Dün en az 5-6 arkadaşım telefon etti…
Hepsi de aynı şeyi sordu…
“Halil Ünal Eskişehirspor Kulübü Başkanlığına aday olacak mı?”…
Bilgim yok…
Halil Ünal ile yaklaşık bir yıldır görüşmüyoruz…
Yanlış anlaşılmasın bir kırgınlığımız falan yok…
Eskişehirspor Kulüp Başkanı iken sık sık görüşüyorduk…
Bu görüşmeler genelde kulüpte oluyordu…
Yıllar öncesine dayanan ağabey-kardeş dostluğumuz var…
Bu haberi duyunca Halil Ünal’a telefon ettim…
Ancak telefonu kapalı olduğu için ulaşamadım…
* * *
Halil Ünal bana göre Eskişehirspor’un efsane başkanlarından birisi…
Son seçiminde İzmir Gümüldür de tatildeyken Eskişehir’e gelip oyumu kullandım…
Karşısına başkan yardımcılığı yapan daha sonra istifa eden Mesut Hoşcan aday çıkmıştı…
Halil Başkan seçimi kazanacağından çok emindi…
Ekibine ve dostlarına güveniyordu…
Ancak maalesef bazı dostları, tabiri caizse kendisine kazık atarak Mesut Hoşcan’ın yanında yer aldı…
Seçimi “Önce Güven” mottosuyla yola çıkan ve “Ben Halil’den daha iyi bu kulübü yöneteceğim” iddiasında bulunan Hoşcan kazandı…
Hakikaten çok iyi yönetti (!)
İki sezonda 30’a yakın futbolcu transfer etmesine rağmen Halil Ünal’dan Avrupa Kupasına katılan ve ligi 5’nci olarak bitirmiş olarak aldığı Eskişehirspor Kulübü “Süper Lig’den” TFF 1. Lige düşürdü…
Sonraki sezonlarda da Eskişehirspor Kulübü’nün düşüşü devam etti…
2 ve 3. Lig derken kulüp Bölgesel amatör Lige kadar düştü…
İki yıl süren mücadele sonucu Ulaş Entok ve ekibi bu sezon yaşanan ciddi maddi sıkıntılara rağmen Eskişehirspor’u yeniden profesyonel lige (3. Lig) çıkarmayı başardılar…
Bu vesile ile Ulaş Entok ve yönetim kurulu üyeleri ile bu sezon forma giyen futbolcu ve teknik kadroyu bir kez daha kutluyorum…
500 MİLYONU AŞKIN BORÇ VAR
Eskişehirspor Kulübünün faizlerle birlikte 500 Milyon TL civarında borcu olduğu konuşuluyor…
Gerçek borcun ne kadar olduğunu 4 Haziran’da yapılacak Mali Genel Kurul’da öğreneceğiz…
Bu borç ödenmeden 3. Ligde mücadele edecek takımın oluşturulması çok ama çok zor…
Üstelik transfer tahtası da kapalı…
Futbolcu, teknik adamlar, şahıslara olan borçların ödenmeden transfer tahtasının açılması da mümkün değil…
4 Haziran’da Mali Genel Kurul’un ardından seçimli genel kurul da yapılacak…
Bugünkü yönetim borç harç ne yapıp yapıp kulübü 3. Lige çıkarmayı başardı…
Zoru başardılar desem abartmış olmam...
Ancak 3. Ligde kalıcı olmak dahası başarılı olmak için önce iyi bir takım oluşturmak gerekir…
Hatta Eskişehirspor taraftarlarının hiç ama hiç üçüncü ligde olmaya tahammülleri yok…
2025-2026 sezonunda bütün şehir 3. Ligde şampiyonluğa oynayacak bir kadro oluşturulması beklentisi içerisinde...
Bunun içinde öncelikle borçların kapanması ve ardından da şampiyonluğa oynayacak bir kadro oluşturulması için maddi güçleri iyi olan kişilerden oluşan başkan ve yönetimin göreve gelmesi gerekir…
Böyle birileri Eskişehir’de var mı?
Var elbette…
Türkiye’nin fiziki olarak en büyük Organize Sanayi Bölgesi Eskişehir de…
Son yıllarda Türkiye’de isim yapan çok sayıda sanayi kuruluşu geldi Eskişehir’e…
Hatta bir Çin Firması da önümüzdeki günlerde Eskişehir’de otomobil fabrikası kurma hazırlığı içerisinde…
Bugün Eskişehirspor Kulübü’nün şampiyonluk kutlaması yapılacak…
Eskişehirliler bu kutlamaya büyük ilgi gösteriyorlar…
34 bin kapasiteli stadyumun dolduğu duyumları alıyorum…
Kulübün kasasına bu kutlama vesilesiyle ciddi bir gelir girecek…
Bu parayla futbolcu ve teknik adamların şampiyonluk primi ve alacakları ödendikten sonra bir-iki dosya kapatılabilirse kar kardır…
HATİPOĞLU, ÜNAL’A “BAŞKAN ADAYI OL MU?” DEDİ
Telefon eden arkadaşlar aldıkları bir duyumdan da bahsettiler…
Neydi o duyum?
AK Parti Eskişehir Milletvekili ve Eskişehirspor Kulübünün eski başkanlarından Nebi Hatipoğlu, Halil Ünal’a, “Başkanlığa aday ol. Her türlü desteği yapmaya hazırım. Kulübe kalıcı gelir getirecek projelerim var. Ayrıca kulübe dışarıdan da destek verecek isimlerle görüşmeler yapıyorum. Bu arada stadyuma isim sponsorluğu yapabilecek isimler ve büyük firmalar arayışındayım” dediği iddia ediliyor…
* * *
Halil Ünal’a ulaşamadığım için bu iddiaların doğru olup olmadığını öğrenemedim…
Ancak şu bir gerçek ki Halil Ünal ile Nebi Hatipoğlu’nun araları çok iyi…
Ünal’ın kulüp başkanlığı döneminde de destek verdiğini biliyorum…
Eğer Halil Ünal başkan adayı olur ve başkanda olursa Nebi Hatipoğlu’nun iddia edilen söylemleri de doğru ise eğer bir yol kazası da olmaz ise Eskişehirspor büyük olasılıkla yeni sezonda ikinci ligin en kuvvetli adaylarından biri olur...
Halil Başkanın da Eskişehir dışında üst düzeyde çok önemli dostları, ilişkileri çok ileri derecede de dostları bulunuyor...
Kulüpler Birliği Başkanlığı yaptığı için tüm kulüplerle de oldukça iyi diyaloğu var…
Bu kulüplerden Eskişehirspor’a kadro fazlalığı olan futbolcuları kimini bedelsiz kimi ise çok düşük bedellerle kadrolu olmasa da kiralık olarak getirebilir…
“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye bir atasözü var…
Büyük ihtimalle Nebi Hatipoğlu ile Halil Ünal yüz yüze olmasa da telefonla görüştüklerini tahmin ediyorum…
Eğer Halil Ünal 4 Haziran’da yapılacak genel kurulda aday olup seçimi kazanırsa, gerçekten de Nebi Hatipoğlu iddia edilen sözleri söyledi ise ben Eskişehirspor’un üçüncü ligde şampiyon olabilecek bir futbolcu ve teknik ekibin oluşturulacağı inancındayım…
* * *
ASLA KALBİNİ KIRMAYACAK
Aşçılığıyla ün yapmış yaşlı bir kadın, akşam yemeğine gelecek olan oğlu ve yeni gelini için yine mutfağına kapanmış, yemek yapıyordu…
Aynı akşam yemeğe eski bir aile dostu da davetliydi. Beklenen misafirler gelip sofraya oturduklarında çok şaşırtıcı bir durumla karşılaştılar…
Yaşlı kadının o gece yaptığı yemekler değme oburların bile iştahını kapatacak kadar berbattı. Tatlılar un kokuyordu, patatesler yanmıştı, köfteler ise neredeyse hiç pişmemişti…
Oğlu, yeni gelini ve aile dostu, kadıncağıza durumu fark ettirmemek için ellerinden geleni yaptılarsa da, yemek sırasında pek iştahlı göründükleri söylenemezdi.
Nihayet yemek bitti ve yeni evli çift annelerinin ellerini öperek evlerine gittiler. Aile dostları ise biraz daha kaldıktan sonra gitmeyi düşünüyordu. Oğlu ve gelini gittikten sonra, yaşlı kadına:
“Senin harika bir aşçı olduğunu adım gibi biliyorum. Bana söyler misin, bu geceki yemekler neden o kadar kötüydü? Bence ya hastasın ya da bir sorunun var” dedi. Yaşlı kadın gülümseyerek cevap verdi:
“Hayır, hiçbir şeyim yok. Kasten yaptım. Bu yemekten sonra oğlum asla ikide bir annesinin yemeklerini hatırlatıp karısının kalbini kıramayacak…”
* * * *
Sevgili dostlar, sevgili okurlar görüyorsunuz değil mi? Ne kadar ibretlik ne kadar ders veren bir öykü...
İnsanları kırmadan, incitmeden son derece etkili ve içinde sevgi barındıran, herkesi kucaklayan bir mesaj ancak bu kadar verilebilir...
Şunu bir kez daha anladık ki, İnsanlarda bilgelik, hoşgörü ve tevazu gerçekten az ya da çok mutlaka herkeste olması gereken bir özellik...
Bir de şunu belirtmeliyim: Ders vermek kadar ders alabilmekte çok önemli...
* * *