bin metrekarelik bir alan lazım. Odunpazarı Belediyesi olarak ısrarla istememize rağmen bizim mevcut barınağın bitişiğindeki 20 dönümlük yeri alamadık. Gerek Tarım İl Müdürlüğü gerek Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü mera vasfı kaybolmadı diye, asla mera olmayan, mera olarak kullanılmayan bu alanı bize verilmesini iki yıldır engelliyor.
“BAKANLIĞIN BIZE ÖDEDIĞI 150 LIRA”
Dolayısıyla bizim bu aşamada barınağımıza köpek kabul etme şansımız yok. Çünkü yasa çok açık. Bu yasayı uygulamak zorunda olan veterinerler de biz ancak bu kadar kısırlaştırırız diyorlar. Sayı belli, bir günde 10 tane, 20 tane. Kısırlaştırmanın maliyeti en düşük 3 bin lira. Bakanlığın bize ödediği 150 lira. Bu ekonomik sorunu çözmeden bu sokak hayvanı meselesini çözemeyiz. Dolayısıyla kamuoyu bu bilgiyi bilsin. Ona göre bizden beklentisi olsun. Bize barınak için yer verilmelidir. Barınak için yardım ve destek verilmelidir. Hayvan sayısına göre kısırlaştırma bedeli ödenmelidir. Devlet sorumluluğu üstlenmelidir…”
* * *
Kazım Kurt haklı…
“SSK ve Vergi borcunuz var” diyerek İller Bankasından yapılan ödeneklerden kesinti yapılıyor…
Yasal gelirlerinin dışında gelirleri olmayan CHP’li belediyeler hiç olmazsa personelin maaşını ödemek için tasarruf yapmak zorunda kalıyorlar...
Elinde kalan parayla da illerine, ilçelerine hizmet götürme mücadelesi veriyorlar...
Vatandaş da beklediği hizmetin zamanında mahallesine, sokağına gelmediğinde belediye başkanlarına kızıyorlar…
Bilmiyorlar ki belediyelere İller Bankası’ndan nüfusa göre gelen ödeneklerinin kesintiye uğradığını…
* * *