Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Cumhuriyetimizin doğum günü, Türkiye Cumhuriyeti 102. yaşını kutluyor. Özgürlük, eşitlik, bağımsızlık gibi evrensel değerlere kavuştuğumuz gün…
Bugün tarihimizin en değerli günlerinden birini, gerçek bir bayramı kutluyoruz…
Bugün büyük bir mutluluk ve gururla insandan, çoğulculuktan, hak ve hukuktan, adaletten, özgürlüklerden yana olan Cumhuriyetimizin 102. Yıldönümünü...
Kurtuluş Savaşından sonra Cumhuriyetin kurulması Türk Milletinin ikinci büyük zaferi oldu. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde en demokratik yönetim şekli olan Cumhuriyetimize kavuşmuştur…
Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Türkiye’de bir kalkınma dönemi başladı, ekonomi, siyasal, sosyal, kültür ve sanat alanları başta olmak üzere her alanda ilerleme, çağdaşlaşma ve modernleşmenin ilk adımları atıldı. Cumhuriyetimizin en büyük kazanımlarından biri de şüphesizdir ki hukukun üstünlüğü anlayışının ülke ve milletimiz için hâkim kılınması olmuştur. Bu sayede cumhuriyet yönetimi ile birlikte hukuk devletinin ilkeleri doğrultusunda yasalar önünde tüm bireyler hiçbir ayrım gözetmeksizin eşit sayıldı…
Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Türkiye’de her alanda kalkınma dönemi başladı.
29 Ekim 1923 günü Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz kurulmuş ve bu toprakların ilelebet yurdumuz olduğu tescillenmiştir. Cumhuriyet yönetiminde egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Ulusumuz Cumhuriyetle birlikte özünde var olan özgürlük ve eşitlik gibi unsurlarıyla birlikte yaradılışına ve yaşantısına en uygun olan yönetim şeklini benimsedi…
Savaşlar ve işgaller görmüş ülkemizin güzel topraklarına bir bahar gibi gelen Cumhuriyet, elbette kolay tesis edilmedi. Halkın iradesi ve idaresinden yana olan bu rejim çok sancılı süreçlerden bugüne gelmiştir...
Yokluk ve türlü zorluklar içindeki ülkemizin insanlarının yorgunluğunu gören, vatandaşların bağımsızlığa ve özgürlüğe olan ihtiyacını bilen ve önemseyen bir deha olan yüce önder Atatürk önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kurdu ve “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” dedi. O deha, o büyük önder, o Mustafa Kemal Atatürk 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet ile birlikte Türkiye’nin de ilk Cumhurbaşkanı seçildi…
Cumhuriyet kolay kurulmadı elbet, ancak gelişiyle de yorgun bir ülkenin üzerinden tüm karanlığı, tüm umutsuzluğu da olanca gücüyle silip süpürdü. Çağdaş ve demokratik bir yönetim biçimi olan Cumhuriyet ile birlikte ülkemize de yeni bir ufuk açıldı, bilim, eğitim, sanayi başta olmak üzere sayısız alanda kalkınma ve aydınlanma başladı…
Kadın erkek eşitliği, seçme ve seçilme hakkı, laik bir devlet anlayışı, hukukun üstünlüğü gibi kavramlarla tanıştı halkımız. Cumhuriyet de bu değil miydi zaten? Akıl, bilim, sanat, bağımsızlık, özgürlük, hak, hukuk ve eşitlikten yana, kısaca insan ve insana dair ne kadar olumlu koşullar varsa ondan yana olan değil midir Cumhuriyet?
Atalarımız bu toprakları bize vatan olarak bırakabilmek için kanlarını ve canlarını vermişler, şehit ve gazi olmuşlardır. Bu günlere ulaşmamızda ve bu topraklarda huzur içinde yaşamamızda büyük emeği geçen başta ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere tüm devlet büyüklerimizi, şehit ve gazilerimizi minnetle, saygıyla anmak hepimizin en başta gelen görevidir...
Türk Milleti Kurtuluş savaşında ülkemizin bütün fertleri ile birlik olarak, ‘söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ diyerek düşmana hep birlikte karşı koyarak şanlı bir zafere imza attı. Bu şanlı mücadelenin sonrasında milletin iradesi egemen kılınarak Cumhuriyet’imiz, vatan ve millet sevdasının ölmez eseri olarak ortaya çıktı.
Ecdadımızın en değerli mirası olan Cumhuriyetimizi korumak ve yükseltmek ise bizim temel görevimizdir. Bunun içinde yapılması gereken en önemli şey tıpkı Kurtuluş Savaşında olduğu gibi birlik ve beraberlik içerisinde milletin ve devletin düşmanlarına karşı ortak mücadele etmektir.
İlkelerinden asla şaşmayacağımız, eşsiz bir miras olarak aldığımız ve çocuklarımıza emanet edeceğimiz Cumhuriyet’imizin 102. Yıldönümünü kutluyor, devrimleri ve dehası ile bize bu büyük ufku açan yüce önderimiz Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Cumhuriyet’in tesisi ve ilerlemesinde emeği bulunan hemen herkese sonsuz şükranlarımı sunuyorum…
Cumhuriyetimizin kurulmasında, korunmasında ve yaşatılmasında canını feda eden başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm aziz şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum. Bıraktıkları emanetin sonsuza dek bekçileri olacağız...
* * *
VANDALİZM ESKİŞEHİR TARAFTARLARINA YAKIŞMADI
Geçtiğimiz Pazar günü Eskişehirspor Afyon’da Afyonspor’a konuk oldu…
Afyonspor ile Siyah-Kırmızılılar son olarak 2018-2019 sezonunda önce Eskişehir’de karşı karşıya geldi. Bu maçı Eskişehirspor 3-1 kazandı. Siyah-Kırmızılı takımın gollerini Emre Güral (2) ile Erdal Akdari atmıştı…
Afyon’da ise Afyonspor 2-1’lik skorla rövanşı almıştı...
Bu maçtaki ES-ES’in golünü Fıratcan Üzüm attı…

3. Lig 4. Grup 8. hafta karşılaşmasında Afyonspor ile deplasmanda oynayan ve grupta son sırada yer alan rakibi karşısından 5-1’lik galibiyetle ayrılarak üç maçlık galibiyet hasretine son veren Eskişehirspor, 14 puanla 7. sıraya yükseldi…
Zirvede 20 puanlı Karşıyaka’nın yer aldığı, 19 puanla Kütahyaspor ve Uşakspor’un ilk sıraları aldığı grupta; 17 puanlı Denizli, 15 puanla Söke 1970, 14 puanla Ayvalıkgücü Belediyespor ile birlikte yer alan Eskişehirspor, ligde 9. haftayı ise Bornova 1877 Sportif Yatırımlar ile deplasmanda oynayacağı karşılaşmayla geçirecek…
7 puanla 11. sırada yer alan İzmir temsilcisiyle 2 Kasım Pazar günü Bornova Aziz Kocaoğlu Stadı’nda saat 15.00’te karşılaşacak…
GALİBİYET ABARTILMAMALI
Eskişehirspor, Afyon’da Afyonspor’u 5-1 gibi farklı skorla yenince birileri, bu galibiyeti yeni hocaya kimileri ise taraftarların göstermiş olduğu tepkinin olumlu sonuç verdiği yönde değerlendirdi…
Bence alınan galibiyette ne yeni hoca Hakan Şapçı ne de taraftarların Denizli İdmanyurdu maçından sonra gösterdikleri tepki sonucu olarak değerlendirmiyorum…
Afyonspor bu sezon çok ciddi sıkıntılarla boğuşuyor…
Geçtiğimiz yıllarda verilen maddi-manevi desteği bu sezon bulamadı…
Eğer kötü gidişe çare bulamazlarsa sezon sonunda BAL Ligi’ne düşebilir…
Yani alınan galibiyet fazla büyütülmemeli…
Afyonspor bugüne kadar oynadığı maçlarda henüz galibiyet ile tanışamamış...
8 maçta 2 beraberlik 6 mağlubiyet aldı…
23 gol yedi 8 gol attı…
Aldığı mağlubiyetlerin üçü kendi sahasında…
Deplasmanlarda Karşıyaka’ya 2-1, Kütahyaspor’a 1-0, Balıkesirspor’a 4-0, sahasında ise Uşakspor’a 4-0, Denizli İdmanyurdu’na 2-1, Eskişehirspor’a ise 5-1 yenildi…
Ayvalıkgücü ve Alanyaspor ile berabere kaldı…
O nedenle 5-1’lik galibiyet fazla abartılmamalı diyorum…
Siyah-Kırmızılılar pazar günü İzmir’de Bornova 1977 SK ile karşılaşacak…
7 puanlı Bornova’nın 8 maçta 1 galibiyeti var…
7 puanla 11 sırada…
Eskişehirspor bu deplasmandan da galibiyetle dönse bile önümüzdeki haftalarda oynayacağı maçlar için ölçü olmaz…
Ligin 10. Haftasında kendi sahasında 15 puanla 5. Sırada olan Söke 1970 SK ile karşı karşıya gelecek... Siyah-Kırmızılılar, eğer bu maçı kazanabilirse takımda iyiye doğru çıkış olduğunu göreceğiz…
11. Haftada ise Tire 2021 FK’ya konuk olacak…
Bu maçtan da puan veya puanlar alabilirse şampiyonluk yolunda “bende varım” diyebilecek…
Kütahya ve Karşıyaka Kulüpleri ile oynanacak maçlar çok önemli…
Önemli olan bu iki maçtan puan veya puanlar alabilmek…
Temennimiz sezon sonunda Eskişehirspor’un direk veya oynayacağı play-off maçları sonunda 2. Lige yükselmesi…
Yeni Hoca Hakan Şapçı ile Siyah-Kırmızılı formayı giyen futbolcular bu hedefe kilitlenmeli…
ESKİŞEHİRSPOR’A VURULAN DARBE
Gelelim esas konumuza…
Pazar günü Afyon Zafer Stadyumunda oynanan Afyonspor maçının sonunda Eskişehirsporlu bazı taraftarlar misafir takım tribünündeki tuvaletlerdeki lavabo, muslukları kırmış…
Yetmedi yine misafir takım tribünündeki koltukları da kırmışlar…
Stadyuma çok ciddi zarar vermişler…
Bu zararı kim karşılayacak?
Elbette ki Eskişehirspor Kulübü…
Bu yok zamanda en az 30-40 bin lira kulübün kasasından çıkacak…
Sadece maddi değil büyük ihtimalle TFF’nin gözlemcileri de bu saldırıyı rapor etmişlerdir…
TFF’den ceza gelecek…
Yıllardır süper ligde başarıdan başarıya koşan, Avrupa’da Türkiye’yi temsil eden Eskişehirspor Kulübünün adına verilen çok büyük darbe…
Musluklar, lavabolardan, koltuklara ne kastınız vardı?
Takım maçı 5-1 kazanmış…
Bunun sevinci yaşamak yerine Afyon Zafer Stadyuma verilen maddi zarar o büyük kulübün taraftarlarına yakıştı mı?
Bu vahşet tek kelimeyle Vandalizm’dir...
Geçmişte bazı deplasmanlarda yeme-içme ihtiyacı için durulan dinlenme tesislerinde Eskişehirspor taraftarlarına yemek verilmediğini kaç kez şahit oldum…
Neden?
Çünkü yenilmiş-içilmiş ücret ödenmeden mekânlar terkedilmiş...
Bilmiyorlar ki bu yaptıkları kulübe maddi ve manevi zarar vermeni yanı sıra asıl büyük zararı Anadolu Yıldızı’nin 60 yıllık şanlı mazisine vermektedir...
Şunu bu taraftarlar asla unutmamalıdır; bu kentte Orhan Erpek adında bir EsEs sevdalısı yaşamıştır...
O Amigo Orhan ki; tribünde küfrü önleyen 1965’li yıllardan itibaren Play-Off bayrağını zirvelere çıkaran ve bütün Türkiye’ye rol model olan bir tribün fenomenidir...
Geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz bu değerimizin kemiklerini sızlatmaya kimsenin hakkı yoktur!
Unutulmasın, kırmızı Şimşeklerin büyüklüğü sadece sahada oynadığı futboldan kaynaklanmıyor...
Tribünlerde yapılan şov Bütün İstanbul, Ankara ve İzmirli sporseverler tarafından sempati ile izlenirdi...
Lütfen mazimizi bilenler tanıdıkları gençlere bu yılların görkemini anlatmalılar...
Ve şunu herkes aklından çıkarmamalıdır; Bu şanlı maziye 7 den 70’e herkes layık olmalıdır...
 
             
             
             
             
             
             
                 
                             
                             
                 
                 
                 
                 
                