Atasözlerimizin hepimiz için ayrı bir önemi, ayrı bir değeri vardır. Atasözlerimizle oynamaya gelmez. Atasözlerimizin doğru anlaşılması için doğru anlayalım, doğru anlatalım.

Bu konu ile ilgili olarak aşağıdaki atasözlerimizi yeniden değerlendirmekte fayda olduğuna inanıyorum:

Bağdaki bağdan sürüdeki sürüden yer.’, ‘Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz.’, ‘Kepçe sapına yapışan, yağlı yerinden yer.’, ‘Pay edene pay kalmış.’, ‘Üzüm bekçisi üzümden tadar.’, ‘Yazıcı kendine kem yazmaz.’ ve “Bal tutan parmağını yalar.” atasözümüz; “Kazancın çoğunu işi yapan, elde eder. Dağıtımda görevli olan, dağıttığından faydalanır. İyi şeyler üreten, faydalı hizmetlerde bulunan ya da olumlu işlerle uğraşan, sonunda ondan birtakım faydalar da sağlar. Hizmetinin verimlerini aldığımız kimse, bize kazandırdığı ürünlerden faydalanmalıdır. Bu, işin gereğidir.” anlamında iken özellikle ‘Bal tutan parmağını yalar.’ atasözümüz, “hırsızlık” konusunu işler biçimde kullanılmaktadır.

İş bilenin, kılıç kuşananındır.’, ‘At binene, kürk giyene yakışır.’, ‘İş bilenin, köprü geçenindir.’, ‘Av tutanın olur.’1]’, ‘Yayı atıcısına vermeli.’ ve ‘At binenin kılıç kuşananın’ atasözlerimiz; “1. Herkes, kullanmak istediğine sahip olmak ister. Her şey, onu gereği gibi kullanmasını, ondan faydalanmasını bilene yakışır; öyle şeyler de böylelerinin hakkıdır. Beceri isteyen iş, öncelikle o işi iyi bilene yaptırılır. Ülkenin yönetimine, bunu başarıyla yerine getirebilecek olanlar seçilmelidir. 2. Kendinden faydalanılan şey, kimin elinde ise onun sayılır.” anlamlarındayken özellikle ‘At binenin kılıç kuşananın’ atasözümüz, “gaspçılık mübahtır.” şekliyle anlaşılır olmuştur.

Söz gümüşse, sükût altındır.’, ‘Sükût etmek gibi âlemde nâdana cevap olmaz. [2]” atasözlerimiz; “Konuşmasını bilemeyen, başına iş açar. Susmak, bazı durumlarda konuşmaktan çok iyidir.” anlamındayken ‘Söz gümüşse sükût altındır’ atasözümüz “Ortamı kendi haline bırakma” fikrini anlatır halde kullanılır olmuştur.

Komşuda aş pişer, kokusu bize düşer. / Komşuda pişer, bize de düşer.” Atasözlerimiz; “Elinde avucunda fazla olanı ihtiyaç sahiplerine vermek, kişiyi erdemli eder.” anlamındayken “Komşuda pişer bize de düşer.” atasözümüz, “hazırcılık” anlamıyla kullanılır olmuştur.

Kaz gelen /gelecek yerden tavuk, esirgenmez. [3]’, ‘At sahibinden eşek, esirgenmez.’, ‘Balı olandan pekmez, esirgenmez.” Atasözlerimiz; “Büyük menfaat sağlanan yerden küçük fedakârlık, esirgenmez. Büyük menfaat beklenen yer için küçük fedakârlıklara katlanılmalı, küçük de olsa sıkıntılara girilmelidir.” anlamındayken “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.” atasözümüz, “menfaatçiliği mübah sayma” anlamıyla kullanılır olmuştur.

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. / Doğru söyleyeni dokuz köyden kovmuşlar, onuncu köye muhtar yapmışlar.” atasözlerimiz; “1. Hep çıkarını düşünen, doğru söyleyeni sevmez. Çıkarına ters düştüğünden ona istenmeyen adam muamelesi yapar. Doğru söyleyenin değeri belli yerlerde, belli zamanda anlaşılmayabilir ama onun yeri ve değeri zamanla anlaşılıp hak ettiği değer verilir. 2. Kimin menfaatine dokunursa dokunsun doğruyu söyleyen, sevilmez.” anlamındayken “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” atasözümüz, “yalancılık mübahtır” anlamında kullanılmaya başlamıştır.

Bana değmeyen yılan bin yaşasın.[4] / ‘Bana dokunmayan /beni sokmayan yılan, bin yaşasın.” atasözlerimiz, “1. Yalnızca menfaatini düşünen, kendine kötülüğü dokunmadıkça zararlı birinin yaptığına kayıtsız kalır. 2. Zararlı olduğu bilinen ama kimseye kötülüğü dokunmayan kişiye ilişilmemelidir. 3. Bana bir kötülüğü olmasın da başkalarına ne yaparsa yapsın.” anlamındayken “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.” atasözümüz, “Bencillik mübahtır.” anlamında kullanılmaya başlamıştır.

“Üzümünü ye de bağını sorma.’ , ‘Balını ye, arısını sorma.’ ‘Meyvesini ye de ağacını sorma.” atasözlerimiz, “Sunulan imkânların kaynağını sorgulamak, her zaman doğru olmayabilir. Önemli olan, bu nimetin önüne gelmiş olmasıdır. Ondan faydalanmaya bak; onun nereden ve nasıl geldiğiyle ilgilenme.” anlamındayken “Üzümünü ye bağını sorma” atasözümüz “haram mübahtır” anlamında kullanılmaktadır.

Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı derler/denir’. [5] / ‘Köprüden geçinceye kadar gâvura hacı baba demeli.” atasözlerimiz, “Bir kimse, kendine güçlük çıkaracaklara işi bitinceye kadar iyi davranıp övücü dil dökebilir.” anlamındayken “Köprüden geçene kadar ayıya dayı de” atasözümüz, “takiye, kurnazlık” anlamıyla kullanılmaktadır.

Ak koyun ak bacağından, kara koyun kara bacağından asılır. / Ak koyunu ak ayağından kara koyunu kara ayağından asarlar. / Keçiyi keçi ayağından asarlar, çebişi de çebiş. [6] / Keçiyi de kendi ayağından asarlar, koyunu da kendi ayağından asarlar. [7], ‘Kimsenin suçu ile kimse kınanmaz.’, ‘Musâ için İsâ kınanmaz.” Atasözlerimiz; “Kişi, kendi yaptığından sorumludur. Başkalarının günah ve kusuru, başkasını ilgilendirmez. Başkalarının hareketlerine fazla karışmamalı ancak çevredeki olumsuzluklara duyarsız da olunmamalıdır. Doğruluktan ayrılmayan güven kazanıp ödüllendirilirken kötülüğü iş edinen, hak ettiği cezayı görür. anlamındayken “Koyun kendi bacağından asılır” atasözümüz “bencillik” anlamında kullanılmaktadır.

Devlet malı balık kılçığıdır, yutulmaz. / Miri malı balık kılçığıdır, yutulmaz. [8]” atasözümüz; “Devletin malı balık kılçığı gibidir, yutulması zor ve de imkânsızdır. Yenilse bile o kişiye huzur vermez. Er ya da geç o malın hesabı devlet tarafından sorulur. Devlet malını kendine mal etmek çok zordur. Birçok engel, buna müsaade etmez.” anlamında iken bunun yerine çoğu kere “Devletin malı deniz, yemeyen domuz. / Miri malı deniz, yemeyen domuz. [9]”şekliyle “Devlete hıyaneti sanat hâline getirenlere göre devletin bitmez tükenmez malı vardır. Onlara göre yolunu bulup ondan aşırmayan, budaladır.” anlamında kullanılmaktadır.


[1] Türkmen Atasözü

[2] nâdan: 1. Cahil, bilmez, bilgisiz kimse 2. Sert ve gönül kırıcı, kaba kimse

[3] Başarı isteyip de fedakârlıktan kaçınanlar hakkında tavsiye amaçlı kullanılır.

[4] İnsanların bencilliğini anlatmada kullanılır.

[5] Maddî menfaat endişesiyle küçük manevî fedakârlıklarda bulunmanın uygunluğunu tavsiyede kullanılır.

[6] Nahcıvan’dan

[7] Türkmen Atasözü

[8] Devlet malını yemeyi mübah görenleri eleştirmek amaçlı söylenir.

[9] Devleti kendi menfaatine kullananların uydurduğu bir söz. Bugün geçerliliği yoktur.